Home , Köşe Yazıları , G20 zirvesine doğru – Elif Sonzamancı

G20 zirvesine doğru – Elif Sonzamancı

Aldığı kararlarda bağlayıcılığı olmayan, fakat dünya siyasetine yön veren, dünya nüfusunun 3’te 2’sini, dünya ticaretinin ise yüzde 80’ininden fazlasını elinde bulunduran 19 ülke ve Avrupa Komisyonu’ndan oluşan G20 ülkeleri 7-8 Temmuz tarihlerinde Hamburg’ta buluşacak. G20’yi oluşturan ülkeler şunlar: ABD, Almanya, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan ve Türkiye. 60 trilyon dolarlık ekonomiyi yöneten G20 ülkeleri arasında kişi başına düşen milli gelirde ABD, 57 bin 436 dolarla ilk sırada, Hindistan, 6 bin 616 dolarla son sırada, Türkiye ise 24 bin 912 dolar ile 12. sırada yer alıyor.

Kendi ekonomilerini güçlendirmek adına, dünyayı yoksulluk ağına sürükleyen, dolayısıyla savaş politikalarını teşvik eden bu ülkelerin zirvesi için harcanan ödenek de bir o kadar dudak uçuklatıcı. Dünya genelinde 385 milyon çocuk aşırı yoksulluk içinde yaşarken, 65 milyon kişi mülteci iken, Hamburg’ta düzenlenecek G20 zirvesinin sadece güvenlik önlemleri için ayrılan bütçesi 130 milyon Euro.

G20’de alınan kararların resmi olarak bağlayıcılığı olmasada, alınan kararlar hem siyasete hem de ekonomiye yön veriyor. İklim politikalarından tutun da, göç, güvenlik, finans gibi birçok konuda tartışmalar yürütülen zirvede, alınan kararlar büyük devletlerin sermayelerinin korunup geliştirilmesine hizmet ediyor. Dünya genelinde yaşanan sosyal eşitsizlikler, ırkçılık, baskılar artarken, güven, huzur kavramları tam tersi bir seyir izliyor. Çünkü savaş politikaları, dolayısıyla oluşan silah ticareti bu ülkelerin ekonomisine katkıda bulunuyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre 2016 yılında dünya genelinde ülkelerin silahlanmaya ayırdığı miktar toplam 1 trilyon 686 milyar dolar. Her yıl artan bir rakam söz konusu.

İşte bu düzenin mimarları Hamburg’ta Merkel’in ev sahipliğinde biraraya geliyor. Dış politikada daha çok müdahil olma hedefini son hız pratiğe uyarlayan Almanya, paylaşım esasına dayanan yeni dünya düzeninde önemli bir aktör olmak istiyor. Silah ticareti başta olmak üzere Türkiye ile geliştirdiği ekonomik ilişkiler bu politikaların devamı niteliğinde.

Zirveye katılacak liderlerden biri de Erdoğan. Savaş politikaları ile beslediği iktidar temsiliyeti, Kürdistan politikası, insan hakları karnesi ile zirveye katılıyor Erdoğan. Referandum etkinliklerinde yaşanan kriz, akabinde uzun bir süre diplomatik ilişkileri meşgul eden İncirlik krizinden bu yana Erdoğan Almanya’yı ziyaret etmemişti. Şimdi hem Cumhurbaşkanı, hem de AKP Genel Başkanı olarak G20 zirvesine katılacak. Fakat Erdoğa gelmeden korumalarına karşı önlemler alındı bile. Erdoğan’ın korumalarının ABD’de protesto eden insanlara karşı kullandığı şiddettin Almanya’da yaşanmayacağı bizzat Emniyet Müdürlüğü tarafından deklere edildi. Bunu Erdoğan’ın kullandığı orantısız güce karşı önlem olarak okumamak gerekiyor. Nitekim Erdoğan korumalarının Washington’daki icraatları uluslararası kamuoyunda oldukça tepkiyle karşılanmıştı.

Dünya emperyalist devletlerin buluştuğu bu zirvede haliyle protesto gösterileri de yapılacak. Uzun bir süreden bu yana organize edilen, Kürtlerin de destek verdiği 8 Temmuz’daki protesto yürüyüşüne 150 bin kişinin katılması bekleniyor. Fakat protesto etkinlikleri 2 Temmuz’tan itibaren start alıyor. Etkinlikler çerçevesinde kültürel programlar da yapılacak. Zirvenin güvenliği için 20 bin polis görev yapacak. Hatta polisin hummalı çalışmasının bir ürünü de 11 bin metrekarelik alanı kapsayan bir cezaevi. 3 milyon Euro’dan fazla maliyeti olan cezaevi polisin verilerine göre 400 kişiyi barındıracak. Öyleki her türlü ayrıntıyı düşünmüş Hamburg polisi. Gözaltına alınanların işlemleri de direk söz konusu cezaevinde yapılacak.

Kentte G20 zirvesiyle günlük yaşam felç olacak. Toplu taşımadan, alışverişe birçok alanda önemli oranda sıkıntılar yaşanacak. Tüm bu önlemlerin ise katılımı etkilemesi beklenmiyor. (YÖP)