Anasayfa , Haberler , Fransa’da Seçmen Sağa Kayıyor

Fransa’da Seçmen Sağa Kayıyor

HABER MERKEZİ|19.01.2022| Fransa, Nisan ayında cumhurbaşkanlığı seçimi için sandığa gitmek için hazırlanıyor. Ülkede seçim tartışmaları alevlenirken, mevcut Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un adaylığını henüz açıklamaması enteresan ama adaylığına kesin gözüyle bakılıyor. Daha birkaç ay öncesine kadar ilk turu 10 Nisan’da düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçiminde Macron karşısında tek aday gözüyle bakılan aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’nin lideri Marine Le Pen’in oyları ise aşırı sağcı gazeteci, yazar Eric Zemmour’un adaylığını açıklamasıyla ikiye bölündü. Zemmour, faşizan dili ile polemiklerin kralı olarak seçim sürecinde en çok konuşulan isim olmayı başardı. Son anda sahneye çıkan Cumhuriyetçiler’in adayı Valerie Pecresse ise geriden gelip oy toplamaya başladı. Peki sol yelpazede kimler var derseniz? Yeşiller Partisi’nin Başkanı Yannick Jadot, Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi’nin lideri Jean-Luc Melenchon ve merkez sol Sosyalist Partisi’nin adayı Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, Komünist Parti Genel Sekreteri Fabien Roussel de Macron’la seçim yarışına girdi.

Her an her şey değişebilir

Mevcut tabloya baktığımızda şimdilik adaylar hemen hemen netleşti. Ama son yılların seçim süreçlerini düşündüğümüzde Fransa’da her an yeni bir sürpriz gelebilir. Hatırlarsanız, 2012 yılındaki seçimlerinde kazanmasına kesin gözüyle bakınan Dominique Strass-Kahn bir skandalla piyasadan tamamen silindi ve François Hollande sahneye çıktı. 2017 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Fransa siyasetinde bütünüyle bir altüst oluş yaşandı. Yılların köklü Sosyalist Partisi’nin esamesi okunamaz duruma gelirken, Cumhuriyetçilerin adayı François Fillon’un Cumhurbaşkanı olması beklenirken, Macron sahneye çıkıp kısa bir sürede iktidar koltuğuna yerleşti.

Anketlerde ne diyor?

Anketlere bakıldığında, 10 Nisan’daki ilk turda Macron’un yüzde 23, Pecresse’nin yüzde 20, Le Pen’in yüzde 15, Zemmour’un yüzde 14, Melenchon’un yüzde 8, Jadot’un yüzde 7 ve Hidalgo’nun yüzde 3 oy alabileceği tahmin ediliyor. Zemmour, Le Pen’in oyunu ikiye bölerken, solun kazanma şansının sıfır olduğu açık. İkinci turdaki pazarlıklarda sadece elindeki oy oranı ile bir rol oynayabilir. 

Hidalgo: Sol birlik olmalı

Bu nedenle Sosyalist Parti adayı Anne Hidalgo, solun bir an önce birlikte hareket etmesi ve tek aday üzerinde uzlaşması yönünde çağrısını her fırsatta yineliyor. Ancak şu ana kadar solda bir uzlaşının sağlanamadığı yapılan açıklamalardan anlaşılıyor. Bu parçalı duruşun Cumhurbaşkanlığı dışında milletvekili seçimlerine yansıması durumunda solun meclisteki sandalye sayısının daha da gerilemesi bekleniyor.

Macron yeniden mi iktidar?

Cumhuriyetçilerin adayı Pecresse’in oyları hızla yükseliyor. Peki Macron’u iktidara taşıyan Fransa burjuvazisinin Pecresse gibi statükocu merkez sağ bir siyaset istiyor mu diye sormakta fayda var. Macron bir projenin ürünüydü. Fransız burjuvazisi ülkede yargıdan, askeri alana, güvenlikten dış siyasete köklü bir değişim ve Fransa’da Charle De Gaulle’den Mitterand’a devamında sağ ve sol partiler tarafından takip edilen iktidar anlayışını geride bırakmak istiyordu. Bu anlamda Macron iktidara taşındı. Hatırlarsanız Macron’dan ilk rahatsız olan Fransız Genelkurmay Başkanı olan Pierre de Villiers istifa etti. Macron’un yöneldiği ilk alan reform paketleri oldu. Bu anlamda Fransa’da kara delik olarak görülen kamu harcamalarında ciddi kısıtlamaya giden Macron’a karşı sokağa inen Sarı Yeleklilerin eylemlerine karşı geliştirilen kolluk güçlerinin sert tutumu aslında, statükonun Macron’a direnişiydi. İşte reformlar yapan, dış siyasette Fransa’nın Ortadoğu, Afrika eksenli kolonyalist siyasetten kalma stratejisini değiştirmeye çalışan Macron, Erdoğan çıkışı ise bu anlamda yine ülkede kökleşmiş statükocu kanada çarptı. Gelinen aşamada 2022 yılı itibariyle AB dönem başkanlığını devralmış Fransa’nın daha geniş nüfus alanları konusunda Macron’un çabası devam ederken, sistemin onun yerine koyacağı bir adayı olmadığı sürece şu tablo içerisinde iktidar yine Macron’da olacakmış gibi gözüküyor.

Seçim Z kuşağının umrunda değil!

Seçim sürecinin alevli tartışmaları hız kazanırken, İslam karşıtlığı, yabancılar, göçmenler siyasetin seçim argümanı oluyor. Salgın koşulları, ülkedeki reformlar, artan işsizlik ve siyasetin dilinin yarattığı atmosferde bu kez seçmenin yüzde kaçı sandık başına gider henüz kestirilemiyor. Bir önceki seçimlerde ülkenin yüzde ellisi sandık başına gitmemişti. Son anda sürprizi olan bir seçim olmadığı sürece Macron’a yeşil ışık gözükürken, ülkede köklü başka bir değişim yaşanıyor. Fondapol’un hazırlamış olduğu bir anket sonucu ülkedeki seçmenin yüzde 37’sinin sağ kampa kaydığını gösteriyor. Bu oran 5 yıl önce yüzde 25’ti. Ve kendini hiçbir siyaset ile tanımlamak istemeyen o meşhur Z kuşağı. Z kuşağının büyük bir çoğunluğu ise sandığa gitmeyi bile düşünmüyor!

SELMA AKKAYA- PARİS