DARMSTADT | 20 – 01 – 2011 | Darmstadt Halkevi, konuk bulabildiği sürece, ayda bir ‘Edebiyat Kahvesi’ adıyla, ‘okuma ve imza günü’ etkinliği düzenleyecek. Bu kapsamda ilk etkinlik 16 Ocak Pazar günü saat 14.00 de, Halkevi lokalinde yazar-şair Kemal Yalçın’la yapıldı.
Kemal Yalçın, Türkiye’de yaşayan başta Ermeniler olmak üzere Rumlar’ın, Süryaniler’in, Ezidiler’in ve yokedilen-yoksayılan tüm halk gruplarının dramlarını, acılarını, yaşadıkları baskı ve katliamları birinci elden tanıkların ağzından anlatarak geçmişimize, tarihimize ve bugünümüze ayna tutuyor. Acıları-yaşananları paylaşarak , bize ve bugune taşıyarak azaltmaya çalışıyor.
Türkiye’nin soldurulmuş renkleri ve çiçekleri temalı belgesel romanları bulunan Kemal Yalçın’ın yeni çıkan son kitabı ‘Kardeşlerim Var Uzaklarda’ da, bir başka ‘nedameli’ konuyu, coğrafyamızın en kadim halklarından olan Süryaniler’i anlatıyor.
Okuma gününün ana konusu bu kitap ve Süryaniler. Ama ülkemizin bu kanlı tarihini en geniş kamuoyuyla buluşmasında en çok emeği geçen ve bunun bedelini canıyla ödeyen sevgili Hrant Dink’in ölüm yıldönümü olduğundan, etkinlik Hrant Dink anmasıyla başlıyor.
‘Kardeşlerim var uzaklarda’ kitabı, asıl olarak Süryanileri anlatmakla birlikte Hrant Dink’e ithaf edilmiş. Onunla başlıyor, onunla bitiyor. Kemal Yalçın, canlı ve şiirsel konuşmasıyla Hrant’tan bahsediyor, kitapta yer alan mektuplaşmalarından pasajlar okuyor. Ermeniler ve diğer Gayri-Müslim halklar üzerine bilgiler aktarıyor.
Örneğin: ‘Seyfo’dan önce (Seyfo, Süryanice Kılıç anlamına geliyor ve 1915 Süryani-Ermeni soykırımı için kullanılıyor), Osmanlı İdaresinde içinde, 1913’de yapılan Nüfus sayımına göre toplam 18.5 milyon insan yaşıyor. Ve bunun 4 milyondan fazlasını başta Ermeniler olmak üzere Gayri-Müslım halklar oluşturuyor. 2011 itibariye ise bu nüfusun sayısı yaklaşık 100 bin dolayında. Peki nereye gitti bu insanlar? Ne oldu bu insanlara?..
Cumhuriyetten sonra, soykırımdan kurtulup geri dönenlerle birlikte toplam gayri-müslim nüfusu yine 300 bin dolaylarında. Ama insanlar yok! Çoğalmaları gerekirken aşırı bir şekilde azalmışlar. Kemal Yalçın, ‘yoktur’, ‘soykırım-katliam olmamıştır’ diyen vicdan(sızlar)a en gür sesiyle soruyor: ‘Nereye gitti, ne oldu bu insanlara’ … Anlatılan bizim, bizim insanlarımızın hikayesi ve Kemal Yalçın sordukça, izleyicilerin gözünde-yüreğinde gizlice akıtılan gözyaşı olup akıyor. Ve bu gerçekleri anlatırken cümlelerini Hrant Dinkle anarak bitiriyor.
Ve Kemal Yalçın Süryanileri anlatmaya geçiyor.
Türkler bin yıl önce Anadolu’ya gelirken, Anadolu ve Mezopotamya’da bölgenin en kadim halkları olan Ezidiler, Aramiler, Keldaniler,Nasturiler, Süryaniler, Kürtler, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Bizanslılar yaşıyordu ve Nüfusları 5 milyon civarındaydı. Zenaat, tarım, ticaret, el sanatları, özellikle Süryanilerde felsefe çok gelişkindi. Türkler 200-300 bin kişi olarak atlarıyla ve sürüleriyle geldiler.
Bugün ise İstanbul ve Turabidin diye ifade edilen bölgede yaşayan Süryani sayısı 30 bin civarında. Aramiler’in Hristiyanlığı kabul edenlerine Süryani deniyor ve bugün yaşadıkları baskı ve katliamlardan dolayı yaklaşık 300 bin Süryani de başta İsveç olmak üzere almanya, Hollanda ve Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşıyorlar. Sadece burayla da sınırlı değil. Çok sayıda Süryani de Hinditan, Irak ve Lübnan’da yaşıyor. Son Amerikan saldırısından sonra, radikal islamcıların saldırı ve katliamlarından dolayı 1 milyon civarında Süryani yaşadıkları toprakları terkederek yollara düşmüşlerdır.
Turabidin, Süryanice de ‘tanrıların olduğu dağ, tanrılarla dolu dağ’ anlamına gelıyor. Süryani takviminin bu yıl 6660. Yılı kutlanıyor…
Süryanilerin yokedilme, göç yollarına düşme sürecine son yıllarda en büyük katkıyı, devletin yönlendirmesiyle Kürdistan’da devlet tarafında yeralmış işbirlikçi Kürtler veriyor. Hamidiye alaylarıyla başlayan süreç bugün Korucularla devam ediyor.
Kemal Yalçın’ın anlatımlarından sonra izleyicilerden gelen soru ve karşılıklı sohpetlerle okuma günü bitirildi. Iyleyiciler tarafından alınan kitaplar imzalandı.