Anasayfa , Haberler , Cumartesi Annelerinin nöbetinde bir Devlet Başkanı!
Urugay Devlet Baskani
Urugay Devlet Baskani

Cumartesi Annelerinin nöbetinde bir Devlet Başkanı!

IMG_6015(2)Cumartesi Annelerinin, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak  ve faillerin yargılanması için senelerdir Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdiği 553’üncü adalet nöbetine ‘Saraysız Başkan’  Uruguay eski Devlet Başkanı Jose Mujica katıldı. HDP Genel Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, HDP Milletvekilleri Pervin Buldan, Hüda Kaya, Filiz Kerestecioğlu, Garo Paylan, Sezai Temeli ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun  hazır bulunduğu adalet nöbetinde, Mujica’ya,  gençliğinde kendisi gibi  şehir gerillası mücadelesi veren ve yıllarca cezaevinde kalan eşi Lucia Topoulanski eşlik etti.

Gözaltında kaybedilen kayınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için Galatasaray Meydanı’nda adalet nöbetlerinin 553. Haftasına giren Cumartesi Annelerinin, bu hafta özel bir konuğu vardı: Uruguay eski Devlet Başkanı Jose Mujica. Dünyanın en yoksul devlet başkanı olarak tanınan “Pepe” lakaplı 80 yaşındaki Mujica ve  eşi Lucia Topoulanski oturum öncesi  anneleri ziyaret etti. HDP Genel Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, HDP Milletvekilleri Pervin Buldan, Hüda Kaya, Filiz Kerestecioğlu, Garo Paylan, Sezai Temeli ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun hazır bulunduğu 553. Oturumda Mujica ve Topoulanski, Cumartesi Annelerini dinleyerek acılarını bağrına bastı. Mujica ve Topoulanski yoğun programları nedeniyle katılamadığı oturumda, 20 yıl önce 1995 yılında Mardin Dargeçit’te gözaltına alınıp, katledilen ve henüz 12 yaşlarındaki Seyhan Doğan, 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 16 yaşındaki Nedim Akyön aralarında bulunduğu 7 kişi tanıtıldı.

AMCAMI MEZARINDA DA RAHAT BIRAKMADILAR !

Adalet nöbetinde ilk sözü Seyhan Doğan‘ın yeğeni Evin Doğan aldı. “Amcamı bulduk ancak acımız devam ediyor” diyerek sözlerine başlayan Evin, “ Onu bulduğuma sevinemedim çünkü onu o halde gördüğümde o kadar üzüldüm ki bulunduğuna bile sevinemedim” dedi. Bugün, amcasının gözaltına alındığı yaşta olduğunu vurgulayan Evin, amcasını katletmekle kalmayan devletin bir de Dargeçit’teki mezarını yıktığını söyledi. Gözaltında alındığına benim yaşımdaydı ve çok ağır işkencelerden geçti. Evin, “O kadar işkenceye rağmen amcamı rahat bırakmıyorlar. Mezarı ziyaret ettiğimde tüm mezar taşlarını yıkılmıştı. Artık ne istiyorlar bilemiyorum. Artık yeter diyorum son versinler bu işkencelere” diye feryat etti.

KADRİ DOĞAN’DAN CHP’YE SİTEM

Sonra ardından söz alan Seyhan Doğan‘ın abisi Kadri Doğan, kardeşinin katledeli 20 sene olduğunu ve hala adalet yerini bulmadığını söyledi. Kardeşi Seyhan ile birlikte gözaltında kaybeden 7 kişinin sadece 5’inin kemiklerine ulaşılabilindiğine dikkat çeken abi Doğan, iki kişinin akıbetinin belli olmadığını aktardı. Bu yedi kişinin failleri belli olduğunu vurgulayan Doğan, kardeşini katledenlerden ve mahkemelerde suçunu kabul etmeyen bir şahsın bugün CHP üyesi olduğuna işaret etti. “Ben yıllardır CHP üyelerine, Cumartesi annelerinde sizi görmek istemediğimi ifade ediyorum” diyen Doğan, CHP teşkilatına, “ Bu şahsı üyelikten çıkartın. Çıkartmıyorsa CHP bu alanı terk etsin” diye seslendi. Bugün aynı zamanda yıllarca oğlunun kemiklerini arayan annesinin ölüm yıldönümü olduğunu aktaran Doğan, annesinin Dargeçit’te Seyhan’ın yanına gömdükleri mezarların bu son operasyonlarda devlet tarafından yerle bir edildiğini vurguladı.

12 yaşındaki Davut Altunkaynak ve kaybedilen diğer insanların ailelerinin sesli mesajının okuduğu oturumda, bu hafta basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in ablası İkmal Eren okudu. 29 Ekim 1995 tarihinde ağır silahlı askerlerin Mardin Dargeçit’te başlattığı ev baskınlarında üçü çocuk, ikisi lise öğrencisi, 7 kişinin gözaltına alındığını belirten Eren, gözaltına alınan 12 yaşındaki Davut Altınkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 20 yaşındaki Abdurrahman Olcay, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun, 57 yaşındaki Süleyman Seyhan‘ın Dargeçit Jandarma Karakoluna götürüldüğünü ve ağır işkencelerle sorgulandığını söyledi.

Onları soran ailelerine sorgu serbest bırakıldığı cevabı verildiğini anlatan Eren, “Serbest kalsalardı eve gelirlerdi. İtirazları “dağa gitmişlerdir” diye karşılandı. Aileler kayıplarını aramaktan vazgeçsin diye tehdit edildi, gözaltına alındı, işkence gördü. Tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Suç duyuruları takipsizlikle sonuçlandı” dedi. Eren, 6 Mart 1996 tarihinde Süleyman Seyhan’ın kafası olmayan yakılmış bedeni bir kuyuda bulunurken, İHD‘nin ve ailelerin ısrarlı takibi sonucunda ise yapılan kazılarla Mehmet Emin Aslan, Seyhan Doğan, Abdurrahman Coşkun ve Abdurrahman Olcay’ın kemiklerine ulaşıldığını söyledi. Nisan 2015‘te Dargeçit Ulaş köyü civarında bulunan bir mağaranın içinde bulunan kemiklerin Davut Altınkaynak ve Nedim Akyön’e ait olduğu kanaatiyle İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini aktaran Eren, İHD’nin takibi sonucunda, 19 yıl sonra Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameyle Mardin Jandarma Komutanı Hurşit İmren ve Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin de içinde bulunduğu 20 kişi hakkında, “ birden fazla kişiyi teammüden öldürme” suçundan dava açıldığını belirti.

AKP DÖNEMİNDE CUMARTESİ ANNELERİNE YENİ ANNELER EKLENDİ !

Oturumun sona ardından basına bir açıklamada bulunan HDP Eşbaşkanı Demirtaş basının sorularını yanıtladı. 553 haftadır kayıp annelerinin devlet eliyle kaybedilen çocukları, eşleri, yakınları aradığını hatırlatan Demirtaş, “ 553 haftadır devletten ve hükümetten ses yok. Nice hükümetler geldi geçti, bazıları failleri hakkında gereğinin yapılacağını söz verdiler fakat bırakın bunlarla ilgili etkili bir soruşturmayı yürütmeyi, tam tersine AKP’nin 13 yıllık iktidarı döneminde Cumartesi annelerine yeni anneler eklendi” dedi.  En azından kamunun genel beklentisi olan adalet sağlanacağına dair en küçük bir umut olmadığını ifade eden Demirtaş, “Cumartesi Annelerinin haklı adalet arayışının bir gün sonuçlanacağına diliyorum, bu mücadelenin bir parçasıyız ve devlet hesap vermeye ve özür dilenen kadar da bu yürüyüş, bu arayış sürecek” diye konuştu.

IMG_6063(1)DİKTATÖRLÜĞE KARŞI DEMOKRASİ DEMEK İÇİN SANDIĞA!

Seçimlerle ilişkin katılımın diğer senelere nazaran çok yüksek olacağını düşündüğünü belirten Demirtaş, “Kimse evinde oturmasın. Yarın Pazar ve yarın bizlerin eline verilebilecek en küçük mühür çocuklarımızın ve torunlarımızın nasıl bir ülkede yaşayacağı ile ilgili bir önemli araçtır. Her zaman elimize bu fırsat geçmiyor. O nedenle seçimi ve sandığı lütfen önemseyin ve geleceğimiz ve aydınlık yarınlar için sandık başına gidin. Geleceğimiz tekrar kurmanın ve diktatörlük ve demokrasi arasında tercih yapmanın tarihi fırsatını kaçırmayın ” çağrısında bulundu.(ANF)