Home , Çeviri , Çeviri | Daha fazla savaş, daha fazla kâr!

Çeviri | Daha fazla savaş, daha fazla kâr!

AHM |18.01.2018| Rheinmetall Yemen’deki katliamdan büyük meblalar kazanıyor. Konsern, Almanya’nın dış ülkelerdeki katılımları adı altında, ihracat sınırlamalarını bir şekilde bypass ediyor.

Yemen’de cholera salgını alarm veriyor. 2015 Mart ayından buyana Suudi Arabistan’ın önderliğinde süren saldırılar sonucu harabe haline gelmiş ülkede bir milyon insan salgına yakalanmış durumda. Birleşmiş Milletler çocuk yardım kurulu’nun verilerine göre 5 bin çocuk savaşta katledildi. Bir diğer tehlike ise reşit olmayan 1,8 Milyon kişinin yeterli beslenememesi.

Bu türden ilişkileri yaratan ölüm makinesi Federal Almana’dan geliyor: »Eurofighter« und »Tornado« savaş uçakları, bombaları ve raketleri Almanya’da üretiliyor ve Suudi Arabistan’a satılıyor.

Kurulması beklenen Alman hükümeti ise bu durumu değiştirme söylemlerinde bulunuyor. Hıristiyan Demokratlar (CDU/CSU) ve Sosyal Demokratlar (SPD)’ın en yetkin temsilcileri koalisyon görüşmelerinde, „Federal Hükümet, Yemen-savaşına katılan ülkelere silah transeferine onay vermeyecektir“ beyanında bulunuyorlar. Önceki günlerde Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel Yemen savaşını yürüten ülkelere silah ticaretini durdurduklarını söyledi. Gabriel, „Yemen’de olanlar konusunda her gün şikayet edemeyiz. Dünya çapında ki en büyük insani felaket ile karşı karşıyayız“ dedi.

Gabriel dediklerini kendisi bile ciddiye almıyor. Zira Alman silah cephaneliği yürülükte olan ihracat yasağını dış ülkelerde kurdukları alt firmalar yöntemiyle bypass ediyor.

Bu konuyu Alman devlet televizyonu ARD’nin „die Story im Ersten“ programı ele aldı. Araştırmalara göre Güney Afrika’da ikameti gösterilen ve Rheinmetall AG’ye ait olan Rheinmetall Denel Munition (RDM) patlayıcı madde ve bütün cephane parçalarını Ortadoğu’ya sevk ediyor. Alım gücü yüksek olan ve Yemen’e karşı savaş ittifakı oluşturan ülkeler Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri. RDM’de ihracata bağımlı olarak istihdam edilen 2 bin işçi çalışıyor. Bu istihdam „olağanüstü büyüme“ olarak lanse ediliyor. Anafirma, gelecekte Güney Afrika’da ki Joint Venture üzerinden yılda çeyrek milyar elde etme stratejisini terk etmiş durumda. Rheinmetall, Anafirma’nın bir kısmını „bağımsız“ kılmak istiyor, öyle ki bu sayede „Alman ihracat kurallarından bağımsız“ kâr elde etme amacını güdüyor.

Bu türden antlaşmalar vasıtasıyla Güney Afrika Hükümeti de aldatılıyor. Pretoria’da Savaş uçakları, Helikopterler ve bombaların ihracatı titizlikle kayıt altına alınırken, bütün fabrikaların sevkiyatı ise tam anlamıyla bir „kara kutu“. Rheinmetall’in ait olan RDM şimdiye kadar bu türden cephanelikten 39 tanesinin ihracatını yaptı.

Konsern, Sardinya adasına konuşlandırdığı Rheinmetall Silah ve Savaş Malzemesi’nin İtalya şubesi ile Riyad’ın savaş ihtiyaçlarını karşılıyor. Savaş malzemesi uzmanı Andrew Feinstein ARD’ye verdiği demecinde „Almanya, Ortadoğu’da süren oldukça kanlı çatışmaya katkı sunuyor“ belirlemesinde bulundu.

Düsseldorf merkezli Rheinmetall şirketinin şefleri programa demeç vermekten kaçınıyorlar. Şirket, „Her ülkenin yasalarına uyulmaktadır“ demekle yetiniyor. Bu türden Alman silah ihracatını engellemenk Alman hükümetinin bir nevi görevi, ancak Hükümet bu konuda herhangi bir açıklama yapmış değil. Görünen ise Alman şirketlerinin dış şirketler ile olan ortaklığı. Alman silahları ülke dışında üretildiği sürece Gabriel ve ekibi, silah ticaretinde hiç bir „katkıları“ yokmuş gibi davranmaya devam ediyorlar.

Simon Zeise’nin Junge Welt gazetesinde yayınlanan makalesi AHM tarafından çevirildi.