Home , Haberler , Barış için ‘kimsesiz kemiklerin’ hesabı sorulmalı!

Barış için ‘kimsesiz kemiklerin’ hesabı sorulmalı!

1f7c15e306cd0cac1282e616314e68f2İSTANBUL | 31 – 08 – 2013 | Cumartesi Anneleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü arifesine denk gelen adalet arayışlarının 440’ıncı haftasında tüm kayıpların sorumlularının yargılanmasını istedi. 1990’lı yılların ortasında gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in ablası İkbal Eren, „Bu ülkenin her karış toprağı altında çıkan kimsesiz kemiklerin hesabı sorulmadan barışın hiçbir anlamı yok“ dedi.

Galatasaray Meydanı’nda ellerinde karanfiller ve kaybettikleri yakınlarının fotoğrafları ile bir araya gelen Cumartesi Anneleri, „Failler belli kayıplar nerede?“ pankartı açarak, kayıplar için adalet istedi.

Kayıp yakınları bu haftaki eylemlerinde 1995 yılında gözaltına alınarak kaybedilen Hasan Ocak, Murat Yıldız ve Hayrettin Eren’in akıbetini sordu. Eylemde anneler, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesi ile tekrardan tüm kayıpların sorumlularının bulunması ve yargılanması talebinde bulundu. Eylemde ilk sözü 1995 yılında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız aldı. 440 haftadır devam eden eylemlerinde Galatasaray Meydanı’ndan gözaltında kayıplar için çok şey söylediklerini dile getiren Yıldız, ama ne yazık ki haykırışlarına karşı „gözlerin kör kulakların ise sağır“ olduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan’ın Mısır’da darbe karşıtı gösterilerde yaşamını yitiren Esma için ağladığını belirten Yıldız, „Başbakan ağlamak istiyorsan ülkene bak ve bize kulak ver. Eminin biz de seni ağlatacak çok hikaye var“ dedi.

Yıldız’ın ardından söz alan 1995’te gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in ablası İkbal Eren ise, „Ülkemizde bir süredir dillendirilen barış yine allandırılıp pullandırılıp önümüze koyuluyor. Sevsinler sizin barışınızı. Bu ülkenin her karış toprağı altında çıkan kimsesiz kemiklerin hesabı sorulmadan barışın hiçbir anlamı yok“ dedi. Başbakan Erdoğan’ın dünyada kimyasal silahın suç olduğunu dile getirdiğini belirten Eren, „Başbakan dönsün ülkesine baksın. Yargının silah olarak belirttiği gaz bombasını polisler yağmur gibi kullanırken, Başbakan ‚benim polisim gerekli müdahaleyi yapmıştır‘ deyip polisleri tebrik ediyor“ dedi. 1995’te kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak da, yeni savaşları ve gözyaşlarını istemediklerini belirterek, Türkiye’nin Suriye’ye yapılması planlanan olası müdahalede rol almaması gerektiğini söyledi.

Haftanın basın açıklamasını ise Sevim Fontaine yaptı. Gözaltında kaybetmenin insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu belirten Fontaine, „Gözaltında kaybetme suçunda devlet, gözaltına aldığı insanların varlığını inkar ederek, süreci hukuki korumanın dışında tutar. Böylece hem faillerin kimliğini hem de gözaltına aldıkları kişilerin işkence ile ölümlerini gizlemeyi hedefler. Bu suçun işlenmesi bir plan dahilinde ve devlet içindeki mekanizmaların işbirliği ile mümkün olur“ dedi. 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle kaybedilenlerin akıbetini bir kez daha soran Fontaine, „Kayıplarımıza ulaşmanın, onlara kaybedenlerin hakkaniyete uygun yargılanmalarının ve cezalandırmalarının ancak barış ortamında olacağına inandığımız için, Galatasaray Meydanı’ndaki taleplerimizden biri her zaman barış, barış hemen şimdi oldu“ dedi.

Eylem açıklamanın ardından 441’inci haftada yeniden biraraya gelmek üzere sonlandırıldı