Home , Avrupa , Avrupa’da Sürgünler Meclisi Kuruldu

Avrupa’da Sürgünler Meclisi Kuruldu

KÖLN | 17 – 12 – 2012 | Avrupa’nın 10 ayrı ülkesinde yaşayan Türk, Kürt, Ermeni, Asuri, Ezidi sürgünler, 15 Aralik günü Almanya’nın Köln kentinde toplanıp  bir platform oluşturdular. 12 Mart ve çoğunluğu 12 Eylül askeri darbesi sürgünü olan 120 kişi, akşam geç saatlere kadar yoğun bir tartışma sonrasında 23 kişiden oluşan bir meclis ve bunun içinden de 9 kişilik bir yürütme seçtiler. Sürgün Platformu’nun sözcülüğüne ise  Neslihan Çelik (Avukat) ve Hayri Argav (yazar-yönetmen) getirildi.

Toplanti Köln’ün Porz semtinde Stadtgymnasium’un konferans salonunda yapıldı. Saat 15 başlayan toplantı, yazdan bu yana hazırlık çalışmalarını yürüten Platform Girisimcileri adına Hayri Argav’ın yaptığı konuşma ile açıldı. Yaptığı konuşmada Argav, yazdan beri sürdürdükleri çalışmalar konusunda katılmcıları bilgilendirdi. 24 sivil toplum örgütünün kendilerinin çalışmasına destek verdiğini ve çağrı metinin de Avrupa’nın 10 ülkesinde yaşan 120 sürgün tarfından imzalandiğini belirtti. Türkiye’de 1915 yılında Ermeni, Asuri Rum haklarının uğradıkları soykırımın bir boyutunu sürgünün oluşturduğunu, ama sürgünler sorununun bugüne değin süregelen bir devlet politikası olduğuna dikkat çekti. Sosyol-Yazar Pınar Selek, gazeteci Necati Abay, BDP yönetiminden Hatice Çoban gibi birçok insanın bunun son örneklerini oluşturtuğunu söyledi.

“Devlet, “sügünler” diye bir sorun yokmuş gibi davranıyor. Bizlere “dönün” gibi çağrılar yapılıyor. Biz sadece bedenen değil, bizi biz yapan düşünce ve değerlerimizle dönmek istiyoruz” dedi. Bunun için ise Türkiye’deki siyasal ve hukuksal zeminin güvenilir olmadığını, bunu bir gerilla grubu ile Mahmur kampından gelen sürgünlerin oluşturduğu “Barış Grubu”nun durumunda da gördüklerini söyledi. Sürgünler olarak görevlerinin “sürgünler gerçeğini ortaya çıkarmak ve mücadelesini vermek” olduğunu belirtti.  Sürgünler Platformu, sürgünlerin hakları için mücadele verirken çalışmasını, akademik, hukuksal, siyasal v sosyal-kültürel gibi dört önemli ayak üzerinde oturtmasi gerektiğini, akademik bir çalışma olmadan diğer alanlarda yapılacak çalışmanın güçlendirilemeyeceğin söyledi.

Erdal Boyoglu (yazar), Enver Toksoy(sürgün), Neslihan Çelik(avukat) ve Fevzi Karadeniz (sendikacı-yazar)’den bir divan oluşturuldu.

12 Eylül askeri darbesinden itibaren Köln ve cevresinde sürgünlerin davalarıyla yakından ilgilenen Avukat Odantal Almanya’daki sürgünler, yaşanan sıkıntılar ve bundan sonra hukuksal olarak yapılması olası yöntemler üzerine bir konuşma yaptı. Alman devletinin mültecilere uyguladığı politikayı protesto etmek için 30 Ağustos 1983’de Türkiye’ye iade etmek için yapılan duruşmada, duruşma salonunun penceresinden atlayıp ölümü seçen ve bu yıl Hambur’un Altona semtinde bir parka adı verilen Kemal Altun’un durumuna da değinen Odantal, hukuksal alanda sürgünlerin sorununa da yardımcı olacağını belirtti.Interpol üzerinden aramasi süren ve dönem dönem tutuklanan Siyasi siginmaci statüsü kazanmis olanlarin haklarini korumak icin Lyon da bulunan Interpol dairesine ve Birlesmis Milletlere basvurarak bu sorunun cözümü icin mücadele yürütmek gerektigine dikkat cekti.

1971 Mart askeri derbesinden beridir Belçika’nın başkenti Brüksel’de sürgünde bulunan, yazdığı kitapları  fransizca, İngilizce ve Hollandaca gibi bir çok dillde yayınlanmış olun gazeteci Doğan  Özgüden ve  gazeteci İnci Tuğsavul da toplantıya katılanlar arasındaydı. Özgüden toplantıda bir konuşma yaptı. Konuşmasına toplantıya misafir olarak Brüksel’de bulunan Ragıp Zarakolu ve toplantıya katılamayan  Brüksel Kürt Enstitüsü’nden Derwich Ferho, Demokrat Ermeniler Derneği’nden Bogos Ökmen ve Asuri Enstitüsü’nden Nahro Beth Kinne’nin selam ve başarı dileklerini ileterek başladı. 1961 yılında yapılan göçmen işçiler anlaşamasının “Anadolu’nun binlerce yıllık göç vermeler, göç almalar tarihinde önemli bir kilometre taşı” olduğunu söyledi. “Oldum olası bu göçmen-sürgün ayrımından rahatsızlık duydum. Bir insan, hangi nedenle olursa olsun, doğduğu, büyüdüğü, kişiliğini bulduğu topraklardan zorla kopartılmışsa, göçmen değil sürgündür.” Avrupa’da birçok aydınla birlikte sürgünler için verdikleri mücadeleri anlatan Özgüden, 1974 yılında Yunanistan’daki askeri darbenin yıkılışı sırasında sürgünde bulunun Yuyanlı muhalislerinin o dönüş anılınını anlattır. Türk devletinin ise her zaman baskı uygulayarak Belcika ve diğer ülkelerdeki faliyetlerini engelleme yolunu seçtiğin söyledi. Sürgünde yaşamını yitiren “Nazım Hikmet, Yılmaz Güney, Ahmet Kaya, Fahrettin Petek gibi sanatta ve bilimde yaratıcı kavga insanlarinı” andığını ve en güzel kavgayı onların verdiğini söyledi.

Toplantıda yazar Kemal Yalçın, yazar Atilla Keskin, politilog Mustafa Akgün, Türkiye’den avukat Filiz Kalaycı, yazar İrfan Cüre, sendikaci Selahattin Yıldırım, Ali Mitil, Selma Metin, ATiK Temsilcisi Mahmut Özkan , Hatice Güden, İlyas Emir, Ezidiler adına Ali Seçik, Belkıs Pişmişler de birer konuşma yaptı.

Toplantiya, Deniz Keziban Çakıcı, Doğu Ermenistan’dan Sarkis Hatspanian, Sol Parti eski NRW milletvekili Hamide Akbayır ve katılamayan birçok sürgün, mesaj gönderdi.

 

Daha sonra kitle örgütleri ve tek tek kişilerin sözalarak konuştuğu toplantı, verilen arada Erdoğan Egemen ve Ozan Emekçi’nin okuduğu güzel şiirlerlerden sonra yapılan meclis seçimleriyle son buldu.

Yapılan konuşmalar ışığında Avrupa’daki Sürgünler Platformu Meclisi, bir çalışma perspektifi oluşturulacak.

Aralarında Gazeteci Doğan Özgüden, yazar Kemal Yalçın, Hatice Kilinç, yazar Erdal Boyoğlu, gazeteci Günay Aslan, avukat Neslihan Çelik,  yazar-yönetmen Hayri Argav, yazar Atilla Yalçın,  Enver Toksoy, Ali Seçik, Alibaba Karakaş, Selma Metin ,Ozan Emekci, Atilla Keskin,Mahmut Özkan ve Ali Mitil`inde bulunduğu 23 kişiden oluşan bir meclis secildi. Meclis orada kaptığı kısa oturumda, 9 kişilik bir yürütme ve platformun sözcülerini belirledi. Önümüzdeki sürecte   biraraya gelecek olan «Avrupada

sürgünler Meclisi“ sürgünlerin haklarini ve hukuksal alanda yürütülecek calismalari belirleyerek  demokratik kamuoyunu bilgilendirecek.

Sürgünler bulusmasi toplantisina asagidaki örgütler destekleyici ve dayanismaci olarak imza koymuslardi

–          YEK-KOM (Förderation der kurdischen Vereine in Deutschland e.V.)

–          AABF (Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu)

–          Avrupa Barış Meclisi

–          AGIF (Almanya Göçmen işçiler Federasyonu)

–          ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)

–          ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu)

–          FDG (Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu)

–          KOMKAR (Avrupa Kürdistan Dernekleri Konfederasyonu)

–          ÖDA (Özgürlük ve Dayanışma Almanya)

–          TÜDAY (Almanya Türkiye İnsan Hakları Derneği)

–          Kürdistan Ezidiler Birliği

–          AvEG-Kon (Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu )

–          Avrupa Desim İninsiyatifi

–          ICAD (Gözaltında Kayıplara Karşı Komite Almanya seksiyonu )

–          İGİF (İsviçre Göçmen İşçiler Federasyonu)

–          Avrupa  Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi

–          Kürmeşliler Derneği

–          Mainz Pazarcık Kültür Derneği

–          Güney Dergisi

–          Gelsenkirchen Alternative e.V.

–          Avusturya 78’liler Derneği

–          Yılmaz Güney Vakfı Destek Derneği e.V. Remscheid- Almanya

–          Yaşanacak Dünya