STRASBOURG | 03 – 04 – 2009 | NATO zirvesine karşı sergilenen direnişin üçüncü gününde yine polis NONATO kampını basma girişiminde bulundu. Aralarında ATİK aktivistlerinin de bulunduğu Türkiyeli devrimci yapılar ve Alman anti-faşist kurumlar barikatlarla direniş göstererek, polisin geri çekilmesini sağladı. Polis kamp alananı helikopterlerle göz yaşartıcı bomba attı, direniş gösteren ATİK ve diğer örgütlerden gözaltına alınanın olmadığı belirtildi.
Sabah saat 9:30’da toplanan kamp meclisi günün eylem planını çıkardı. ATİK aktivistlerinin önerisi doğrultusunda şehir merkezinde bir yürüyüş yapılması öngörüldü. Yürüyüşün amacı gerek Londra’daki G20’ye karşı eylemlerde gerçekleşen ve bir kişinin ölümüne sebebiyet veren baskılar, gerekse de NATO karşıtı etkinliklere katılmak üzere Strasbourg’a gelen insanların sınırda tutulup geri cevrilmesine kaynaklık eden baskıları Strasbourg kamuoyu karşısında teşhir etmekti. Emperyalist kapitalist sistemin baskı unsuruna karşı gerçekleşecek yürüyüşte, yine ATİK ve alman örgütü Alerta nın birlikte önerdikleri bildiri kaleme alındı. Bu bildiri meclis tarafından onay görerek kampın resmi tavrı şeklinde yayınlandı. Ortak kullanılacak pankartın içeriği de yine bu toplantıda belirlendi.
Saat 15’te, kamp alanından eylemciler şehre doğru hareket ettiler. Nedir ki, şehre otobüslerle gidilmesi kararlaştırılırken, yürüyerek hareket edilmesi tercih edildi. Askeri Garnizon’un camları, cogunlugunu Black Block luların olusturdugu bir kesim eylemci tarafından taşlandı. Yürüyüşün ilerleyen dakikalarında, yine bir kısım eylemcinin buna benzer fakat bu kez otobüs duraklarına yönelik davranışları yürüyüşü izleyen kitle nezdinde tepkiyle karşılandı. Bunun sistemli bir hale gelmesi ve semt sakinlerinin mallarına zarar verici bir hal alması, ATİK ve diğer Türkiyeli ve Alman kurumların bu kesimle kendi aralarına bir mesafe koymalarını dayattı. Yürüyüşün bu şekilde belli bir süre devam etmesinin neticesinde, ATİK’in de içinde bulunduğu kurumlardan bir kısmı kampa geri dönme kararını aldı.
Kamp alanına dönüldüğünde, kamp sakinleri ile toplantı çadırında bir görüşme yapıldı. Bu görüşmede, polisle çatışan bir kesim eylemcinin orman alanı üzerinden kampa ulaşmaya çalışmalarının neticesinde polis barajına takıldığı duyuruldu. Kampın kuzey-doğu bölümünde polis engeline takılan eylemcilerin kampa girmelerini sağlamak üzere kampta bulunan insanların olaya müdahale etmeleri talep edildii. Yine olaya yakın yerden koşarak kampta duyuru yapan gencin çağrısına ATİK, ADHK, TİKB ve MLKP’lilerle birlikte önemli bir kesim kulak vererek hazırlıklı bir şekilde ilgili alana doğru yürüdüler. Saatlerce süren çatışmada polisin kampa olası bir müdahalesini engellemek üzere de iç güvenlik yeniden oluşturuldu. ATİK ve YDG aktivistlerinin de yer aldığı ve barikatlar oluşturularak karşı koyuş sergilendiği uzun süreli direniş sayesinde polisin kampın kuzey-doğusundan müdahale olasılığı sıfıra indirildi. Gerek yerden, gerekse de helikopterden yoğun gaz bombalarının atılmasına rağmen gözaltı vermeksizin başarılı bir sınav veren militanlar, polisin „geri-çekilmeye geri-çekilme“ tutumuna karşılık saldırıların durdurulması önerisi gözden geçirdı. Buna ilişkin toplantı çadırında bir görüşme yapıldı. Buradan çıkan sonuç gereği, başta ormanda yaralananlar olmak üzere tüm gözaltıların serbest bırakılmasına karşılık polisin talebinin mümkün olacağı belirtildi. Nitekim geç saatlerde, yaklaşık 250 gözaltıdan bir kısmı grup şeklinde serbest bırakılırken, diğer kısmın gözaltı süresi devam etmektedir. Zira polislerle girişilen direniş, polisin geri çekilmesine koşut olarak yaklaşık saat 21’e doğru sona erdi.