Home , Avrupa , ATİF 2. Göçmenler Politik İhtisas Kongresi’nin İlk Günü Sona Erdi

ATİF 2. Göçmenler Politik İhtisas Kongresi’nin İlk Günü Sona Erdi

atiffachkongress9NÜRNBERG | 01 – 06  -2013 | ATİF tarafından düzenlenen 2. Göçmenler Politik İhtisas Kongresi Nürnberg‘te başladı.  Saat 11.00 de startı verilen konferans, ATİF Yönetim Kurulu’nun ve  ATİF Nürnberg aktivistlerinin  ön hazırlık çalışmalarını gerçekleştirmeleri ve gündemleri daha öncesinde kamuoyunda paylaşılması ile haftalar öncesinden hazırlıkları başlatılmıştı.

Düzgün Polat ve Hilmi Tozan modaratörlüğünde acılışı gerçekleştirilen Konferansın tüm sunumlar ve konuşmalar Almanca gerçekleştiriliyor. Almanca sunumlar bir tercüman tarafından  simultan şekilde Türkçeye çevriliyor.

Kongre Açılışı Ufuk Berdan’dan  

ATİF Yönetim Kurulu üyesi Ufuk Berdan Kongrenin açılışını gerçekleştirdi. Konuşmasında, endüstri devriminden beri Almanya’da iç ve dış göçün tarihçesi, Kapitalizm ve uluslararası göç bağlantısı konusunda vurgu yapan Berdan, son 50 Yılda Almanya’da emek göçü başta olmak üzere diğer göç biçimlerine gömenlerin sosyal-politik-İktisadi sorunlarına ve başlıca demokratik ve eşitlik taleplerine değindi.

Kongrenın açılış konusmasını yapacak olan  Prof.Dr. Maria Mies hastalığından dolayı Kongreye katılamayarakgörüntülü mesajını sundu. Maria Mies özelikle göçmenlere uygulanan ırkcı ve faşist baskılara değindi. Yine Kapitalizmin krizle birlikte bu saldırıyı dahada artırdığını belirterek, demokratik ve eşit yaşamın mümkün olduğunu ancak bunun Kapitalizmin yıkılmasıyla olacağını vurguladı.

Süleyman Gürcan: ‘Bir rüyamız var!’

ATİF Başkanı Süleyman Gürcan Göçmenler Kongresinde bir konuşma gerçekleştirerek göçmenlerin sorunlarına değinerek ATİF’in yönelimi hakkında bilgiler verdi. Solingen ve NSU katliamında yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başlayan Gürcan, Göçmenlerin Almanya’nın yeniden kurulmasında önemli rolü olduğuna vurgu yaptı. Kürtçe selamlama konuşması yaparak konuşmasına başlayan ATİF Başkanı, Almanca selamlamanın ardından konuşmasının büyük bölümünü Türkçe gerçekleştirdi. Gürcan anadilin önemine vurgu yaptığı konuşmasında, ‘Kürtçe Anadilimi yeterince bilmiyorum. Asimilasyona uğratıldım. İkinci dilim olan Türkçeyi de unutma niyetinde değilim ve burada her göçmenin anadilini öğrenmesi hakkına vurgu yapmak için sunumumu Türkçe yapacağım. Bizler anadilimizi öğrenemedik, ancak gelecek kuşakların aynı sorunla karşılaşmamalırı için mücadele yürütüyoruz’ dedi.  ATİF olarak ırkçılığa ve faşizme karşı işçi ve emekçi göçmen kitleleri ile yerli işçilerin ortak mücadelesi önemsediklerini ve ’76 yılından buyana bu politikayı güttüklerini vurguladı. Gürcan konuşmasında, ‘Bir rüyamız var bizim. Gelecekte insanların ten rengine, dillerine, cinslerine, kültürlerine ayrıma uğramadıkları, tüm insanlığın eşit yaşadığı bir hayatın rüyasını taşıyoruz. Nazım’ın da dediği gibi tek ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamanın düşüdür taşıdığımız’ sözlerine yer verdi.

1.Podyum tartışması

İlk podyum tartışmasında Hindistan kökenli  Yazar Saral Sarkar  ve LabourNet’ten Helmuth Weiss Kriz, Rekabet ve Uluslararası İşçi Göçü üzerinde  sunumlar yaptılar.  Saral konuşmasında „Kriz süreci içinde göçmenlere yönelik saldırılar her daim yükselir. Kriz süreçlerinde dersler çıkarmak gerekiyor. Dersler cıkarılmadan gelecekte yıkım dahada büyür dedi.  Kapitalizm günümüzde daha saldırganlaştı. Cünkü tek careyide daha fazla kardan ve sömürüden ve yıkımdan bulmakta. Kriz düzeltilemez. Başka bir Dünyayi olanaklı yapmak için mücadelenin yükseltilmesi zorunlu” dedi.

LabourNet temsilcisi ise “Kendi kendini organize eden göç olgusu var. Süreçlere yönelik yeni göçmenlik politikaları uygulanmakta. Kapitalizm sürekli kendini yeni süreçlerle birlikte süreçe uygun konumlandırıyor. Bundan sonrada göçler olacak ve ceşitlilik arzedecek“ dedi.

Krize ve Kapitalizme yönelik önemli  ve canlı tartışmaların yaşandığı Podyum, sunucuların gelen sorulara, tartışmalara yönelik düşüncelerini belirtikten sonra tartışma sona erdi.

2.Podyum

Prof.Dr. Erol Yıldız ve Dr.Kien Nghi Ha’nın katıldığı ikinci podyum tartışmasında ilk sözü Erol Yıldız aldı. Yıldız konuşmasında ırkçılığın farklılıklar arz etsede esasta politik olarak her yerde köken olarak aynı olduğunu dile getirdi ve Postmodern toplum ve azınlıklar sorunu, intekültürel eğitim, ırkçılık ve emek mücadelesi konusunda sunumlar yaptı. Avrupa’da ki uyum ve göçmen politikalarına değinerek; göçmenlerin iyi-kötü- uyum gösterenler olarak ayrıştırılmaya calışıldığını belirtti. Yıldız konuşmasında,’ Göçmensiz hiç bir yerleşim yeri kalmamıştır. Şehirler daha öne cıkmakta. Göçmenler şehirleri daha çok tercih etmekte. Devletler Göçmenlik konularını hep göz ardı etmekte ve es geçmekteler. Göçmenlerin politik durumunuda kendi cıkarları acısında kullanmaktalar’ dedi. Erol Yıldız, göçmenlerin kendi aralarındaki farklılıklarının bulunduğunu belirti ve göçmenler konusunda bilgi, birikim ve bilimsel araştrımalara ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Dr.Kien Nghi Ha konuşmasında ‘Göçmenlere karşı Irkcılığın bir gelişimi  Devlet Strukturunun bir  sonucudur. Devlet örgütlenmesinin içinde vardır. Irkcılık Kültürel boyutuyla Devlet tarafında örganize edilmekte. Beyaz Almanların Göçmenlere bakış acıları halen ırkcı ve Faşist bir nalyışa tekabül etmekte. Polis-Asker ve Memur  otoritesi Irkcılığı geliştirmekte ve korumaktadır’ belirlemesine yer verdi.

Janke Kluge Irkçılığın ve faşizmim Almanyadaki gelişimini anlattı. Kluge, ırkçılığının tarihsel analizinin yanı sıra her dönem toplum içinde diri tutulacak bir fenomen olarak belirtti.

Sunuların ardında yapılan canlı tartışmalardan sonra Podyum sona erdi.

3.Podyum da da ilgi düşmedi  

Göçmenlerin politik katılımcılık ve sistem içerisindeki konumları üzerine gerçekleştirilen podyum tartışmasının sunumları Prof.Dr. Wolf-Dietrich Bukow ve Rosa Luxemburg Vakfı temsilcisi Murat Çakır tarafından gerçekleştirildi.

Prof. Bukow yapmış olduğu deney ve tecrübeleri bir çalışmayla anlattı. Konuşmasında ‘Katılımcılık, İş, Eğitim, Kültür, ev, Siyaset, Sağlık, Hukuk gibi talepler gündemleştrilmeli. Fakat bu talepler yanında Aktörlerde var. Sendikalar,  Dernekler,Ulusal ve Milli Aktörlerde bu alanda rol oynamaktalar. Kiliselerde bu alanda önemli rollü oynamakta. Siyaset tüm bu alanları birer Ranta cevirmiş durumda. Devlet bu sorunlara Çalışma alanlarıyla yaklaşması gerekirken bu talepleri kendi politik faydası için bastırmakta ve geriletmekte. Sistem bu alanda kendisini yenilemeli ve Göçmenlerin Politik katılımcı ve Demokrasi taleplerini benimsemeli ve önemsemeli. Sistem kendisini yenilemeli’ dedi.

Göçün tarihinin İnsanlık tarihi kadar eski olduğunu belirten Murat Çakır; ‘Kapitalizmin yeni göç politikaları daha fazla sömürü üzerine kurulmuştur. Militarizm, güvenlik, saldırganlık gibi politikalar açlık, yoksulluk, sefalet, işsizlik getirmiştir. Neo-liberalizmin üzerini örterek kar dürtüsünü gizlemektedir’ dedi.

Çakır, göçmenlere yönelik ırkçılık yeni birşey olmadığını bu sorunun bir demokrasi sorunu olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Devamında ‘Göçmenlerin demokratik ve eşitlik hakları en doğal İnsani haklar olduğunu belirti. ‘Fakat Kapitalizm bu haklara saldırmış ve kısıtlamıştır. Yasalarla ve hukusal cercevede göçmenlerin haklarını gasp etmiştir.  Sistem toplumu parcalara bölerek demokrasi ve eşit haklar mücadelesini bölmekte ve geriletmektedir. Göçmenlik sorununda da sınıfsal bakış açısına sahip olmayanlar çözüm getiremez. Herşeyden önce eşit hakların herkes için gecerliiği olduğu gibi Göçmenlerinde toplumsal ve sosyal alanlara, yaşama katılımı olmadan değişim olmaz. Seçme ve Seçilme hakkı gibi haklar ancak bu anlayış etrafında ele alınırsa anlamlı olur dedi.

Sunumların ardından gelen sorulara cevapların verilmesiyle podyum tartışması sona erdi.

Yapılan podyum tartışmalarından sonra çalışma gruplarına geçildi. Oluşan dört çalışma grubu ‘Göçmen kökenli gençliğin eğitimde ve iş alanında yaşadığı fırsat eşitsizliği, Yeni ve gelişen ırkçılık, migrasyon ve sendikal katılımcılık, kültürlerin kaynaşmasında psikolojik unsurlar’ başlıkları altında oluşturuldu.

Çalışma gruplarının ardından verilen akşam yemeği sonrası kültürel programa geçildi. Kemal Dinç ve grubunun sahne almasıyla bir bağlama dinletisi sunuldu. Burada konuşan Dialog Kültür Derneği temsilcisi, göçmenler konfgresine önem verdiklerini, Nürnberg alanında bu eksenli çalışmalarına devam edeceklerini belirtti.

Kongre boyunca ATİK, MLPD ve Politik Sendikal Birlik adına mesajlar okundu. Metin Ayçiçek Türk-Kürt Dostluk Derneği adına bir konuşma gerçekleştirdi. Seyhan Taşdemiroğlu konuşmasında halklar arası diyalog çalışmalarına devam edeceklerini, bu konuda demokrat kesimden destek beklediklerini belirtti.

Göçmenler politik ihtisas kongresinin ikincisi Pazar günü yapılacak tartışmalarla devam edecek. Çalışma gruplarının sonuçlarının açıklanacağı ikinci günde birde sonuç deklerasyonu yayınlanması belirtiliyor.