Anasayfa , Haberler , Ateşkes çağrısına tam destek!

Ateşkes çağrısına tam destek!

TÜRKİYE | 10 – 08 – 2010 | Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve BDP’nin devlet ve PKK’ye yönelik, “çatışmasızlık” çağrısına siyasi partiler, sendikalar, aydın ve yazarlar tam destek vererek, çağrıya cevap verilmesini istedi.

DTK’nın önceki gün Diyarbakır’da düzenlediği 4. Olağan Genel Kurulu’nda devlet ve PKK’ye karşılıklı silahların susturulması çağrısı yapmasından sonra dün de BDP’nin aynı çağrıyı yaparken, siyasi partiler, sendikalar, aydın ve yazarlar yapılan çağrılara tam destek verdi. Yapılan çağrılara tam destek veren aydın ve siyasetçiler ölümlerin yaşandığı bir ortamda konuşmanın imkânsız hale geldiğini belirterek, çatışan tarafların bir an önce bu sese kulak vermesini istedi.

EMEP Genel Başkanı Tüzel: DTK Kürtlerin ulusal iradesini temsil ediyor çağrısı dikkate alınsın

EMEP Genel Başkanı Levet Tüzel, Diyarbakır’da toplanan DTK’nın, Kürtlerin ulusal iradesini ve isteklerini ifade etmek açısından önemli bir işlev yerine getirdiğini belirterek, “Kürt sorununun demokratik çözümünde, savaşsız, çatışmasız çözümünde EMEP olarak halkın iradesinin muhatap alınmasını istiyoruz. Çözümü Kürt halkının iradesinde bu topraklarda aramak onların meşru temsilcileri görüşerek aramak gerekir. Dolayısıyla bugüne kadar Diyarbakır’da bir araya gelmiş kitle temsilcileriyle bir ulusal iradeyi ortaya çıkarmış olan Toplum Kongresinin yaptığı çağrı dikkate alınmalıdır” dedi.

Bu çağrının aynı zamanda çözüm yolunu işaret ettiğini belirten Tüzel, “Bu çağrıyı esas olarak hükümete dönük yapılmış bir çağrı olarak algılamak gerekir. Önümüzdeki dönemde çatışmasız bir sürecin başlaması ve Kürtlerin taleplerinin konuşulabildiği bir ortama da girilmesini bekleriz” şeklinde konuştu. “Hükümet bu konuyu acilen gündeme almalı ve gereklerini yerine getirmeli” diyen Tüzel, daha önce bölgede STK’ların da benzer içerikte çağrılar yaptığını hatırlatarak, “Devlet organları içinde Kürt halkının ve onun temsilcilerinin kararları devlette takip ediliyordur. Ama Türkiye halkına dönüp açıklamıyorlar ve bunun gereklerini yerine getirmiyorlar. Anti demokratik ve gerici bir tutum içindeler” dedi. Tüzel, Kürt ve Türk emekçilerinin kardeşçe yaşamasını isteyen ve demokratik kesimlerin de yapılan çağrıyı sahiplenerek hayat bulması için çaba harcaması gerektiğini kaydetti.

DSP Genel Başkanı Türker: Çağrıyı son derece olumlu buluyoruz

DSP Genel Başkanı Mahsum Türker, çağrıyı son derece olumlu bulduğunu dile getirerek, “Bugün silahların durduğu yerde insanların sosyal ve ekonomik yaşamı başlar. Yapılan çağrının özellikle PKK’yi kapsamış olması olumlu bir davranıştır. İlk kez Diyarbakır’daki bir toplantıdan sonra PKK’ye silahları bırak çağrısı yapılıyor” şeklinde konuştu. Yapılan çağrının silah bırakma çağrısı olmadığının hatırlatılması üzerine de Türker, “Silahların susması derken silahlı mücadelenin bitirilmesi kast ediliyor” iddiasında bulundu. Silahların susmasının olumlu gelişmelere neden olacağını belirten Türker, “99-2004 yılları arasında silahlar sustuğunda OHAL bile kaldırıldı. Bölge iş adamlarının devreye girmesi gerekiyor. O nedenle orada bir ticari ve sosyal yaşamı güçlendirmek için silahlı mücadele yerine iyi ilişkiler içinde sistemi oturmak gerekiyor” şeklinde konuştu. Kürtlerin demokratik özerklik talebinin de “bölgenin aleyhine” olduğunu savunan Türker, “Özerklik olgusu farklıdır, normal olarak her bölgenin ekonomik gelişmişliğinin sağlanması farklıdır” diye konuştu. Türker, DTK’nın yaptığı çağrıyı da olumlu bulduğunu bir kez daha yineledi.

ÖDP Genel Başkanı Taş: Ateşkes çift taraflı olmalı

DTK’nin yaptığı çağrıyı oldukça önemli bulduğunu belirten ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, silahların konuştuğu bir yerde çözüme yönelik hiçbir şeyin olmayacağını aktardı. Taş, “Barış ilkinin geliştirilmesi için silahların susması gerekiyor. Yapılan çağrılar iyi değerlendirilmelidir. Hem PKK hem devlet ateşkes yapmalı” dedi. Çatışmalı ortamın olduğu, cenazelerin geldiği bir ortamda barıştan konuşmanın anlamsız olacağına işarete eden Taş, bu nedenle derhal silah seslerinin susması istemini tekrarladı.

DSİP Genel Başkanı Tarkan: Özerklik ve çatışmasızlık önemli iki adım

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) Genel Başkanı Doğan Tarkan ise DTK’den çıkan ”demokratik özerklik” ve “çatışmasızlık” kararlarını memnuniyetle karşıladığını söyledi. Devletin ve hükümetin çağrıya mutlaka karşılık vermesi gerektiğini ve bu fırsatında kaçırılmaması gerektiğini dile getiren Tarkan, Türkiye’de Kürt sorunu başta olmak üzere diğer sorunların çözümünde ‘demokratik özerklik’in önemli olduğunu bunun gerçekleşebilmesi içinde çift taraflı silahların devreden çıkarılması için mutabakata varılması gerektiğini kaydetti.

BASİSEN Başkanı Seyman: Yöneticiler nobel barış ödülü için çalışmalıdır

Yazar ve BASİSEN Genel Başkanı Yaşar Seyman, çağrıdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Barışı savunan kadın hakları savunucusu ve emekçi yazar olarak, barış çağrısına elbette sıcak bakarım. Buna büyük bir önem ve yaşamsal bir gereksinim var” diye konuştu. Barışın içtenlikle istenmesi ve buna sahip çıkılması gerektiğinin altını çizen Seyman, “Barış yaşadığımız coğrafyada savaştan daha da zor. Barışı kalıcı kılmak barış isteyenlerin barışı çok iyi içselleştirmelerinde yatıyor. Yeni bir sayfa açmak barışçıl bir dil kullanmak, ayrıştırmaktan ötekileştirmekten, horlamaktan kurtulmak için öncelikle bir barış dili oluşturulmalıdır” diye konuştu. DTK’nın çağrısının özellikle devlet tarafından çok iyi dikkate alınmasını isteyen Seyman, “Barış çağrısının yapılmasını da karşı taraf çok iyi değerlendirmesi yapılmalıdır” dedi. Daha önce de silahların sustuğunu, ancak bunun heba edildiğini hatırlatan Seyman, “O zaman silahların susmasını isteyenlere sordum, silahlar sustu siz ne yaptınız diye bir yazı yazdım. Eskiden silahlar sustuğunda sorunlar çözülmüyorsa dönem dönem ateşkes ilan edip arkasından çatışmaların yaşanmasının ciddiyeti kalmayacaktır. Bir anne bir yazar bir kadın olarak barış istiyorum ve bu çağrıyı destekliyorum” dedi. Seyman şöyle konuştu:

“Biraz önce Nagasaki’deki anmayı izledim. Böyle anlamlı bir günde bunu sormanız beni mutlu ediyor. Dünya’nın her yerinde barış türküleri söylenmeli. İki tarafın da bu konuda içtenlikli olması ve bunun yaşamsal olduğunu bilmesi lazım. Geçmişteki hataları gündeme taşımak yerine temiz bir sayfa açarak yaşasın barış diye yazılmalıdır. Yöneticilere de diyorum ki, gelin Türkiye’de barışı hayata geçirin ve şimdi sıra nobel barış ödülünü almakta. Ülkeyi yönetenler nobel barış ödülünü almak için mücadele etmeliler. Bu coğrafyada en çok gereksinim duyulan şey barıştır.”

Sinema eleştirmeni Alin Taşçiyan: Silahları da onlara neden olan sorunları da yok edelim

Sinema eleştirmeni Alin Taşçiyan, ateşkes ve eylemsizlik çağrısını son derece olumlu bulduğunu belirterek, “Ama yinede yeterli değildir. Dünyadaki benzer sorunlarda sayısız kere ateşkes çağrısı yapılmış, ama hiç bir zaman arzulanan, özlenen barışa ulaşılmamıştır. Silahlar var oldukça zaman zaman susturulması barış sağlamaya yetmez. Bizim istememiz gereken silahların ve onların kullanılmasına yol açan sorunların toptan yok edilmesidir” dedi. Özerklik konusuna ilişkin de görüşlerini dile getiren Taşçiyan, “Özerklik çok derin ve hassas bir konu, Türkiye üniter devlet olmaya alışık. Ve birçok kavram hakkında halk yeterli bilgiye sahip değil. Buna rağmen çok kolay galeyana getirilebilecek kadar ‘görüş’ sahibi. Özerkliğin müzakere edilebilmesi için öncelikle silahların tamamen ortadan kalkması gerek. Yoksa sonu yine çatışma daha da fenası iç savaş olabilir” şeklinde konuştu.

Yazar Eşref Yağmurdereli: Artık siyasi araçların devreye girmesi gerek

Kürt sorununun çözümüne yönelik önerilerinde ve görüşlerinden dolayı kendisi de bir süre cezaevinde kalan Avukat-Yazar Eşber Yağmurdereli, silahların susması halinde çözüm tartışmalarının nefes alacağı görüşünde. Yağmurdereli, “DTK’nın yaptığı çağrı önemlidir. Buna cevap verilirse, silahlar susarsa bu sorunun çözümüne nefes aldıracaktır” diye konuştu. Türkiye demokrasisinin temel probleminin Kürt sorunundan kaynaklanan çatışmalar olduğunu belirten Yağmurdereli, artık siyasi araçların devreye girmesi gerektiğini ifade etti.

‘Daha fazla çatışmayı bu toplum kaldıramaz’

Yağmurdereli sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt sorununda mesafe alınmadığı sürece toplumu ilgilendiren sorunların çözümü konusunda yol alınmayacaktır. Yılardır sürmekte olan çatışmaların bu gün geldiği nokta binlerce yıldır süren toplumsal dokuyu bir daha tamir edilmeyecek noktaya getirmiştir. Daha fazlasını bu toplumda her iki tarafta kaldıramaz. Farklı kimlik sahiplerinin ortak bir sağ duyuyla ortak hareket edebilmesi silah seslerinin susmasının kaçınılmaz kılar. Silahların susması durumunda insanların geleceklerini daha özgürce tartışabileceğini düşünüyorum. Benimde tarih önünde insanlığa çağrım budur.” (DİHA)