Home , Avrupa , 9. Uluslararası Politik Kadınlar Konferansı Gerçekleştirildi

9. Uluslararası Politik Kadınlar Konferansı Gerçekleştirildi

DÜSSELDORF | 09 – 10 – 2010 | 9. Uluslararası Politik Kadınlar Konferansı’nda, 32 ülkeden kadın delegasyonu ve 1500’e yakın katılımcıyla Düsseldorf’ta gerçekleştirildi. 10 ayrı konunun çalışma grupları içerisinde ele alındığı konferans’ta, ATİK-Yeni Kadın’ın 2 temsilcisi yönetime seçildi.

ATİK Yeni Kadın ise Konferansa ilişkin bir değerlendirme yazısı yazarak, işlenen konuları ve gelişmeleri ele aldı. Yazının tümü şöyle:

Bir anlamda 2011 Venezüella kadınlar konferansına ön hazırlık niteliğinde gerçekleştirilen 9.Uluslararası Politik Kadınlar Konferansı’nda, 32 ülkeden kadın delegasyonların da içinde bulunduğu 1500’e yakın katılımcı vardı.

Almanya’nın Duesseldorf kentinde gerçekleştirilen konferans,10 ayrı konu başlığı altında çalışma gruplarına ayrıldı. Aralarında göçmen kadın örgütlerinin sunum yaptığı çalışma gruplarının bazıları başlıklar altında şunlardı:

  • ‘’Şiddete karşı kadın ve genç kızların başkaldırısı’(REBELL ve Münih şehir Kadınlar Konferansı)
  • ‘Gerçek sevgi ve cinselliğin günümüzdeki adı, kadının bedeni kendine aittir’(Kassal Kadın Çalışma Grubu)
  • ‘Kadın Hareketi’(Merkezi Courage Yönetimi)
  • ‘Çalışan kadınların durumu: Eşit işe eşit ücret, kadının toplumsal ve politik durumu, çocuk bakımı, mesleki eğitim ve iş yerlerinde kadına yönelik cinsel taciz ve ‘mobbıng’’ (Stattfrauenkonferenz, Gelsenkırchen)
  • ‘Yarı-feodal, yarı-sömürge ülkelerde, başta tarım olmak üzere kadınların durumu, açlık, yoksulluk, beslenme, bio gıda maddeleri.vb..’’(Yeni KADIN, Hamburg MLPD ve Çiftçi Sütçü Kadınlar Oluşumu)
  • ‘Göçmenlik,ırkçılıkla mücadele ve kadınların durumu….’na ait sunumu ise DKH,  SKB ve göçmen kadın kurumları tarafından gerçekleştirildi.

İran’lı kadınların söylediği ‘Güneşi, KARANLIK ORMANLARA EKİYORUZ’ şarkısıyla başlayan konferans, hazırlık komitesinden Manika Gartner-Engels’in açılış konuşması ve üç günlük programı ve gidişatı katılımcılara sinevizyon üzeri aktarmasıyla devam etti.

  • ‘’Afganistan’da kadınlar taşlanıyorsa, burun ve kulakları kesiliyorsa; ya da
  • 9–10 yaşlarında kız çocukları evlendiriliyorsa, sünnet ediliyorsa,
  • Birçok ülkeden kadınlar, kız çocukları illegal olarak, çocuk bakıcısı ve farklı amaçlarla başka ülkelere çalışmak için gidiyor veya gitmeye zorlanıyorlarsa,
  • Güvencesiz, sağlıksız yaşama karşı, sosyal-politik-kültürel hakları için mücadele eden mücadeleci göçmen kadınlar, Anti-terör Yasaları’yla krıminalize ediliyorsa,
  • Son bir yıl içinde 1206 kadın ve erkek aktivist, henüz doğmamış bebeler katlediliyor, kaybediliyorsa,
  • S21’de olduğu gibi, demokratik hak talepleri doğrultusunda eylemlerde yer alan protestoculara; Alman polisleri vahşice saldırılıp, protestocuların sağlıkları ve hayatlarını tehdit ediyorlarsa,
  • Kadın ve çocuklar seks endüstrisinde kullanılıyorlarsa,
  • Yaşları 14’ten başlayan 4 milyon genç insan 20 saati bulan fabrika işlerinde, güvencesiz, molasız, izin ve sendikal hakları olmadan çalıştırılıyorsa,
  • Hala Almanya’da kadının ev içi emeği emekten sayılmayıp, ücretlendirilmiyor, kadının görevi olarak gösterilmeye devam ediyorsa,
  • Kadınların,göçmenlerin,yaşlıların ve çocukların durumu daha da kötüleşiyorsa,….vb.

Kadınlar olarak karanlık ormanları güçlendirmemeliyiz. Gökyüzünün yarısı biziz ve mücadelenin yarısı da biziz.’’ Gibi mesajların değişik ülke delegasyonu kadınlar tarafından dile getirilmesi, konferansın coşkusuna daha bir coşku kattı.

Tüm ülke delegelerinin toplantıları, katılımcılar tarafından sinevizyon üzerinden izlenmeye çalışılsa da, genel tartışmaların sağlıklı takip edilebildiği söylenemez. Katılımcılarla genel kadın meclisi arasında bir kopukluk yaşandı, tartışmaları sıcağı sıcağına takip etmek ve politik katılımcılık tam olarak işletilemedi.

Birinci gün öğle yemeğinin ardından 14.00–18.00 saatleri arasında çalışma gruplarının ilk sunumlarına geçildi. Tüm sunumların aynı saatte başlaması, farklı konulardaki sunumlara katılamamaya neden oluyordu. İlgimizi çeken birçok konu olmasına rağmen, hepsine katılma imkânını bulamadık.

Akşam yemeğinin ardından saat 19.00’da, değişik ülkelerden davet edilen delegasyonların tanıtımı gerçekleştirildi. Ve her delege kendi ülkesinin kültürel motiflerinden sunumlar yaptı.

2.günün sabahı, 9.00’da genel kadın meclisi, ilk günün değerlendirmesini yaparak toplantısına devam etti. Değişik ülkelerden sunulan ve ortaklaştırılan önergeler, çoğunluk tarafından kabul edildi. Kabul gören bazı önergeler şunlardı:

Ø  Ülkelerde Venezüella için kadın enformasyon bürolarının açılması,

Ø  Başta kadınlar olmak üzere birçok ülkede cezaevlerinde bulunan politik tutsakların serbest bırakılması,

Ø  NATO askeri üstlerinin kapatılması,

Ø  Zeynep Celaliyen ve diğer tüm kadınların idam edilmeyip, serbest bırakılması,

Ø  Brüksel’de kadın hakları da dâhil, sosyal-politik hakları için 15 ülkeden gelen grevcilere destek mesajının iletilmesi,

Ø  2011 Şubat’ın da gerçekleştirilecek olan Sosyal Forum’da Uluslararası kadınlar konferansı’nın alternatif tanıtımının yapılması,

Ø  Afganistan’da bulunan başta Almanya olmak üzere, tüm işgal güçlerinin ülkeyi terk etmeleri,

Ø  Bir dahaki konferansta, kadınların deney ve tecrübelerinin de aktarılabileceği uluslararası çalışma gruplarının da oluşturulması, vb.

2.günde bırakılan yerden çalışma gruplarının tartışmalarına devam edildi. Çalışma gruplarına ilgi genel olarak iyiydi. Bazı çalışma gruplarına katılımın az olduğu gözlemlense de,  tartışmalar olumluydu. Akşam yemeğinin ardından gerçekleştirilen kültürel programda yaşları 6–30 arasında değişen ‘Song Contest’ yarışması gerçekleştirildi. Farklı kültürlerden değişik performanslar sergilendi.

Çalışma gruplarından çıkan sonuç bildirgelerinin ve iki günlük aktivitelerin değerlendirilmesiyle başlayan üçüncü günde, aynı zaman da Venezüella için Almanya delegelerinin ve yeni yönetimin seçim heyecanı da vardı. Delegelerin kendilerini tanıtmalarının ardından seçimlere geçildi ve her aday delege tek tek ve salondaki tüm katılımcılar tarafından oylanarak seçimler gerçekleştirildi. Adaylar arasında ATİK-Yeni KADIN adına bizleri temsilen de bir arkadaşımız vardı. Göçmenler, gençlik, çalışan kadınlar, Doğu Almanya ve barış hareketinden kadınları temsilen 5 asıl, beş yedek üye Venezüella için delegeliği hak kazandı. Bizim delegemiz ise seçilemedi. Aslında işin başından beri çalışmalarda aktif yer alamadığımız için bu durumun böyle olacağı, yani delege olarak seçilme şansımızın olmadığını biliyorduk. Bu anlamda sonuç sürpriz olmadı. Hemen ardından iki yıl boyunca sevk ve idareyle sorumlu olacak, YENİ KADIN’dan da iki temsilcimizin yer aldığı geniş katılımlı bir yönetim seçildi.

Türkiyeli göçmen kadın gruplarının bu yıl, özellikle de sunumlarda, sorumluluk almaları tartışmalara aktif katılmaları, önemli ve en olumlu yan idi. Yerli ve göçmen kadınların yanı sıra, Dünyanın değişik coğrafyalarından birçok kadının ellerinin ve yüreklerinin buluştuğu bu mozaik kesinlikle daha da büyütülmelidir.

İzleyebildiğimiz çalışma gruplarına dair izlenimlerimiz, ufak tefek bazı eksiklikler olmakla birlikte genel olarak olumlu değerlendirilecek düzeydeydi. Gençler sunumlarında çok canlı ve motivasyon yetenekleri güçlüydü. Genç kadınlar şiddeti kendi pencerelerinden tartışmaya çalışarak, kadın hareketinde genç kadınların önemine vurgu yaptılar.

Kendi sunumumuza gelince;

Başta bu sunumu üstlenen sadece biz olmamıza rağmen, süre içinde dışımızdan gruplar da bu sunuma dâhil oldular. Geçen yıl Almanya’da sütçülerin yaptıkları grevlerde aktif rol alam bir grup kadın arkadaş, çalışmalarından örnekler sunup, tecrübelerini, eylemleri sürecinde yaşadıklarını canlı bir şekilde paylaştılar katılımcılarla. ‘Çiftçiler ölürse halkta ölür’ şiarıyla Sütçü Çiftçi kadınlar Birliği’nin Fransa ve Almanya’dan Brüksel’e uzanan 2009 yılındaki çalışmaları, eylem ve talepleri, kazanımları sinevizyon eşliğinde sunuldu ve oldukça ilgi çekti.

Hindistan ve Afrika’dan gelen misafir kadınlar özellikle açlık ve pirinç üretimi üzerine genel durumu aktardılar. Gıda, beslenme, GDO’lu ürünlerin insan ve tarıma zararları, açlık-kuraklık-çevre sorunları vb. ara başlıklar çalışma grubunun gündemleriydi.

Hamburg ‘tan MLPD’li arkadaşın açlık, beslenme ve dünyadaki fazla üretim üzerine yaptığı sunum da ilgi ile izlendi.

Son olarak ta ATİK Yeni Kadın olarak biz Yarı-feodal, yarı-sömürge ülkelerde tarım ve tarımda kadın idi. Biz bu çalışmayı Türkiye ve T. Kürdistan’ındaki tarım ve tarımda kadını anlatarak diğer benzer durumdaki ülkelerle bağı içinde sunduk. Sinevizyon eşliğinde ve Almanca yapılan sunum oldukça ilgi çekti. Ancak bu bölümdeki katılımların yoğun olması ve bizim de son konuşmacı olmamız nedeniyle tartışma bölümünde zaman sıkıntısı yaşandı.

İran’lı arkadaşların söylemiyle değerlendirmemizi sonlayalım:

4 değişik kıtadan, farklı ülkelerden kadınların katılımıyla gerçekleştirilen 9. Uluslararası politik kadınlar konferansı, ’KADINLAR KARANLIK ORMANLARA GÜNEŞ EKİYOR’ şiarını hediye bırakarak ve bu konferansın Clara’ya atfedilip, 8 Mart’ın 100. yıldönümü vesilesi ile özel posta pulu çıkartma kararı alınarak sonlandırıldı.

Dağılmadan önce tüm katılımcıların ayakta el ele tutuşarak kadın marşı söyleyip dans etmeleri enternasyonal bir etkinliğin başarıyla sonuçlandırılmasının mutluluğunu yansıtıyordu. Atılan enternasyonal dayanışma sloganları ile faaliyet alanlarında tekrar buluşmak üzere dağıldık.

YAŞASIN KADINLARIN ENTERNASYONAL MÜCADELESİ!