Anasayfa , Avrupa , 19 Aralık devlet katliamına lanet ve direnişe bir selamda İsviçre‘den!

19 Aralık devlet katliamına lanet ve direnişe bir selamda İsviçre‘den!

IMG_1716ZÜRİH | 23 – 12 – 2013 | 19 Aralık katliamını unutmadık, unutturmayacagız! Sloganıyla 22 Aralık 2013 tarihinde ikiyüze yakın bir kitleyle İsviçre’nin Zürih kentinde Anma ve Sempozyum gerçekleştirildi.

İsviçre’deki Demokratik Kurumlardan, BİR-KAR, İGİF, İDHF, İABF, FEKAR, ATİK-UPOTUTAK tarafından  organize edilen etkinlik, dünyada sınıfsız-sömürüsüz bir gelecek mücadelesinde bedenen yitirdiklerimiz anısına yapılan saygı duruşuyla başlandı. Şehitlerimize atfen yapılan sinevizyon gösteriminden sonra, etkinliği örgütleyen kurumlar adına açılış konuşması yapıldı.

Konuşmada; 19 Aralık Katliamı ve Direnişinde hayatlarını yitiren devrimcileri saygıyla anıyor, faşist Türk devletinin bu katliamını bir kez daha şiddetle kınıyor ve Devrimci iradenin muazzam direnişini bir kez daha selamlıyoruz!

…20 cezaevine birden ve tek merkezli yapılan bu saldırıda, F-Tipi cezaevlerine karşı, başlatılan ölüm orucu eyleminin bitirilmesi için, yapılan operasyonla, ölüm orucu ve açlık grevinin sona ereceğini sanan faşist diktatörlük, saldırı sonrası ummadığı bir direnişle karşılaştı. Devrimci irade bir kez daha faşizmin bu büyük ve acımasız saldırısını püskürtmüş ve her türlü zorluğa karşın direnişi büyük bir kararlılıkla sürdürmesini bilmiştir.

19 Aralık 2000 tarihinde, toplam 20 cezaevinde yapılan katliamın arka yüzünde, Emperyalist sistemin finans kuruluşu olan, İMF’nin ülkeye dönük aldığı yıkım kararlarının uygulanması yatmaktadır. Ön koşul olarak; uygulamaya sokulmak istenen emperyalist talan politikalarının serbestçe hayata geçirilmesi için, Faşizm bu katliamı planlı programlı bir şekilde devreye soktu. Tasarlanan plan dahilinde egemenler için, hem içerde, hem de dışarıda gelişen muhalefet ve direnişi yok etmek asıl görev durumuna gelmişti.

Açılış konuşmasından sonra; Günümüzde Hapishanelerin Durumu ve Görevlerimiz başlığıyla sempozyum gerçekleştirildi.

Sempozyuma katılan, Av. Fazıl Ahmet Tamer; Cezaevleri, Kapitalizmin tarih sahnesine çıkmasıyla insanlığın gündemine daha çok girmeye başladı. Bu aynı zamanda hakimiyetin, yani insanlığın kapitalist devlete itaat etmenin bir aracı olarak kullanılıyor-kullanılmaktadır. ….Tutsaklara yapılabilir en önemli destekler; bulundugumuz cografyalarda buranın kamuoyunu duyarlı kılmak ve hatta parlementolar nezlinde görüşmeler sağlayıp diplomatik yollardan sorunu gündemleştirmek gibi pratikler olmalıdır. ….Avrupa’da ki cezaevlerinde bizim ülkemizde cereyan eden olaylar mevcuttur. Bizler yalnızca ülkemiz özgünlügünde cereyan eden sorunlara karşı duyarlılık göstermemeliyiz, aynı zamanda buradaki cezaevlerini gündemimize koymalıyız ve buradaki devletlerin yaptırımlarına karşı da durmalıyız.

Dr. Önder Özkalıpçı; … Devlet tarafından bir çok hak ihalalinin yapıldığı bilinen bir gerçekliktir. Bu hak ihlallerinin en belirgin olanı, kişinin sağlığına erişim hakkının engellenmesidir. Biz doktorlar 19 Aralık sürecinde kişinin yaşam hakkı ve sağlığına erişme hakkının devlet tarafından nasıl engellediğini bir zat yaşayanlardanız-bilenenlerdeniz. Yüzü aşkın devrimci devletin fiziki saldırısı sonucu yaşamlarını yitirdi, yine yüzlercesi çeşitli biçimlerde sakat bırakılarak onları adeta ölüme terk etti. … Cezaevlerindeki tahliyeler devletin “kedi-fare” oyunu biçiminde tezahür etti ve uygulandı.

Arzu Torun; …F tipleri Avrupa’nın icraatıdır. Avrupada bulundugumuzdan en önemli teşhir ayağını buradan oluşturmak gerekir. Türk Devleti F tipi cezaevi tabutluğu Avrupa heyetinin Avrupa kriterlerine uygundur onayıyla F tipine geçisi dahada hızlandırmış oldu.

Platform Temsilcisi; …Devletin kuruluş aşamasından itibaren Mustafa Supilerin şahsında toplu devrimci katliamı gerçekleştirdi.  Aynı dönemde Kürt halkına karşı da katliamcı bir tutumla hareket eden devlet, toplumsal muhalefetin diğer kesimlerine de benzeri politikaların hedefine koydu ve uyguladı. Bu örnekler üzerinde devletin katliamcı gelenegi daha net görülebilir. Ardında cezaevlerinde on yılları bulan sistematik bir katliam ve direniş gelenegi pratiğine karşın ezilenler cephesine, yani bizlere yarınlara kalanın direniş oldugu, zindanlarda yaratılan direniş geleneginin geleceğin mücadelesi icin politik ve moral güç kaynağı oluşturduğunu belirtmek gerekir.  …Şunu özellikle belirtmek gerekir ki devrimci, yurtsever tutsakların yaşamlarını adadığı davayı büyütmek bizlere düşmektedir.

Sempozyumcular tarafından yapılan sunumlardan sonra kitlenin sorularına verilen cevap sonrası, katılan kitleye teşekkür edilerek etkinlik bitirildi.

IMG_1716