AMED | 06 – 05 – 2011 | Türkiye’nin seçim sürecine girmesinden bu yana T.Kürdistanı’nda yaşananlar 90‘li yılları aratmayacak seviyelere ulaştı. KCK davası ile başlayan ve binlere varan belediye başkanları, BDP kadroları ve üyelerinin tutuklamaların yanı sıra katliamlar, kovuşturmalar ve ırkçı-milliyetçi linç girişimleri artarak sürüyor. Son iki haftada sadece Batman’da tutuklananların sayısı 80 kişiyi aşmış durumda. Bölgede tutuklanaların ve gözaltına alınanların sayısı binlerle ifade ediliyor.
DTK yaptığı açıklama ile bir yandan direnişe çağrı yaparken, diğer yandan ulusal bütünlüğü sağlamaya dönük çalışmaların hızlandırılacağını bildirdi.
Nisan Ayı Çatışmalı Geçti
Kürt ulusal hareketinin seçimlere kadar eylemsizlik ve aktif savunma kararına rağmen Nisan ayının çatışmalı geçtiği bildirildi. HPG tarafından yapılan açıklamada, Türk ordusunun 15 kez operasyon düzenlediği, HPG gerillalarının ise 5 misilleme eylemi düzenlediği belirtildi. Nisan ayında 23 gerillanın şehit düştüğü vurgulanırken, gerillaların eylemsizlik ve aktif savunma durumuna göre hareket ettikleri, kayıplar konusunda yaşanan eksik ve hataları gözden geçirecekleri vurgulandı. Açıklamada ‚ “Her türlü operasyon ve saldırıya karşı misilleme hakkımız olsa da kamuoyunda yaşanan hassasiyetleri gözettiğimizden, yine barışa sunulan son şansa katkıda bulunmak amacıyla canlarımız pahasına bile olsa mümkün mertebe çatışmaya girmemeye, eylem yapmamaya çalıştık. Fakat bu duruşu bir zayıflık, savaş kabiliyetini yitirme olarak gören TC devleti gerillalarımıza yönelik yoğun teknik destekli imha operasyonları geliştirmekten geri durmamıştır” denildi.
Katledilen 7 Gerilla ve Hizbulkontra
Dersim’in Pülümür ilçesinde katledilen 7 gerilla, başta Dersim ve Amed olmak üzere tüm Kürt halkı tarafından sahiplenildi. Dersim ve Amed’de yas ilan edilirken, cenazelerine onbinlerce yurtsever, devrimci-demokrat insan katıldı. Amed şehri adeta suskunluğu yaşadı. Yüksekova’da halk sokaklara çıktı.
Tüm bu gelişmelerin yanısıra devletin eski ancak hala etkili silahı olan Hizbullah’ı devreye sokması gecikmedi. Yüksekova’da Mustazaf derneğinden çıkan grubun halka saldırması üzerine kargaşa yaşanmış ve bir dernek üyesi yaşamını yitirmişti. Bu olayların yaşanması ile yapılan yorumlarda, AKP’nin de Hizbulkontra örgütüne olan ihtiyacını ortaya koyduğu belirtildi.
Sivil İtaatsizlik Eylemleri Devrede
Son yerel seçimlerin ardından T. Kürdistanında sadece askeri şiddetle etkinlik kuramayacağını anlayan AKP, bölgeye çok yönlü taarruzlar geliştirdi. Fetullah Gülen’in ışık evleri projesini aktif şekilde bölgeye uyarlamaya çalışan AKP bununla yetinmeyerek, bu misyona uygun devlet görevlilerini ve İmamları bölgeye sevk etmeye devam ediyor. Şimdiye kadar askeri anlamda çatışmaların ve serhildanların yaşandığı bölgede sivil itaatsizlik eylemleri gelişmeye başladı.
Gerçekleşen okul ve andımız boykotu ile milliyetçi-ırkçı-şoven eğitim sistemi hedef alınırken, Cuma namazlarının dahi alternatif mekanlarda ve fethullahçı İmamların boykotu ile yapılması, devletin bu oyununu boşa çıkarmış oldu.
YSK Bağımsız adayları engellemeye çalıştı, Oruç Katledildi
Diğer yandan seçime giren Emek, Demokrasi ve Özgürlük cephesi adayları Yüksek Sseçim Kurumu üzerinden engellenme girişimleri özellikle Kürt halkı tarafından serhıldanlarla karşılanmıştı. Bölge tarihinde ki en önemli çatışmaların ve direnişin sergilendiği YSK kararının protesto sürecinde, İbrahim Oruç Bismil’de 20 Nisan günü devlet güçleri tarafından katledimiş, yaşanan direnişler ve sivil itaatsizlik eylemlerinde YSK geri adım atmak zorunda kalmıştı.
Recep’ten Eski Tas Eski Hamam
Yaptığı açıklamalarla önceli Başbakanları aratmayan RT Erdoğan, milliyetçi ve şoven söylemlerde iyiden iyiye dozajı arttırdı. Konvoyuna yapılan saldırıyı da kullanan Erdoğan, Emek, Demokrasi ve özgürlük cephesini hedef göstermekten geri kalmadı. Bu açıklamaları ile gerçek anlamda ‘demokratik’ açılımın gerçek niyetini ortaya koyan Erdoğan ve AKP,’ Kürt sorunu yoktur Kürt kardeşlerimin sorunu vardır’ diyerek ulusal ve toplumsal bir sorunu teşkil eden Kürt ulusu meselesini inkar etmeye devam etti. Türk-İslam anlayışına uygun olarak açıklamalarda bulunan ve oy avcılığına çıkan RT Erdoğan’ın seçim çalışmalarının esasının, oluşan Kürt ve devrimci muhalefeti rencide etmek, küçük düşürmek ve hedef göstermek olduğu yapılan analizler arasında.
‘Açılım’ çığırtkanlığıyla Anayasa referandumu sürecinde yetmez ama evet diyerek Erdoğan’ı destekleyenlerin, böylece büyük bir hüsrana uğradıkları gözlemleniyor.
DTK: “AKP Muhatap Olmaktan Çıkmıştır“
Tutuklama ve kovuşturmaların had safhaya ulaşması sürecinde önceki günlerde olağanüstü toplanan Demokratik Toplum Kongresi, seçimlerden çekilme de olmak üzere birçok seçenek üzerinde tartışma yürüttü. Kamuoyuna açıklanan sonuç bildirgesinde, „AKP muhatap olmaktan çıkmış, meşruiyetini kaybetmiştir. AKP’nin saldırıları kendi meşruiyetini bitirdiği gibi seçim güvenliğini de ortadan kaldırmıştır“ denildi. Bildirgede, halka da 10 talep için ‚Demokratik direniş‘ eylemlerini yükseltme çağrısı yapıldı.
Kürt ulusuna karşı bir saldırı konseptinin varlığına dikkat çeken DTK Başkanlık Divanı üyesi Tülay Özdemir, Genel Kurul’da Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun güçlendirilmesine dönük çalışmaların ele alınarak değerlendirildiğini söyledi.
DTK bundan böyle ulusal birliği pekiştirici adımların atılması gerektiği, 4 Mayıs günü atılan adımı geliştirilmesinin önemini dile getirdi ve bir ulusal konferans çağrısında bulundu.
Kürt halkına yönelik geliştirilen saldırıları değerlendiren Aysel Tuğluk, halkta bir isyan durumunun olduğunu dile getirdi. Tuğluk devamında „Ne kadarı biliniyor, bilemiyoruz. Fakat bizler bölgedeyiz ve oldukça gergin bir ortam var. Halk tepkili, gençler öfkeli“ dedi.
Türkiye Kürdistanı’nda Seçim Süreci
DTK Genel Kurulu’nda çıkan irade, halkın demokratik özerk iradesini kendi eline alması yönünde gerçekleşti. Ulusal birlik çağrıları, sivil itaatsizlik eylemleri, AKP ile olan pazarlıkların kesilmesi, direnişlerin büyütülmesi gibi kararlar, seçim sürecinin oldukça hareketli geçeceğine işaret ediyor. Özerkleşme konusunda her geçen gün biraz daha net söylemlerde bulunan DTK ve BDP, bu doğrultuda daha aktif çalışma yürüteceklerini belirtiyorlar. Zira Aysel Tuğluk ve Leyla Zana’nın yaptıkları konuşmalarda da ifade edildiği üzere, Kürt halkının öfkesi giderek artıyor. Direniş ve serhıldanlar devam ediyor.