Home , Haberler , Soykırımın 101’inci yıldönümünde yüzleşme çağrısı

Soykırımın 101’inci yıldönümünde yüzleşme çağrısı

Ermeni Soykırımı’nın 101’inci yıldönümünde soykırımda yaşamını yitirenleri anmak ve Türkiye’ye soykırımla yüzleşme çağrısı yapmak amacıyla insanlık suçunun fitilinin ateşlendiği İstanbul Haydarpaşa Garı önünde denize karanfil bırakıldı. Ankara, Mersin ve Antep’te katledilenler anıldı

ermeni-soykirimi2016-1

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu, Avrupa Irkçılık Karşıtları Hareketi (EGAM), İHD ve Nor Zartonk, Ermeni Soykırımı’nın 101’inci yıldönümünde soykırımda yaşamını yitirenleri anmak ve Türkiye’ye soykırımla yüzleşme çağrısı yapmak amacıyla Kabataş İskelesi’nde bir araya geldi. Buradan ellerindeki pankart ve dövizler ile çalınan Ermeni müzikleri eşliğinde tekneyle; 24 Nisan 1915 tarihinde tutuklanan Ermeni aydınların Anadolu’nun içlerine, ölüme gönderildikleri tren istasyonu olan Haydarpaşa Garı’na geçti. Gar önünde, yapılan anmada, “Ermeni soykırımını tanı, af dile, tazmin et” yazılı pankart açılarak, soykırımda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşındı.

ermeni-soykirimi2016-7Sanatçı Leman Stehn’in Ermeni ilahileri söyleyerek soykırımda yaşamını yitirenleri andı. Anma sırasında duygusal anlar yaşandı. Kırmızı karanfillerin taşındığı anmada, ortak açıklama Ermenice, Türkçe ve İngilizce yapıldı. Açıklamanın Türkçe’sini okuyan insan hakları savunucusu Avukat Eren Keskin, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olan Ermeni Soykırımı’nın inkar edilmesi ile faillerin cezalandırılmadığı için suçun devam ettiğini söyledi.

101 yıl önce 1915’te başlayan tutuklamalarla Ermeni toplumunun her kesiminden kişilerin Haydarpaşa’ya getirildiğini hatırlatan Keskin, soykırım inkarının soykırımın sürekli kılınması anlamına geldiğini belirtti. Keskin, “Çünkü inkar kurumsallaşır, daha da ötesi toplumsallaşır, fail nesiller tarafından içselleştirilir. İnkar, kurbanların kimliğine karşı nefretin sürekli üretilmesidir” dedi.

‘Kürtlere karşı savaş da yerleşik devlet aklının bir sonucudur’
Cezalandırılmayan suçun ise Türkiye’de şuan da yaşanan tüm insanlık dışı uygulamalar ile işletildiğini söyleyen Keskin, “1915 soykırımı ve onun inkarı devletin istediği zaman hukuk dışına çıkabileceği ve suç işleyebileceği ön kabulü köklü bir şekilde sisteme ve zihinlere yerleştirildi. 24 Nisan 1915 yılından 2015 yılına gelindiğinde ise devletin ordusuyla tankla topla Kürtlere karşı yürüttüğü savaş ve bu savaşa Türk toplumundan kitlesel güçlü bir karşı çıkışın olmaması da yerleşik devlet aklının bir sonucudur” diye belirtti.

‘Soykırımın laneti bu ülkenin üzerinden kalkmayacak’
Devletin Ermeni düşmanlığının daha korkunç boyutlara ulaştığını dile getiren Keskin, soykırım ve onun inkarından bu yana Türkiye’de kan ve gözyaşının dinmediğini söyledi. Adaletin yerini halen bulmadığını ifade eden Keskin son olarak, “Soykırım tanınmadıkça adalet yerini bulmayacak. Soykırımın laneti bu ülkenin üzerinden kalkmayacak. Türkiye gün yüzü görmeyecektir. Soykırımı, bütün hukuki sonuçlarıyla birlikte tanıyın, adaleti yerine getirin” dedi.

Daha sonra konuşan EGAM Delegasyonu’ndan Benjamin Aptan ise devletlerin inkarının soykırımı inkarının devamı niteliğinde olduğunu belirterek, “Soykırım devletlerin yaptığı baskı ve zulümle devam ediyor” dedi.

Konuşmaların ardından soykırımda yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu. Anma, soykırım kurbanları için kırmızı karanfillerin denize atılmasıyla sona erdi.

İstanbul’da bir anma programı da Tünel’de gerçekleşti. Ermeni Soykırımı Mağdurlarını Anma Platformu’nun çağrısıyla saat 19.15’te Tünel’de bir araya gelen kitle, Ermenice ağıtlar eşliğinde sessiz oturma eylemi yaptı. Anmada sanatçı Leman Stehn, Sarı Gelin Türküsü’nü Ermenice olarak canlı seslendirdi. “Geçen yıl Ermeni soykırımının 100. Yılında gerçekleştirdiğimiz anmadan bu yana Türkiye’nin siyasi ikliminde ciddi değişiklikler oldu. Yine de bu sene 101. yıl anmasını gerçekleştiriyoruz” anonsuyla başlayan anmada, evlerinden alınarak öldürülen Ermeni aydınların isimleri okundu. Anma, basın açıklamasının ardından sonlandırıldı. Ermeni Soykırımı Mağdurlarını Anma Platformu’ndan ve Hrant’ın Arkadaşları’ndan Emel Kurma’nın okuduğu basın açıklamasında, “Artık ve hemen bu inkarcı geleneğe son verilmesini istiyoruz. Artık ve hemen, soykırımla yüzleşmenin bir devlet politikası haline gelmesini istiyoruz” denildi. Polis, anma yapılan alanın etrafını barikatlarla çevirdi, alana üst aramasıyla girildi. Anmaya HDP milletvekilleri Garo Paylan, Rakel Dink, Hosrof Dink, akademisyen Esra Mungan, Sevag Balıkçı’nın ailesi Ani ve Garabet Balıkçı’nın da aralarında olduğu birçok kişi katıldı.

Ankara

24 Nisan Anma Platformu, Ermeni Soykırımı’nda yaşamını yitirenleri anmak ve katliamı lanetlemek amacıyla Ankara’nın Kızılay Yüksel Caddesi’nde açıklama yaptı. Anma etkinliğine çok sayıda aydın, sanatçı, vekil ve demokratik kurum temsilcisi katıldı. Saygı duruşu ile başlayan anmada sürgün katledilen Ermeni aydınlarının isimleri okunarak, müzik ve şiir dinletisi yapıldı. Açıklamanın Türkçe ve Ermenice okunduğu etkinlikte konuşan Baskın Oran, Ermeni Soykırımı’nın neden ve sonuçlarına değindi.

‘Birlikte yaşama iradesini göstermek zorundayız’
HDP Mardin Milletvekili Erol Dora ise Ermeni Soykırımı’ndan hemen sonra on binlerce Asuri ve Süryani’nin de katledildiğini hatırlattı. Kürdistan’da süren katliamlara değinen Dora, “Bizler gerilla, asker veya polis kimsenin yaşamını yitirmesini istemiyoruz. Eğer demokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak, tarihe empatiyle bakmalı ve olası tüm ırkçı ve soykırımcı duygularımızdan ayrılarak, demokrasi olgusunu içselleştirerek birlikte yaşama iradesini gerçekleştirmeliyiz” dedi.

‘Yaptık çünkü hak ediyorlardı deniliyor’
En son açıklama yapan Pınar Ömeroğlu, soykırımda sadece Ermenilerin yok etmediğini, tarımdan sanayiye, tıptan eczacılığına, mimariden mühendisliğe hayatın tüm alanlarındaki üretkenliğini de yok ettiğini belirterek, “İnkâr. sadece ‘ben yapmadım’ demek değil. İnkar, ‘yaptık çünkü hak etmişlerdi’ demek. Televizyonlarda devlet erkânının, inkârcı tarihçilerin, ‘saygın aydın ve yazarların’, yüzleri kızarmadan soykırımı meşrulaştırmaları, yapılanı aklamaları demek. Türkiye toplumunun ağırlıklı kesiminin bu söylenenlere inandığını, hatta bunu duymak istediğini bilmenin güvenine sahip olmak demek” dedi.

‘İnsanları katleden cellatlar sahaya sürüldü’
“Tayyip Erdoğan’dan MHP-BBP’ye tescilli devlet ajanı Perinçek’ten Baykal’a her biri kendi içinde ayrı hesapları olan bir savaş koalisyonu, 93 konseptinde onlarca masum insanı katleden cellatları tam yetkiyle ve terfi ettirmiş olarak sahaya sürmüştür” diyen Ömeroğlu, devletin Kürt halkına yaptığı soykırıma dikkat çekti.

Ömeroğlu, Ermeni Soykırımı’nın inkârına son verilerek, soykırım suçlarını işleyenlerin isimlerinin okul, cadde ve bulvarlardan kaldırılmasını ve katledilen halklar için “bir daha asla” anıtının dikilmesini istedi.

Antep
HDP Dîlok (Antep) Gençlik Meclisi öncülüğünde Ermeni Soykırımı lanetlendi. Yeşilsu Parkı’nda yapılan ve siyasi parti temsilcilerinin katıldığı açıklamada, “Cizre’den 1995’e katliamların tanığıyız. Ermeni soykırımını kınıyoruz” pankartı açılarak, “Soykırım inkarı ihanettir”, “Soykırıma katliama karşı direneceğiz” sloganları atıldı. Açıklama yapan HDP Dîlok Gençlik Meclisi Sözcüsü Mustafa Sayınbatur, “Bizler Ermeni katliamında yer alan faillerin torunları olarak soykırımın tanınması, af dilenmesi, tazmin ve telafi edilmesini istiyoruz” dedi. Ermenilerin yalnızca canlarına kast edilmediğini söyleyen Sayınbatur, “Aynı zamanda Ermenilerin mallarına, mülklerine, paralarına tarihlerine, hatıralarına el konuldu” diye konuştu.

Devletin soykırım politikasının bugün Kürdistan’da Cizîr, Sûr, Nisebîn, Silopîya, Derîk ve daha bir çok il ve ilçelerde devam ettiğine işaret eden Sayınbatur, “Soykırımın inkarı nefret suçu olarak kabul edilsin. Ermeni soykırımında yaşamını yitirenler için anıt mezar dikilsin” talebinde bulundu.

Mersin

Güney Dergisi ve Mersin Arap Alevi Gençlik Meclisi, Ermeni soykırımının 101’inci yıldönümünde soykırımda yaşamını yitirenleri “Portakal’ın Uykusu” ve “Süveydiye’nin Çiçekleri” belgesel gösterimi ile andı. Anma etkinliği soykırımda yaşamını yitirenler için saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından söz alan yazar ve şair Adil Okay, Türkiye’de uzun süre Ermeni soykırımının kabul edildiğini dile getirerek, “Örneğin Halide Edip Adıvar, Ermeni soykırımında yer alan Bahattin Şeker’in yanlışlıkla elini sıktığı için yanındaki arkadaşına ‘Bana eli kanlı bir adamın elini sıktırdın’ demiştir. Ancak daha sonra Türkiye Ermeni soykırımını unutturmak için inkâr politikasını devreye koymuştur” dedi. Okay, Ermeni soykırımı nedeniyle Türkiye’nin dünya tarihine özür borçlu olduğunu belirtti.

Konuşmaların ardından yönetmenliğini Eylem Şen’in yaptığı “Portakal’ın Uykusu” ve yönetmenliğini Zafer Özgentürk’ün yaptığı “Süveydiye’nin Çiçekleri” belgesel filmleri gösterildi.

Kaynak: DİHA