İSTANBUL | 10 – 06 – 2010 | Maltepe çocuk cezaevinde siyasi tutuklu olarak bulunanlara karşı günlük ve keyfi bir şekilde işkence uygulanıyor. Kameraların önünde askerler tarafından dövülen tutsakların durumunu ise savcılık görmezden geliyor. Çocuk yaşta tutsakların içeride can güvenliği yok.
İşçi Köylü okuru Çetin Taş tarafından gönderilen bir mektupta işkencenin insanlıkdışı boyutları anlatılıyor. Çetin Taş, tüm devrimci demokrat kamuoyunu bu uygulamalara karşı duyarlı olmaya çağırıyor.
Ki mektup’ta ifade edilen şeylere duyarsız kalmak mümkün değil:
“Ben Maltepe çocuk hapishanesinde bulunan bir İşçi-köylü okuruyum. Siyasi tutuklular olarak burada yaşanan sorunları sizlerle paylaşmak istedik.
Bu hapishanede siyasi tutuklular için işkence ilk günden itibaren başlıyor. Hapishaneye ilk girişte asker ve gardiyanların onur kırıcı uygulamalarına maruz kalıyoruz. Yerleri temizlemek, sıraya sokup dövmek vb. Ondan sonra arkadaşlarımızın siyasi koğuşa gelmemeleri için hem fiziksel hem de sözlü saldırılarda bulunuyorlar. Adli yaşama tahammül edemeyip yanımıza siyasi koğuşa gelmek isteyen olunca “ailelerinizin dilekçesi gerek” deyip getirmiyorlar. Aynı yalanlarla aileleri de korkutup çocuklarının siyasi koğuşa gelmesini engelliyorlar. En son yaklaşık 2 ay önce benimle birlikte 10 arkadaşım siyasi koğuşta olan arkadaşların yanına gitmek istedik. Tüm çabalarımıza rağmen talebimiz kabul edilmeyince bizler de süresiz açlık grevine girdik. Açlık grevinde onlarca gardiyan tarafından ben ve arkadaşlarım saldırıya maruz kaldık. Bu saldırılar kameralar önünde ve savcılığın bilgisi dahilinde yapılmasına rağmen hiç kimse ses çıkarmıyor. Tüm bu uygulamalara paralel olarak şuan siyasi davadan yakalanıp “adli” koğuşlarda kalmak zorunda olan birçok arkadaşımız var. Arkadaşlarımızın can güvenliğinden ciddi oranda endişe duyuyoruz!
Şuan koğuşumuzda 2 tane hasta arkadaşımız var. Bir arkadaşımız kan kusmasına rağmen kimi haplarla geçiştirmeye çalışıyorlar. Arkadaşımızın rahatsızlığı hala devam ediyor. Bir diğer arkadaşımız defalarca hastaneye çıkarılmasına rağmen sudan-saçma gerekçelerle tedavi edilmiyor. Ayakkabı giymiyor, tedavi odasında askerin bulunmasını istemiyor vs. en son hastaneye çıkarılacak diye arkadaşımızı götürdüler. Asker ve gardiyanlardan oluşan 30-40 kişilik bir grubun saldırısına uğradı. Bu durum hala aynı ve devam ediyor.
Yemeklerimiz deseniz ayrı bir dert, içinden ufak taş parçaları, kıl, sigara izmariti çıktı defalarca. Koğuşta 13 kişi olmamıza rağmen verdikleri yemek 6-7 kişiliktir. Bunu kabul etmediğimizde siz bilirsiniz diyerek bizleri açlığa mahkum ediyorlar. Bu şekilde sürekli kantinden kendi imkanlarımızla aldığımız kahvaltılıklarla beslenmek zorunda kalıyoruz.
En son Mayıs ayının son haftalarında aylık yapılan aramalarda askerle “burası terör koğuşu” diyerek tüm koğuşu alt üst ettiler. Odalarımızı dağıtıp eşyalarımızı yerlere atmaları yetmezmiş gibi koğuşta ki tüm çöpü çöp kavasından yerlere boşalttılar.
Bu ve buna benzer sorunlarımız devam ederken defalarca savcılığa çıkmamıza rağmen “ bize somut kanıtlarla gelin” diyerek adeta yapılanları meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Bizler AKP hükümetinin kendi çıkarları için gündemleştirdiği çocuk yasalarına veya diğer kirli sistem politikalarının yalanlarına umudumuzu bağlamıyoruz. Herhangi bir beklentimiz yok. Çağrımız demokrasi ve insan haklarından yana olan insanlarımızadır. Bizler ve bizler gibi binlerce Kürt çocuğuna reva görülen bu insanlık dışı uygulamalar karşısında sesiz kalmak bu anlayışı onaylamak değil de nedir? Vicdan sahibi olan tüm insanları bizlere yapılan bu uygulamalar karşısında duyarlı olmaya çağırıyoruz!”
Maltepe yaşanan olaylar ilk değil. İnsan Hakları Derneği 2009 yılında benzer anlatımlar sonrasında Maltepe Cezaevini ziyaret etmişti. Raporda çocukların cezaevine girişte dövüldüğü, çırılçıplak arandığı, “Siz teröristsiniz” denilerek sosyal alanlara çıkarılmadığı, revire gönderilmedikleri gibi sonuçlar vardı. ‘Çatıya kaçan topu almaya çalışmak’ bile disiplinlik suç sayıldığı da raporda yer almıştı.