Anasayfa , Avrupa , Hollanda’da Yerel Seçimler ve Halkın Yanıtı!

Hollanda’da Yerel Seçimler ve Halkın Yanıtı!

GR2014HOLLANDA | 20-03-2014 |  19 mart çarşamba günü Hollanda’da yerel seçimler düzenlendi. Dört yılda bir yapılan yerel seçimleri 2010 yılında seçimlerde kazanan PvdA (İşçi Partisi), VVD (Özgürlük ve Demokrasi Halk partisi) ve aşırı sağcı popülist PVV (Özgürlük Partisi) aldıkları oyları ikiye katlayarak büyük ve orta boy belediyeleri ele geçirmişlerdi. PVV sadece iki belediyede seçimlere katılmasından dolayı bu iki belediyede koalisyona girmemiş ve belediye düzeyinde aktif  politika  alanını daraltırken, göçmenleri hedef alan ırkçı politikalarının propagandasını aynı süratla devam ettirmiştir.

2010 yılı yerel seçimlerinde  GL (Yeşil Sol), SP (Sosyalist Parti)  gibi mühalefet partilerinin, ki mühalefet burda tamamen burjuva partilerin mühalefeti anlamında anlaşılmalıdır, 2008 yılından itibaren kapitalist sistemin ekonomik krizinin şiddetini  ve yükünü omuzlarında hisseden işçi ve emekçiler tarafından dayanışma ve bu  içraatlarında yetersiz bulunup ciddi derecede seçmen kaybına uğramışlardır. GL mühalefeti tamamen koalisyonu desteklemekle bitmemiş, Afganistan’a asker gönderme anlaşmasının altına dahi imza atan bir “muhalefettir”.

Hollanda’da geleneksel olarak , yerel seçimler her nekadar yerel olsa dahi direkt olarak genel parlamenter seçimlerini etkilemekte. 2012 yılında yapılan genel seçimlerde ortaya çıkan tablo ise sağcı liberal VVD ile sözde “sol” PvdA’nın seçimlerde  kazanan iki büyük parti olmasıyla ortaya çıkan merkez sağ azınlık koalisyonunu doğurmuştur. 2012 yılından itibaren Hollanda’da Avrupa’nın diğer ülkelerinde olduğu gibi ekonomik krizden çıkış yolu arayan burjuvazi  krizin yükünü tasarruf paketleri adı altında işçi ve emekçilerin sırtına yükleyerek banka ve büyük şirketleri krizden kurtarmayı hedeflemiştir.  Son 2 yıl içersinde sosyal yardımı, sağlık sektörünü, emeklilik hakkını ve işgüvencesini yerle bir eden bu koalisyon ve yardımcıları bugün 19 martta yapılan  yerel seçimlerde halkın “artık yeter”  diyen öfkesiyle karşılaştı.

19 mart yerel seçimlerinde tüm belediyelerde en büyük parti olan (ve parlamentoda koalisyon partileri olan) PvdA ve VVD bu seçimlerde ciddi darbeler almış ve neredeyse oylarının ve sandalye sayısını yarılamıştır. Bunun karşılığında daha sosyal bir belediyeciliği ve dayanışmayı savunan SP önemli düzeyde kazanıp sandalye sayısına ülke çapında 182 sandalye katarak 393’e çıkartmıştır. Fakat aynı zamanda D66 (Demokratlar66) partisi, ki tamamen liberal cizgiyi savunan elitist bir parti, seçimlerde önemli düzeyde kazanmıştır. Hollanda’nın G4 olarak bilinen 4 büyük şehirlerinde ise tablo oldukça karışık, özellikle 150’den fazla farklı uyruktan göçmenin yaşadığı Rotterdam şehrinde Leefbaar Rotterdam olarak bilinen sağcı ırkçı partinin 14 sandalyesini muhafaza edebilmesi ve PvdA’nın sandalye sayısının 8e düşmesinden kaynaklı  Rotterdam’da en büyük parti haline gelmesi oldukça endişe yaratıcı bir durum. Amsterdam, Den Haag ve Utrecht’de ise D66 en çok oy almıştır. D66 esasen koalisyonun yedek destekleyicisi olmuş ve birkoç uygulamanın yürürlüğe geçmesinde yardımcı olmuş sağ liberal bir partidir.  Bu aşamada bu partinin yerel alanda bu denli oy alabilmesi koalisyon partilerinin D66’e daha çok ihtiyaç duymalarını gerektirecektir.

Ortaya çıkan tablo çok içaçıcı olmasa dahi 2016 yılında yapılacak parlamenter seçimleri için önemli sinyaller vermektedir.  Seçme hakkını kullanan seçmen sayısının toplamı %53olması varolan politikaya olan güvenin ciddi derecede bir düşüş yaşadığının belirtisidir, ki Hollanda yerel seçimlerinde tarihsel olarak bu kadar düşük bir seçmen sayısı görülmemiştir.  Ortaya çıkan manzara ise birçok belediyede koalisyon seçeneklerinin çok dar olduğu, ve çok partili koalisyon zorunluluğu ortaya çıktığıdır.  Böylesi bir tabloda sol, yada daha doğru bir deyimle, sosyal politikalara yakın partilerin blok oluşturma ve bu şekilde daha sosyal bir belediyeciliğe gitme olanaklarınıda beraberinde getirmiştir.  Aynı zamanda verilen sinyal ise bu politikaların bu şekilde devam etmesinin önünde halkın öfkesinin arttığıdır ve şuanki sistemi ve uygulanan politikaları savunan ve başröllerini oynayan partilere yer verilmeyeceğidir.