Anasayfa , Köşe Yazıları , HDP’nin zaferi, moment kırıldı

HDP’nin zaferi, moment kırıldı

680x350cc-ist-120714-torba-yasa-volkan-yarasir2Volkan Yaraşır-09-06-2015- Moment kırıldı. 7 Haziran seçimleri HDP’nin yüzde 13 gibi yüksek bir oy alması ve 12 Eylül faşizminin baraj blokajının yıkılmasıyla sonuçlandı. AKP önemli oy kaybı yaşadı. Ciddi bir erime sürecine girdi. Bu zamana kadar kendisine avantaj sağlayan seçim ve baraj sistemi bumerang etkisi yaptı. Sandık gibi burjuva lejimitasyon aracı, HDP’nin başarısıyla lejitimasyonu kırıcı bir sonuç yarattı. Siyasal sistem kilitlendi. Burjuva siyasal fraksiyonlar bloke oldu.

13 yıllık AKP’nin tek parti iktidarı seçimlerle son buldu. Yeni hükümet (farklı kombinasyon ihtimallerini bünyesinde taşıyan), bir koalisyon hükümeti olacak.

Türkiye hızla siyasal krizi tetikleyecek potansiyelleri bünyesinde taşıyor. Öte yandan yıkıcı bir ekonomik krizin eşiğinde. Bu yüksek anafor, 2015 yılında önemli gelişmelerin önünü açılabilir.

HDP yüzde 13 oranında oy alarak olağanüstü bir atak yaptı.

2008 sonrası kapitalizmin yapısal krizinin açtığı yüksek konjonktür, bir yandan katastrofik gelişmeler yaratırken, diğer yandan küresel düzeyde sınıf ve kitle hareketinin yükselmesine, 2011 Tunus ve Mısır Ayaklanmalarına, 2012 Rojava Devrimi’ne, 2013 Taksim Ayaklanması’na, 2014 Kobané direnişine, Yunanistan’da Syriza ve İspanya’da Podemos başarısına yol açtı. HDP’nin başarısının arkasında böylesi bir küresel/kolektif bir ruh hali var. Ayrıca 2008 sonrası Türkiye’de dipten gelen işçi eylemleri özellikle Taksim Ayaklanması, Kürt özgürlük hareketinin yükselişi, Şengal direnişi, Rojava devrimi, Kobanê direnişi ve son olarak Metal direnişi, HDP’nin başarısını besledi.

Sandık bir momente müdahale oldu ve bir momenti kırılmasını sağladı.

Şimdi yeni bir momentin kapıları açılabilir.

Ama bunun parlamenter alanla gerçekleşeceğini sanmak büyük bir yanılgı olacaktır. Şimdi randevuya sadık kalma zamanı.

Yani sokakta olma, sınıf mücadelesinin içinde olma zamanıdır. HDP’de çalışmalarını sokakla bütünleştirebildiği oranda etkili olabilir. Sadece parlamentoya sıkışmış, sıkıştırılmış bir HDP, hızla sistem tarafından absorbe edilebilir ve ruhunu kaybedebilir.

Parlamentonun öldüren cazibesi, HDP içinde de bir nüfuz yaratabilir. Çok sınıflı yapısı ve ideolojik yönelimleri böylesi zaafiyetleri ortaya çıkarabilir.

Bunun için sokak ayrıştırıcı ve ön açıcıdır. Sokak ve parlamento diyalektiğine önem verilmeli ve milletvekilleri her düzeyde sokak tarafından denetlenmelidir.

Kürt özgürlük hareketinin çok vektörlü ve çok boyutlu mücadelesi son derece önemli bir birikimdir. Batıda bu mücadeleyle bütünleşecek sokak hareketi, önemli gelişmelerin önünü açabilir.

Yeni bir momentin kapıları aralanabilir.

Metal direnişi sokağın gücünü ve sınıfın yıkıcı enerjisini ortaya koydu. Şimdi sokak ve legaliteyi sonuna kadar istismar edecek bir HDP’yle hamleler yapma zamanıdır.

Burjuva kliklerin krizinin arttığı ve bloke olduğu koşullarda, sokakta yüklenme zamanıdır.

HDP bu yönde farklı kimlik mücadelelerini, sınıf eksenli mücadeleyle bütünleştirebildiği ölçüde varlığı korur, güçlendirir ve önemli hamleler yapabilir.

Metal direnişini bu manada sınıfın çağrısı olarak okumak gerekir.

HDP’nin önündeki en büyük sınav bu olacaktır.

Bu sınavın başarısı da sokağın gücüyle doğru orantılıdır.

HDP “Podemos” dedi. Yani “başarabiliriz” dedi.

Evet başardık. Şimdi bu başarıyı kökleştirme ve kalıcılaştırma zamanıdır.

O da ancak sokakta politikayla yani sınıf mücadelesini güçlendirmeyle olur.

Şimdi randevumuz olan yerde; sokakta olmalı ve sokağı örgütlemeliyiz.

Metal direnişi nerede olacağımızı ve ne yapmamız gerektiğini gösterdi. Bu diğer toplumsal mücadele alanlarını hafife alma anlamına gelmiyor. Diğer mücadele alanlarını sınıf eksenli mücadeleyle birleştirebildiğimiz oranda yeni bir momentin önü açılabilir.

HDP, artık önemli bir siyasal aktör olarak devrede. Sokakla birleşen bu aktör önemli olanaklar yaratabilir.

Syriza seçimleri kazandıktan sonra, Troyka’yla yürüttüğü müzakerelerde tıkanma sonucu sokak ve Yunanistan halkından destek istemesi boşuna değildir.

Parlamento ve parlamenter mücadele tek başına sistemi rektifiye eden, radikal eğilimleri törpüleyen, absorbe eden bir içeriye sahiptir.

Sokak bu bağlamda da güvencedir. Şimdi 8 Haziran yani sokakta olma zamanı. Yani işimizi bıraktığımız yerden başlama zamanı…