ATİK- KSK |03-10-2013 |“Bir gün ölürsem eğer Yılmaz Güney’i göresim gelmiştir” diyen sinema ve tiyatro oyuncusu, yapımcı ve senarist, usta sanatçı Tuncel Kurtiz’i 77 yaşında 27 Eylül 2013 sabahı güneşe uğurladık. Eylül ayının o hazin sarı rengine bürünerek giden ustanın Yılmaz Güney’le aynı ayda bize veda etmesinin büyük yokluğunu hep derinden hissedeceğiz. Ancak bu iki büyük ustanın yaşamları boyunca kavga siperlerimizde yer almış olmaları bize her zaman onur verecektir.
Tuncel Kurtiz 1 Şubat 1936, İzmit doğumludur. Babası Selanikli, annesi ise Boşnaktı. Üniversitede kısa bir süre hukuk fakültesinde, daha sonra ise filoloji, felsefe, psikoloji ve sanat tarihi bölümlerinde okudu; ancak hiçbirinden mezun olmadı. Devrimci düşüncelere ise bu zamanlarda tanışmıştır. Usta sanatçı ilk kez 1959 yılında Dormen Tiyatrosu’nda oyunculuğa başlamıştır. Tuncel Kurtiz sinemaya üniversite yıllarında tanıştığı Yılmaz Güney’in teşvikiyle girdi. Yılmaz Güney’in “Sürü”, “Umut” ve “Duvar” gibi unutulmaz filmlerinin de aralarında yer aldığı 50’den fazla filmde rol aldı. Yeşilçam’ın altın dönemini yaşadığı 60′lı yıllarda peş peşe onlarca filmde oynayan Kurtiz, 70′li yıllarda, sosyal içerikli filmlerde rol aldı.
YILMAZ GÜNEY’İN YOL ARKADAŞIYDI
“Komünizmden başka yol var mı?” diyen Tuncel Kurtiz yakın dostu Yılmaz Güney ile hep yan yanaydı. Orhan Kemal’in eserinden senaryolaştırdığı ve yapımcısı olduğu “Bereketli Topraklar Üzerinde” filmi yasak nedeniyle kaçırıldığı yurtdışından 28 yıl sonra getirilip gösterime girebildi. 50 yılı aşkın icrasında, devrimci sanata önemli katkılar sunmuştur. Özellikle Yılmaz Güney’in filmlerinin çekilmesi ve yasaklara rağmen uluslar arası alanda geniş kitlelerle buluşması noktasında önemli katkıları olmuştur. Sanat yaşamında Yılmaz Güney ile beraber oynadığı “Umut” filmi, Türkiye sinemasında bir dönüm noktası olarak kabul edilir. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Yılmaz Güney’in ölümüyle memleketine küsüp yurtdışında yaşamaya başladı. İsveç, Almanya ve özellikle Hollywood’da tiyatro kariyerini başarıyla sürdüren, yabancı tiyatro ve sinema projelerinde yer alan sanatçı, Türkiye’ye 1990’larda tekrar dönerek birçok yapımda rol aldı… Birçok ulusal ve uluslararası ödülünün yanı sıra, Ekim 2011’de 48. Altın Portakal Film Festivali’nde Yaşam Boyu Onur Ödülü aldı. Ödülü aldığı sırada yaptığı bir konuşmada „12 Eylül. Acı günler, acılı günler… Daha dün Erdal Eren’in belgeselini izledim. Asılan, işkence gören binlerce insanın acısı hala yüreğimizdedir. Bu ödül benim değildir. Onlarındır“ diyerek sanatsal duruşunda ezilenlerin ve emekçilerin yanında olduğunu bir kez daha göstermiştir. Değerli sanatçı “hala insana en çok yakıştığı için kendime komünistim diyorum” diyerek, bizlere sayısız eserler bırakarak veda ederken, sanatsal duruşuyla her daim anılacak ve yaşayacaktır. Usta sanatçı Tuncel Kurtiz’i sanatsal çalışmalarımızda ve demokrasi mücadelemizde yaşayacaktır.
ATİK-Kültür-Sanat-Komitesi