Gebze: Hapishanelerde 12 Eylül dönemini aratmayan uygulamalar sürüyor.
Hapishanelerde yaşanan insan hakları ihlalleri her geçen gün daha da artıyor. Tutsaklara yönelik görüş yasakları, disiplin cezaları, tedavi engelleri, baskı ve saldırılar sistematik olarak devam ediyor.
Yaşanan bu saldırılardan biri de Gebze M Tipi Kadın Kapalı Hapishanesinde geçtiğimiz dönemlerde TKP/ML–TİKKO, MKP ve MLKP’li kadın tutsaklar mahkemeye götürülüp getirilirken çıplak arama dayatması uygulanmış, Asker ve hapishane idaresi eşliğinde, tutsak kadınların bu uygulamayı kabul etmemesi ve direnmesi üzerine fiziksel ve cinsel saldırılarda bulunularak kadın tutsaklar darp edilmişti.
Bunun üzerine Yeni Demokrasi Aileleri Birliği (YDAB), Yeni Demokrat Kadın (YDK), Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri (PŞTA), Ölümsüzlerin ve Tutsakların Sesi Platformu (ÖTSP) Gebze M Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi önünde bir protesto eylemi gerçekleştirildi.
Tutsakların sözlü savunma hakları dahil engellenen birçok keyfi uygulamanın yürürlükte olduğu Gebze M Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi önünde bir araya gelen aile yakınları ve devrimci, demokrat kurumların hapishane yönetime çağrısı şöyle; “Bu keyfi uygulamalar devam ettiği müddetçe tutsakların içerde parçaladığı hücreleri bizde dışarıdan büyüterek devam ettireceğiz” oldu.
Açıklamayı Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri(PŞTA) adına Arzu Ateş yaptı. Ateş, “Tutsaklar mahkemeye her götürüldüklerinde maruz kaldıkları bu keyfi uygulamayı reddettikleri ve direndikleri için her seferinde yeni yeni mahkemelerin ve cezaların önü açılmış oldu. Devrimci tutsakların iradesini teslim alamayan ve kıramayan hapishane idaresi, şimdi de tutsakların mahkemede ifade verme hakkını gasp etmek istiyor. Tutsakları hapishane sınırları dışına çıkarmadan ifade işlemini tamamlamak isteyen hapishane idaresi, bunu İnfaz Hakimi’ni hapishaneye getirerek yapmak istiyor. Böylece Gebze Kadın Hapishanesi idaresi aynı zamanda, tutsakların 2010 yılında kazandıkları ve mahkemede sözlü savunma verme hakkına da saldırmış oluyor” dedi.
Ateş yaşanan saldırılara karşı tutsakların takındığı tutumu anlatırken “Tüm bu saldırılar karşısında devrimci ve komünist tutsaklar ise bu saldırılara kuşkusuz bir panzehir olan direnişi büyüterek karşılık veriyorlar. Tecritin yalnızlaştırıp, bireyselleştirici etkisine karşı devrimci kolektif ruhu harekete geçirip, örgütsel mekanizmalarını kurup, koruyarak, üreterek yaşamlarını örgütlüyor. Ancak şu da bir gerçek ki devrimci ve komünist tutsaklar tecrit, tredman saldırısına karşı direniş ve mücadelenin tek öznesi değildir. “İçeri”de verilen mücadeleye “dışarı”dan da omuz vermek, kazanımı hızlandıracaktır. Nasıl ki F tipi saldırısı sadece devrimci ve komünist tutsaklara yönelik olmayıp, tüm toplumu sindirmeyi ve teslim almayı hedefliyorsa; karşı koyuş da dün olduğu gibi bugün de “dışarı-içeri” ayağı birlikte örülerek aşılabilir” olarak belirtti.
Tutsakların tüm bu yaşadıklarına dair devrimci irade ve ortak karşı koyuşla geri püskürtebilmek önemine değinildikten sonra tutsakların sözlü savunma haklarının elinden alınmaması için 11 Mayıs’ta tekrardan Gebze M Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi önüne çağrı yaparak sonlandırdı.