Home , ATİK , Magdeburg Saldırısını Şiddetle Kınıyoruz!

Magdeburg Saldırısını Şiddetle Kınıyoruz!

Magdeburg’da 20 Aralık 2024 tarihinde noel pazarında gerçekleşen faşist saldırı, masum sivilleri hedef alarak toplumda derin bir yara açmıştır. Bu korkunç eylem, sadece insan yaşamını hedef almakla kalmamış, aynı zamanda faşist ideolojilerin güçlenmesine ve yayılmasına zemin hazırlamıştır. Öncelikle, hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza ise acil şifalar diliyoruz. Acılarını kendi acılarımız gibi kabul ediyor ve
dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz.
Bu saldırıyı yalnızca bir bireysel suç olarak değerlendirmek, arkasındaki daha geniş toplumsal ve politik gerçekleri göz ardı etmek demektir. Bu eylem, Almanya’nın ırkçı, ayrımcı, kışkırtıcı ve emperyalist savaş politikalarının doğrudan bir sonucudur. Almanya, dünya çapındaki göç dalgalarına sebep olan savaş politikalarıyla bu saldırının alt yapısını hazırlamıştır. Özellikle, Rusya-Ukrayna savaşındaki tutumu, İsrail’in Filistin halkına yönelik soykırımı görmezden gelerek İsrail’i destekleyen politikaları ve Ortadoğu’daki silah ve maddi yardımlar, bu coğrafyadaki göçlerin başlıca nedenleri arasında yer almaktadır.
Bu politika, sadece göçmen ve mülteci akışını artırmakla kalmamış, aynı zamanda toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesine ve faşist grupların güçlenmesine zemin hazırlamıştır. Almanya’daki AfD gibi ırkçı ve faşist partiler, ayrımcı söylemleriyle toplumu daha fazla kutuplaştırmakta ve bu tür saldırıları meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Saldırının ardından, bu ideolojilerin etkileri bir kez daha belirginleşmiş, faşistleşme ve ırkçılık toplumun geleceğini tehdit eden bir olgu haline gelmiştir. AfD, saldırıya ilişkin yalnızca kısa bir kınama mesajı yayımlamış, toplumsal sorunları görmezden gelerek kutuplaşmayı daha da derinleştirme çabalarını sürdürmüştür.
Saldırıyı gerçekleştiren kişinin göçmen olması, bazı çevrelerce mülteciler ve göçmenler üzerinden toplumsal önyargıları beslemek için bir fırsat olarak kullanılmaya çalışılmaktadır. Ancak bu saldırının amacını doğru anlamak ve sorumlu kişileri doğru bir şekilde tespit etmek büyük bir önem taşımaktadır. Saldırıyı gerçekleştiren kişinin ırkçı ve faşist görüşlere sahip olduğu, sosyal medya hesaplarında bu görüşleri açıkça paylaştığı bilinmektedir. Ancak bu yönlerinin gizlenmeye çalışılması, saldırının gerçek amacını çarpıtma çabasıdır. Mültecileri ve göçmenleri hedef göstermek, aslında ırkçı ve faşist ideolojilerin yayılmasına hizmet etmektedir.
Almanya, seçim sürecine giderken, böyle bir faşist saldırının gerçekleşmesi yalnızca büyük bir tehlikenin habercisi değil, bu tehlikenin giderek büyüyeceğinin de bir göstergesidir. Alman devletinin yaşadığı ekonomik ve siyasal krizin faturasını mültecilere ve göçmenlere kesmek istemesi yeni bir politika değildir. Bu tür saldırılar, ırkçılığı ve faşizmi toplumda daha görünür hale getirmekte, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmektedir. Almanya’daki toplumsal yarayı daha da derinleştiren bu saldırılar, tehlikenin her geçen gün arttığını ortaya koymaktadır.
ATİF olarak, sivillere yönelik bu faşist saldırının tüm yönleriyle aydınlatılmasını talep ediyoruz. Irkçı ve faşist ideolojilerle mücadelenin artık daha fazla ertelenemeyecek bir sorumluluk olduğunu vurguluyoruz. Alınmayan önlemler, göz ardı edilen uyarılar ve sorumluların hesap vermemesi, toplumu daha büyük bir tehlikeye sürüklemekten başka bir anlam taşımamaktadır. Bu tehlike büyümeye devam etmekte ve tüm toplum olarak, antifaşist ve anti-emperyalist bir duruş sergileyerek, bu tehlikeye karşı ortak bir mücadeleyle dur demeliyiz!