Home , Haberler , Blair ve Kaddafi’nin telefon görüşmesi | Zahit Atam

Blair ve Kaddafi’nin telefon görüşmesi | Zahit Atam

İngiliz Telegraph gazetesi, Libya’nın öldürülen devrik lideri Muammer Kaddafi’nin, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yaptığı bir görüşmeyi yayımladı. 2011 yılının Şubat ayında gerçekleşen telefon görüşmesinin tamamını BirGün için çevirdik. Libya’da yaşanan hareketlenmenin yıldönümü yaklaşırken konuya dair çarpıcı bilgilerin yer aldığı görüşmeyi iki bölüm halinde yayımlayacağız. İlk bölümü şu şekilde:

 Tony Blair: Merhaba, son birkaç gündür sana ulaşmaya çalışıyordum. İçinde bulunduğumuz durum çok güç ve ciddi sorunlar var. Şimdi olup bitenler hakkında, lütfen neler düşündüğünüzü söyler misiniz?

 Kaddafi: Aradığınız için teşekkür ederim, Mr. Blair. Bana ulaşmaya çalıştığınızı kimse bana söylemedi, o yüzden bilmiyorum. Size hakikati anlatmak istiyorum. Aslında hiç de çok zor bir durum değil. Olay en basit haliyle şöyle: Kuzey Afrika’da uyumaya bırakılmış gizli hücrelerden oluşan bir örgüt var. Kuzey Afrika El Kaide Örgütü adında. Bunlar Arap sözlerini ve düşüncelerini kullanmıyorlar, onların kullandığı İslami bir söylem. Libya’daki uyuyan hücreler 11 Eylül saldırıları öncesi Amerika’daki gizli hücrelere benziyorlar. Hakikati söylemek gerekirse, onlara polis merkezlerine saldırmaları talimatı veriliyor ve amaçları huzursuzluk çıkarmak. Silahlanmayı başarmışlar, halletmişler o işi. Aniden halkın oturduğu meskenlere saldırıyorlar ve onları ateşe veriyorlar. Her iki taraftan da çok sınırlı kurban verildi. Polisler onlara saldırıldığı için şaşkınlığa uğradılar. Siyasi gösteriler yapmak (saldırganların, El Kaidecilerin) onların seçtikleri taktik değildir, bu eylemleri yapanlar o tipte gruplar değiller. (Kaddafi onları Afganistan’daki ve Cezayir’deki gruplara çok benzediklerini söylüyor). Silahlanmayı başardıktan sonra da halkı terörize ediyorlar, amaçları korku salmak. İnsanlar evlerini terk edip gidemezler. Halkı silahlarla tehdit ediyorlar. Yerel olarak kendilerine merkez olarak kullanacakları merkezler oluşturmayı başardılar ve Bingazi’de El Kaide’nin fikirlerini ve ideolojilerini yaydılar. Oraya El Kaide Emirliği adını vermek istiyorlar.

ABD TANIYOR
Liderleri bir Guantanamo tutuklusu, Al Hassadi adında biri. ABD gizli servisi onu tanıyor. Onu bizim topraklara Amerikalılar getirmiş. Onun takipçileri El Kaideliler. (İslami … Yumara) Bu tam Cihatçı bir durum. Silahları var ve sokaklardaki halkı terörize ediyorlar. Halka bir kez saldırdıktan sonra, teröristler kaçıyorlar ve kendi yerlerine dönüyorlar. Yüzlerini gizliyorlar, gerçek yüzlerini insanlar bilmiyor. Burada uluslararası basından kimse yok. Dünyanın değişik yerlerinden gazetecileri buraya davet ettik, gelsinler ve gerçeği görsünler istedik. Bunlar ağır silahları olan gangsterler. Onlara zorla da olsa katılmaya karar vermeyenlere baskı yapıyorlar, katılanların kendi ailelerini onlara katılmaya ikna etmelerini istiyorlar, silahları saklamalarını, işbirliği yapmalarını istiyorlar. Onlarla akıl üzerinden müzakere yapamayız. Onlar Muhammed gibi şeyleri söylemeyi kendilerini kar sayıyorlar. Bin Laden’in sözlerine benziyor. Şimdi bunlar kendi yollarını Kuzey Afrika’da açmaya çalışıyorlar.

OSMANLI ÖRNEĞİ
Bin Ladin’in fikirlerini ve örgütünü Kuzey Afrika’da yaymaya çalışıyorlar. Kendi sistemlerini Kuzey Afrika’da kurmak için sistemi kaydırmaya, dengesini bozmaya çalışıyorlar. Onlar Akdeniz’i kontrol ediyorlar. Planları şudur: Akdeniz’de inanmayanların gemilerini ve kanlarını dökmek, ulaşımı kontrol etmek. Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki Barbaros günlerinde olduğu gibi. Akdeniz’i kontrol etmek istiyorlar ve ardından Avrupa’ya saldırmaya başlayacaklar. Bunu (Avrupalı) uluslararası topluluğa anlatmak gerekir. Gazeteciler bu gerçeği kendi gözleriyle görmek ve yazmak için buraya gelmeli, isterlerse her türlü yardımı yaparız. Eğer onlar bir kez gazetecileri ellerine geçirirlerse, onları da katlederler. Bu meselede önemli bir rolü olmasını isteyen, bu meseleyi kendine dert edinen, eğer kim ki hakikati görmek ve bilmek istiyorsa, bizim bütün kapılarımız açık. Biz tümüyle terörizme karşıyız. Bunun için zaten teröre karşı hep birlikte hareket etmeye çalıştık. Terörizme karşı savaşabilmemiz için ihtiyaçlarımızın karşılanması gerekir.

GAZETECİLER YOK
Avrupa Birliğinin ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bildirileri hakikati bilmeden yapılmıştır, burada ne olup bittiğini bilmiyorlar. Burada hakikati dünya kamuoyuna bildirecek, haberleri gönderecek gazeteciler yok. Burada neler olup bittiğini dünyaya anlatamadık. Burada hiçbir siyasal gösteri falan yapılmadı. Sokaklar, caddeler devrimi destekleyen halk ile dolu, onlar protestocu değiller. Hatta onların kendi aileleri bize lütfen bir şeyler yapın diye başvuruyor –onların silahları var ve bizim içimize de sızıyorlar, diyorlar. Şimdi bir dosta ihtiyaç duyuyoruz. Tam da şimdi gördüğünüz resmi dünyaya açıklayın. Amerikalılar ve Avrupa Birliği ile bir şeyler yapın. Onları harekete geçmeye zorlayın.

‚GİRİŞİM VAR‘
 Tony Blair: İlk önce, Amerikalı ve Avrupalı insanlarla konuştum. Ben kendi şahsi kapasitemle sınırlıyım. Şimdi sana hangi yol doğru ise onu teklif etmek istiyorum. Şiddetin durması zorunlu ve bütün taraflar arasında barışçı bir diyalogun başlatılması için girişim var.

 Kaddafi: Ne tür bir şiddetten söz ediyorsunuz?

 Tony Blair: Orada kan dökülüyor ve yaygın bir şiddet var. Bunun nasıl olduğunu bir kenara bırakalım. Neler yapılması gerektiğini barışçıl bir şekilde görüşmeye izin verecek bir sürecin başlatılması çok önemli.

 Kaddafi: Burada hiç şiddet yok, burada bu insanlar polis karakollarına saldırıyorlar. Polisler de onlara karşılık veriyor, teröristler halkı öldürüyor burada, polisler halkı koruyor.

 Tony Blair: Liderlerinin ne söylediğini anlıyorum. Uluslararası topluluk ile ilgili yardım edebilirim ama yalnızca barışçıl bir diyalog olursa bunu yapabilirim. Şiddetin olmaması gerekir. Değişim için sürecin barışçıl bir yöntemle yönetilmesi gerekir. Durumlar barışçıl bir yöntem içinde çözüme kavuşturabilir. Uluslararası topluluğun arzusu barışçıl bir şekilde sürecin yönetilmesi. Bunun olması beni çok mutlu eder, bunun için de liderin (Kaddafi’nin) bu konuda anlaştığımızı, bunu yapacağını bilmem gerekir.

 Kaddafi: İyi hoş da, burada savaş verilen grup El Kaide, buna vurgu yapmak zorundasınız. Biz onlarla savaşmıyoruz, aksine onlar bize saldırıyor.

 Tony Blair: Eminim bundan, anlıyorum bunu.

Kaddafi: Buraya gazetecileri ve politikacıları gönderin. İnsanlarla doğrudan görüşün, onların ne tür insanlar olduğunu kendiniz görün ve onların El Kaide ile bağlantıları açıktır, görebilirsiniz siz de bunu.

‚KAYGINIZI ANLIYORUM‘

 Tony Blair: El Kaide ile ilgili hassasiyetinizi ve kaygınızı anlıyorum. Ve herkes gibi biz de El Kaide’ye karşıyız.

 Kaddafi: Bizim Libya halkı ile hiçbir sorunumuz yok. Libya halkı Bingazi’de ve (?) kentinde rehin alınmış durumda. Teröristler şiddet ve güç kullanıyorlar.

 Tony Blair: Fakat bununla uğraşmanın yöntemi, Liderin (Kaddafi’nin) bu sorun barışçıl bir sonla bitmesini istediğini söylemesi ve bunu net bir şekilde söylemesi gerekir. Eğer onunla (Kaddafi ile) anlaşılabilirse, bunu Amerikalılara ve Avrupalılara doğrudan ileteceğim. Bir Lider şunu söylemek zorundadır: “barışçıl bir şekilde sonuçlanması için hazırız ve uluslararası topluluğa bağlıyız, uluslararası topluluk içinde Amerikalılar ve Avrupalılar da barışçıl bir sonucun elde edilmesinde rol almalıdır.”Eğer Lider bunun için hazırsa, soruna çözüm bulmak amacıyla ABD ve Avrupa Birliğinin Lider ile görüşmesini sağlayacağım.

 Kaddafi: Bu güzel. Böylesi bir mesaj aynı şekilde Obama tarafından da verildi. Tahmin ediyorum ki Obama ne olup bittiğini anlayacak kadar biliyor. İlk önce yabancı basın buraya gelsin ve hakikati dünyaya anlatsın. Onlar zaten bütün gerçeği görecekler.

 Tony Blair: Tam da şimdi bu şeyi yapmak çok önemlidir, Ben sizin saldırı altında olduğunuzu takdir ediyorum. Şundan emin olun ki hiç kimsenin kanı dökülmesin, kimse öldürülmesin, mümkün olduğunca buna dikkat edin, bunlar tarif ettiğim sürecin oluşması için esas olan şeyler. Eğer bunu net olarak sağlarsanız, ABD’ye ve Avrupa Birliğine bunları söyleyeceğim, bu sorunun çözülmesi için barışçıl müzakerelerin yapılması için çalışacağım.

NE OLACAK?
 Kaddafi: Tamam, ama farazi konuşursak: Eğer halka ya da polis merkezine saldırırlarsa, o zaman ne olacak?

 Tony Blair: Sizin saldırı altında olduğunuzu, bunun güçlüklerini takdir ediyorum. Ama şehirlere saldırmak için uçakların kullanılması ve sivillere karşı kuvvet kullanılması- Buna son vermek zorundayız, aksi takdirde uluslararası topluluğun harekete geçmesi imkansız olur.

 Kaddafi: Öyle şeyler olmuyor ki burada. Askeri mühimmatları aldılar. Şimdi askeri kamplara saldırırlarsa…

 Tony Blair: Anlıyorum. Şimdi yapacağım ABD ve Avrupa Birliğine gitmek ve onlarla konuşmaktır. Şimdi gerilimi azaltmalıyız, ısıyı düşürmeliyiz, sakinleştirmeliyiz süreci. Sıkı ve uygun bir teklif le geri gelmeye çalışacağım. Burada temel unsur (gerilimi azaltmak) ortamı sakinleştirmektir. Sana çok hızlı ulaşabileceğimiz bir numaraya ihtiyacımız var, böylelikle hemen sana ulaşabiliriz.

 Kaddafi: Okey.

 Tony Blair: İki saat içinde sana geri döneceğim.

 Kaddafi: Teşekkür ederim.

25 Şubat 2011, saat: 11.15-11.45 tarihli görüşmenin linki:
http://www.telegraph.co.uk/news/politics/tony-blair/12086505/Tony-Blairs-phone-conversations-with-Colonel-Gaddafi-revealed.html