Ege’de göçmen faciası: Yarısı çocuk 30’dan fazla ölü

Türkiye’den Yunan adalarına ulaşmaya çalışan ahşap teknenin batmasıyla ölenlerin dördünün bebek, altısının oğlan çocuğu, beşinin kız çocuğu olduğu aktarıldı.

Ölenlerin hangi ülkeden geldikleri henüz açıklanmadı.

Yunan Sahil Güvenlik yetkilileri kaza sonrası denizde bulunan 68 ve tekne içinde bulunan 30 kişiyi kurtardıklarını açıkladı.

Bu yıl içinde 432 bin 761 göçmenin deniz yoluyla Avrupa’ya ulaştığı düşünülüyor.

Bu yolu kullanan 2748 kişinin boğularak yaşamını yitirdiği belirtiliyor.

Birleşmiş Millet deniz yoluyla Yunanistan’a ulaşmaya çalışanların yaklaşık yarısının Suriyeli olduğunu bildiriyor.

BBC  Türkçe

ATİK ve Yeni Kadın için bir ses de Ankara’dan!

Türk-Alman-Fransız-Yunan devletlerinin ortaklığı!

Partizan, YDK ve YDG’nin çağrısıyla bir araya gelen kitle „Emek mevzisi ATİK susturulamaz“, „Faşizme karşı omuz omuza“, „Yaşasın devrimci dayanışma“, „Kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz“sloganlarını aterken tutuklanan devrimcileri sahiplenen ve Avrupa devletlerini protesto eden dövizler açtı. Eyleme DHF, SDP, ESP, Liseli Genç Umut, Kızıl Dayanışma gibi çok sayıda kurum Partizan flamaları ile dövizleri tutarak dayanışmayı büyüttü.

Yapılan basın açıklamasında Avrupa’da kamuoyu oluşturan ATİK ve Yeni Kadın’a yönelik operasyonlarıntek başına Almak Hükümeti tarafından organize edilmediğinin açık olduğu vurgulanarak operasyonun Türk-Alman-Fransız-Yunan devletleri tarafından ortak bir şekilde organize edildiği ifade edildi. Ayrıca operasyonların diğer bir nedeninin ise ATİK ve Yeni Kadın’ın Kürt halkıyla dayanışmayı büyütmesi ve HDP’nin seçimlerden güçlü çıkması için aktif tavır alması olduğunun altı çizildi. Açıklama tutuklananların bir an önce serbest bırakılması talebiyle sonlandırıldı.

Temel Demirer’den destek

Açıklamanın ardından aydın-yazar Temel Demirer söz aldı. Demirer şunları belirtti; „ATİK ırkçılığın giderek yoğunlaştığı Almanya’da demokratik değerleri militanca savunduğu için, Türkiye’deli faşist kanlı ktidara karşı Avrupa’da dayanışma eylemleri düzenlediği için boy hedefidir. Bu tutuklamadan da diğer tutuklamalar gibi hiçbir şey çıkmayacaktır.“

Eylem Demirer’in konuşmasının ardından devrimci dayanışma sloganlarıyla sonlandırıldı.

İzmir: Partizan, Yeni Demokrat Gençlik ve Yeni Demokrat Kadın’ın çağrısıyla ATİK ve Yeni Kadın’a Avrupa’nın dört bir yanında TC devleti ile ortak gerçekleştirilen operasyonlar ve tutuklamalar protesto edildi.

Partizan, Yeni Demokrat Gençlik ve Yeni Demokrat Kadın’ın çağrısıyla ATİK ve Yeni Kadın’a Avrupa’nın dört bir yanında TC devleti ile ortak gerçekleştirilen operasyonlar ve tutuklamalar protesto edildi.

Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde toplanan kitle buradan Sevinç Pastanesi önüne doğru yürüyüşe geçti. “ATİK ve Yeni Kadın yalnız değildir” yazılı pankartla beraber yürüyen kitle sık sık “Faşist TC işbirlikçi Almanya”, “Hitler’den Merkel’e kahrolsun faşizme”, “Diren ATİK İzmir seninle”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” gibi sloganlar atıldı.

“Baskılar bizi yıldıramaz”, “ATİK ve Yeni Kadın yalnız değildir”, “#Diren ATİK” yazılı dövizlerin de taşındığı eyleme HDP, Mücadele Birliği, ESP, Kaldıraç ve Özgür Lise’de destek verdi.

Yürüyüş sırasında kitlelere doğru, yapılan operasyonun nedenleri ve faşist TC ile işbirliği yapan Almanya devleti teşhir edildi.

Sevinç Pastanesi önüne gelindiğinde burada bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada, yapılan bu tutuklamaların Türk devleti ile işbirliği içerisinde ATİK’in Avrupa’daki mücadelesinin yükselmesinden dolayı yapıldığı belirtildi. Kapitalist devletlerin kendisine tehdit olarak algıladığı kurumlara karşı faşist yüzünü gösterdiği söylendi. Açıklamanın devamında, ATİK’in HDP’yi desteklenmesinden AKP hükümetinin rahatsız olduğu ve bu yapılan operasyonların HDP’nin barajı geçmesinden korktuklarına vurgu yapıldı.

Basın açıklamasından sonra HDP İzmir İl Eş Başkanı Cavit Uğur’da kısa bir konuşma yaptı. Uğur, Avrupa emperyalizminin, işçi ve emekçilerin sınırların ötesinde gösterdikleri mücadeleden korkmakta olduklarını söyledi. Uğur, yapılan bu saldırıların işçilere, emekçilere ve ezilenlere kar etmeyeceğini ve barajların aşılacağını vurguladı.

Eyleme katılan HDP İzmir Milletvekili Adayı Pınar Aydınlar da bir konuşma yaptı. Aydınlar, emperyalist ülkelerin işbirliği içerisinde devrimcilere yaptığı operasyonları kınadığını söyledi. Aydınlar, bu operasyonlarla birlikte devrimcileri tutsak eden zihniyetin, dört bir yanda saldırı ve zulüm politikalarını uyguladığını belirtti. Aydınlar, ATİK’e yapılan operasyonların bütün devrimcilere yapıldığını vurguladı.

Açıklamalardan sonra eylem sonlandırıldı.

IMF yaptığı açıklamada, bir yıl önce 110 milyar euro ile yapılan maddi desteğin yetmediği, gayri safi milli hasılaya oranla yüzde 157,7 olan borç oranının, bir sene sonra yüzde 166’ya çıkacağı belirtildi ve hedeflerinin borç oranını yüzde 149 oranının altına indirmek olduğu idda edildi.

Euro grubu şefi Jean-Claude-Juncker’de yaptığı açıklamada Yunanistan’a verilen kredilerin ödeme vadelerinin uzamasını ve faizlerini düşmesini düşünebileceklerini belirtti. Ancak Juncker ve AB komisyonu tarafından daha öncesinde yapılan açıklamalarda her türlü borç yapılandırmasını devre dışı bırakmışlardı. Alman bankasının da aralarında bulunduğu kefil bankalar ise, kar oranları noktasında taviz vermiyor. Yunan devletinin borçlarını geri ödememesinden doğacak tehlike üzerine ise tartışmalar devam ediyor.

‘Neyin Varsa Sat!’

Borçların yeniden yapılandırması noktasında AB ve İMF Yunan devletine Baskı yapıyor. AB ve İMF’nin Yunan Devletinden son talepleri ise, bir an önce özelleştirmelere hız vermek.

Alınan bilgilere göre Papandreou hükümetinin devlete ait olan tüm menkullerin bir an önce elden çıkarılacağı yönünde. İlk elden özelleştirilecekler arasında elektrik ve su tesisleri bulunuyor.

Uluslararası ekonomi uzmanları özelleştirilecekler arasında, havaalanları, limanlar, devlet bahis kurumları, kumar işletmeleri, futbol sahaları ve turizm emlak ve acenteleri bulunuyor. Böylece devlet kasasına 300 milyardan fazla para girmesi bekleniyor. İMF Avrupa masası şefi Antonio Borges’in de hayranlıkla ‘ülkenin olağanüstü menkul değerleri var’ ifadesinde de belirtildiği üzere, özelleştirmenin AB ve İMF baskısıyla artacağı belirtiliyor.

Uluslararası tekellerin yapılacak özelleştirmelerden yüksek karlar elde edeceği beklenirken, özelleştirmelerle gelir kaynaklarının tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. AB ve İMF direktifleri doğrultusunda hareket eden Yunan hükümeti, devlet kurumlarından personel kıyımına gideceği planlanıyor. Yanısıra her bakanlıkta AB ve İMF komiserleri konuşlanacak ve yapılan uygulamaları denetleyecek. Böylece Yunanistan AB ve İMF’nin himayesine girmiş olacak.

AB ve İMF’nin son kararları ise emek cephesinde öfke ile karşılandı. Yapılan yorumlarda, bu saldırıların sadece Yunan işçi ve emekçisi ile sınırlı kalmayacığı, tüm Avrupa emek cephesine yönelik saldırıların artacağı dile getiriliyor.