Warning: Cannot redeclare class Normalizer (previously declared in /home/sites/atik-online.net/public_html/wp-content/plugins/cloudflare/vendor/symfony/polyfill-intl-normalizer/Resources/stubs/Normalizer.php:5) in /home/sites/atik-online.net/public_html/wp-content/plugins/cloudflare/vendor/symfony/polyfill-intl-normalizer/Resources/stubs/Normalizer.php on line 20
women – ATİK Online https://www.atik-online.net Birlik Mücadele Zafer! Thu, 27 Oct 2016 14:15:07 +0000 de hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.9 https://www.atik-online.net/wp-content/uploads/2015/09/cropped-atiknew2-32x32.jpg women – ATİK Online https://www.atik-online.net 32 32 İzlanda’da Kadınlar Saat 14.38’de İş Bırakıyor https://www.atik-online.net/blog/izlandada-kadinlar-saat-14-38de-is-birakiyor Thu, 27 Oct 2016 14:15:07 +0000 http://www.atik-online.net/?p=47349 i

İzlanda’da pek çok İzlandalı ve göçmen kadın, ülke genelinde cinsiyet ayrımına dayalı ücret eşitsizliğine dikkat çekmek için saat 14.38’te iş bırakacaklarını açıkladı.

Sendika ve kadın örgütleri saat 14.38’te kadınları iş yerlerini terk etmeye çağırdı. Kadınlar İzlanda’da toplumsal cinsiyete dayalı ücret eşitsizliğini protesto etmek üzere, 15.15’te de miting programının başlayacağı Reykjavik’in Austurvöllur meydanında bir araya gelecek. Öte yandan benzer protestolar ülke genelinde; diğer illerde de gerçekleştirilecek. Zamanlama olarak 14.38 ise özellikle belirlenmiş: Erkeklerin aldığı ücretlerle kıyaslandığında ortaya çıkan eşitsizlik, kadınların her gün saat 14.38’den sonra ücret almadan çalışıyor olması anlamına geliyor.
Eşit ücret için mücadele ise henüz sonlanacak gibi görünmüyor: Geçtiğimiz on yılda İrlanda’daki gidişat temel alınırsa -görünen o ki- toplumsal cinsiyete dayalı ücret eşitsizliğini ortadan kaldırmak 52 yıl alacak.
Bugün gerçekleştirilecek iş bırakma eyleminde ise eşit işe eşit ücret talep edilecek.
İzlanda’da kadınların iş bırakma eylemi ise ilk olarak 24 Ekim 1975’te gerçekleştirildi. Bu ilk tarihte, İzlanda’da on binlerce kadın Reykjavik şehir merkezinde bir araya gelerek kadının, toplumda belirleyici olan rolüne dikkat çekmek; ses getirmek için iş bıraktı. Bu eylemin ikincisi ise, Ulusal Radyo ve Televizyon Servisi RUV’nin kayıtlarına göre 24 Ekim 2005’te gerçekleşti. Karşı cinsiyetten çalışanlarla kıyaslandığında; ücret eşitsizliğinin oluştuğu dakikada – yani ücret eşitsizliğinin başladığı saat dilimi üzerinden greve gidildi: 14.08’te. 2008 yılında ise bu saat 14.25’e çekildi. Ücret eşitsizliğindeki gidişat ve geçtiğimiz on yıl esas alındığında ise kadınlar cinsiyet temelli ücret eşitliği kazanımı konusunda, bir yıl içerisinde üç dakikadan da az bir süre eşitlenebilmiş! Bu şekilde devam ederse ve hükümete bırakılırsa, 2068 yılında ancak cinsiyete dayalı ücretler eşitlenmiş olacak! Tabii eğer farklı bir düzenlemeye gidilmezse.
İzlanda Emek Konfederasyonu ASİ‘nin başkanı Gylfi Arnbjörnsson, RUV’a verdiği demeçte ise, 60 yıldan bu yana İzlanda’da cinsiyete dayalı ayrımcılığın kağıt üzerinde ‘yasak’ olduğuna dikkat çekti. Ücretlendirmeye dayalı sözleşmeler, söz gelimi iş alanların ve eğitim durumuna göre belirleniyor. Gelgelelim, üretim cinsiyete dayalı bir eşitsizlikle var oluyor.
Gylfi ise, bir eşitlik talebiyle, kimsenin 50 yıllık bir bekleyiş içerisinde durumu kabul etmek zorunda olmadığını ifade ediyor. “Toplumsal cinsiyete ya da başka türlü bir eşitsizliğe dayalı olması bir şey değiştirmez. Bunu 50 yıl içerisinde düzelteceğiz demek kabul edilemez. Bu bir ömür süresidir.”

 

]]>
İnternational Free Womens Foundation 10. Kuruluş Yılını Kutladı https://www.atik-online.net/blog/international-free-women-foundation-10-kurulus-yilini-kutladi Mon, 28 Feb 2011 14:09:28 +0000 http://www.atik-online.net/?p=7009 HOLLANDA | 28 – 02 – 2011 | Uluslararası Özgür Kadın Vakfı kuruluşunun 10. Yılını geniş katılımlı bir sempozyum ve ardından da çeşitli sanatçıların katıldığı bir geceyle kutladı.

Eski DEP Milletvekili Leyla Zana, İnsan Hakları Savunucusu Avukat Reyhan Yalçındağ ve Vakıf Temsilcisi Sevim Şahin in sunum yaptıkları sempozyuma Kürt kadınlarının ilgisi dikkat çekerken, Kürt Özgürlük Mücadelesinin kadınalrın özgürleşme sürecinde oynadığı rol tüm konuşmacılar tarafından vurgulandı.

Açılış Konuşmasını yapan vakıf çalışanlarından Dilek Kurt ‘Kürt halkı tüm halklar gibi özgür yaşamak istediği için yıllardır baskı görüyor. Kadının özgürlüğü için mücadele eden birçok dernek bile kürt kadınını kendi kimliği ile tanımıyor. Bizi bz olarak kabul etmiyor. Mücadelemizin yanında kimliğimizi tanıtmanın mücadelesini veriyoruz.Özgür kadın vakfı üstlendiği misyonla, emeği, kimliği, dili çalınan kadınların tüm değerlerini sahiplenmenin sorumluluğuyla hareket ediyor’ diyerek, Kürt kadınlarıyla dayanışma çağrısı bulundu.

‘Özgürlük Mücadelemizi Yükseltip Tecavüz Kültürü Aşalım’

Geçen yıl Özgürlük Mücadelemizi Yükseltip Tecavüz Kültürünü Aşalım başlığı altında yürütülen kampanyanın başarısından bahseden vakıf temsilcileri, T.C devletinin ve AKP hükümetinin tecavüzü kürt halkının değer yargılarını bilerek bir silah oalrak kullandığını, ama utanacak tarafın kadınlar değil devletin kendisinin olduğunu ve tecavüze uğrayan kadınların bu suçu adli makamlara taşımakta olan geri duruşunu her geçen gün daha fazla kırdığının altı çizilerek, tecavüz kültürünün hak gaspları, baskıları ve şiddeti de kapsadığını belirttiler.

‘Kadın Cinayetleri Katliamdır’

Vakıf temsilcisi Sevim Şahin yaptığı konuşmada, sözde namus ve kadın cinayetlerını bir katliam olarak tanımlamaktan çekinmemek gerektiğini savunarak, kürt hareketi içersindeki kadına bakış açısının da daha da ilerilere taşınması gerektiğini vurguladı.

‘Önce kadınları vurun’ politikası

İnsan Hakları Savunucularından Avukat Reyhan Yalçındağ kadınların özgürlük mücadelesindeki yerinin devleti ne kadar ürküttüğünü ve bundan dolayı kadınlara uygulanan ve tecavüzü de içeren özel baskıyı ve şiddetin, egemen sistemin vazgeçilmez bir politikası olduğunu açıkladı. Devamında devletin, Kürt çocukları üzerinde süregelen ve son süreçte hukuksuzluğun birer örneğini teşkil eden cinsel istismarın, kürt halkıyla mücadelede bir silah olarak gördüğünü belirtti.

2001 yılından bu yana çalışmalar yürüten vakıf, faaliyetlerini Hollanda`nın yanısıra Avrupa`nın birçok ülkesinde ve Türkiye`de yürütüyor.

Sempozyumun ardından Aynur Doğan, Emel Mathlouthi ve halk oyunları ekibinin de yer aldığı gecede kürtçe ezgilere ve ağıtların yanısıra konuşmalara da yer verildi.

]]>