Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’deki hak ihlallerine dikkat çekerek ABD’de bulunan Tayyip Erdoğan’ı protesto etme çağrısı yaptı
Uluslararası Af Örgütü ABD Şubesi, Türkiye’de aylardan bu yana devam eden sokağa çıkma yasaklarına ve hak ihlallerine dikkat çekti, üyelerini halen ABD’de bulunan Tayyip Erdoğan’ı protesto etmeye çağırdı.
Türkiye’de hak ihlallerine karşı çıkan her sesin tehdit edildiğinin söylendiği çağrı metninde “Obama, Türk cumhurbaşkanıın ziyaretinde Kürtlere yönelik şiddet kullanımına son verilmesi için baskı yapmalı” da denildi.
Uluslararası toplumun mülteci krizinde Türkiye’nin yardımına odaklandığını ve bu nedenle de Türkiye’deki hak ihlallerinin görmezden gelindiğini belirten Uluslararası Af Örgütü, Erdoğan’ın 31 Mart saat 11.30’da Brookings Enstitüsü’nde araya torpil koydurarak ayarladığı konuşmasını bina dışında protesto etmeye çağırdı.
]]>
HABER MERKEZİ- Erdoğan’ın, Almanya’da bir mizah programında ti’ye alınması AKP tarafından diplomatik krize dönüştü. Alman Büyükelçisi’nin Dışişleri Bakanlığına çağırılması Alman basını ve kamuoyunda tepkiye neden oldu. „Erdoğan saçmaladı“ yorumlarının yapıldığı olay karşısında sessiz kalan Alman hükümeti de eleştirildi.
Alman NDR televizyonunda yayınlanan bir mizah programında Tayyip Erdoğan’ın ti’ye alındığı için AKP Hükümeti yetkilileri Almanya Konsolosu Martin Erdmann’ı görüşmeye çağırdı. AKP’nin neden olduğu diplomatik kriz, Alman basınında büyük tepkiye neden oldu.
Mizah programında, tanınmış bir Alman şarkısı eşliğinde „Boğazların Patronu“ isimli bir klip yayınladı. Klipte, Erdoğan’ın kendisini eleştiren gazetecileri hapse attırdığı belirtiliyor. Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde sokağa çıkan kadınlara yönelik polis saldırılarının görüntülerinin de yer aldığı klipte, „dövülebilmeleri için kadınlar hak eşitliği istiyor“ denilerek, kadına yönelik şiddete dikkat çekildi.
Almanya Büyükelçisinin, Dışişleri Bakanlığına çağırılarak, şikayette bulunulması Alman basınında ve kamuoyunda „Erdoğan saçmaladı“ şeklinde yorumlandı. Almanya hükümetinin buna sessiz kalması ise ser bir şekilde eleştirildi.
Frankfurter Allgemeine Gazetesi (FAZ) yazarı Oliver Georgi, olaya ilişkin şöyle tepki gösterdi: “ Erdoğan, Alman Televizyonunda „Erdowie, Erdowo, Erdowahn“ adlı komedi yayını yapılmasının ardından Türkiye’de Alman Konsolosu Martin Erdmann’ı görüşmeye çağırdı. Almanya’da tepkiler büyük ama hükümet susuyor. Türkiye Dışişler Bakanlığı ise yayına sürülen videonun kaldırılması istedi. Erdoğan artık sadece Türkiye’de basın özgürlüğünü tanımıyor, zaten alıştık, sıra Almanya’da. Hükümet ise susmaya devam ediyor. Korkunç bir durum. Mülteci sorununda Türkiye’nin yardımına ihtiyacımız olduğundan artık her şeye susacak mıyız? Artık AB ile Türkiye anlaşmasına tepki gösterenler haklı çıkıyor. AB ve Almanya bu anlaşmayla birlikte santaja açık.“
„Erdoğan saçmaladı“ diyen Alman Gazeteciler Kurulu (DJV) Başkanı Frank Überall, şöyle devam etti: „Türkiye’de iktidar sahibi Erdoğan kendisini kaybetti. Eğer extra3’de yayınlanan video nedeniyle diplomatik kriz yaratıyorsa, video yerinde olmuş anlamına geliyor. Kutlarım. Türkiye’de gazetecilerin baskı altında olduğu açık bir gerçektir. Umarım Ankara’da bulunan Alman Konsolosluğu Türk Cumhurbaşkanına Anayasa’da yazılan basın özgürlüğün ne anlamına geldiğini anlatmıştır.“
Süddeutsche Gazetesi yazarı Stefan Ulrich, „Erdoğan dalga geçilmeyi hak etti“ başlıklı yazısında şunları belirtti: „Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında dalga geçmenin tam zamanı. Erdoğan rahatsız olduğunu ifade eden esprileri ve dalga geçilmesini hak etti.“
Deutsche Welle (DW) editörü Matthias Böllinger, program nedeniyle Alman Büyükelçisi’nin çağırılmasıyla Erdoğan’ın kendisini gülünç duruma düşürdüğünü kaydetti. Böllinger, „Berlin zor durumda. Avrupa ve özellikle de Almanya mülteci politikasında Türkiye’ye bağımlı hale geldi. Türk hükümeti tam Ortadoğu’da dizginleri kaptırırken önemli bir koz kazandı. Ülkede demokratik değerlerin ayıklanmasına rağmen AB’ye tam üyelik görüşmelerinin yeniden başlatılmasını kabul ettirdi. Mizah programında yayınlanan klip, Erdoğan’ı Angela Merkel ile el sıkışırken görüntüleyen sahneyle ve ‚Aman kibar davranın, ipleriniz onun elinde‘ sözleriyle sona eriyor.“
Gazetecilerin yanı sıra siyasetçilerden de Alman hükümetinin sessiz kalmasını eleştirdi. Yeşiller Partisi Milletvekilli Claudia Roth, „Türkiye’de hukukun ortadan kaldırılmasını sessizce izleyen Alman hükümetinin tavrı Türk hükümetinin hoşuna gidiyor. AB ile Türkiye arasındaki mülteci anlaşmasıyla aynı zamanda bağımlılık ilişkisi yaratıldığı da ortaya çıktı“ dedi.
Alman Sol Parti Milletvekilli Sevim Dağdelen ise „Erdoğan artık Almanya’ya yetişti. Alman diplomatlar ve hükümet, basın özgürlüğünü açık şekilde savunmalı. Bu konu üzerine Alman Konsolosluğu çağırılamaz. Anayasa’da tanınan temel haklar AB-Türkiye pazarlığına kurban gidemez“ dedi.
]]>
NÜRNBERG | 06-03-2014 | Nürnberg Demokratik Güçbirliği Platformu (NDGBP) bileşenlerince 05.03.2014 Carşamba günü saat 17.00 de, Lorenz Kilisesi önünde 50 kişinin katılımıyla bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Oğlu Bilal ile yaptığı telefon görüsmelerinde suçüstü yakalanan Hırsız Başbakan Erdoğan Hükümetini kınamak için,basına ve kamoyuna yönelik olarak almanca ve türkçe olarak yapılan açıklamada „Hırsızlık ve soygun yerine Demokrasi! AKP hükümeti istifa etmelidir !Erdoğan ve oğlu Bilal evde 1 Milyar € saklıyor! Türk devleti Suriye`de çeteleri destekliyor, Kürtlere ve Alevilere yönelik katliamlara destek sunuyor!
AKP hükümeti sansür yasasıyla haber alma özgürlüğünü yok ediyor ! AKP hükümeti Kürt ulusuna tam hak esitliği tanımıyor,çatısmasızlık sürecini berhava ediyor ! AKP hükümeti işçi ve emekçilerin alınterini sömürüyor,milyarlar bakanlar ve çocukları tarafindan zimmetlerine geçiriliyor. Fetullah Gülen tarikati ile Tayyip Hükümeti arasındaki dalaş çıkar dalaşıdır. Faşizme karşı birlikte mücadele edelim“ denildi.
Yapılan basın açıklamasına Sol Parti Milletvekili Harald Weinberg de katılarak, Ukraynadaki yolsuzlukların benzeri Türkiye`de yaşanıyor. Erdoğan Hükümeti köşeye sıkıştıkça baskı yöntemlerine başvuruyor ve özgürlük alanlarını kısıtlayan yasalar çıkarıyor dedi.
ÖDP (Ökonomische Demokratische Partei ) adına yapılan açıklamada da, Türk Hükümetinin baskı ve korruption politikaları kınandı.
]]>