FRANKFURT | 09.03.2020 |  Frankfurt’ta 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle, Yeni Kadın ın da bileşeni olduğu international kadın platformu ve yerli göçmen birçok kadın örgütü, Cumartesi’nden başlayıp, Pazar gününe kadar çeşitli eylemler gerçekleştirildiler. Kadınlar sokaklarda, meydanlarda kadın mücadelesini görünür kıldılar, rengarenk dövizler, bayraklar, pankartlarla ve sloganlarıyla taleplerini dillendirip, tepkilerini, öfkelerini çeşitli etkinliklerle kamuoyuyla paylaşırken, “Birlikte Güçlüyüz!” diye haykırdılar, „Her yerdeyiz, alışın…!“ dediler. Birçok kadın örgütü, günün içeriğine ve bugünkü sürece ilişkin açıklamalar yaptı, bildiriler okudu. Yeni Kadın’ın çıkarttığı 8 Mart bildirisi de bu arada okundu ve yoğun bir şekilde dağıtıldı. Eylemlerde Yeni Kadın Erbane grubunun sergilediği performansın yanı sıra sokak tiyatrosu vb. çeşitli kültürel etkinliklerle de günün önemine dikkat çekilmeye çalışıldı. Yaşasın 8 Mart! JİN JİYAN AZADİ

Stuttgart’ta 8 Mart eylemleri

STUTGART |09.03.2020| 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü vesilesiyle Stuttgart Schloßplatz’da bir araya gelen kadın kurumları, saat 14.00’te açtıkları info stand’la etkinliklerine başladı. Saat 15.00’te, Hanau’da faşistler tarafından katledilen 9 göçmen anısına bir dakikalık saygı duruşu yapılarak miting başlatılmış oldu. İranlı arkadaşların sunduğu kısa sokak tiyatrosu gösteriminden sonra , yapılan konuşmalarda, okunan açıkllamalarda günün önemi ve bugüne vurgu yapılırken, Yeni Kadın’ın çıkarttığı bildiri de okundu. Saat 16.00 itibariyle, 400.450 civarindaki kitle yürüyüşü başlattı. Rotenbühlplaz’a kadar yüründükten sonra burada bir ara miting gerçekleştirildi. Ara miting sonrası Rathaus’un önündeki Marktplatz’a kadar tekrar yüründükten sonra, Marktplatz’da yapılan açıklamalar sonrasında eylem ıslıklar, alkışlar, sloganlar ve halaylar eşliğinde başarılı bir şekilde sona erdirildi Yaşasın 8 Mart’ı yaratanlar ve yaşatanlar! Jin,Jiyan,Azadi! Kadın, Yaşam, Özgürlük! Frauen, Leben, Freiheit!

Nürnberg’de 8 Mart eylemleri

NÜRNBERG |09.03.2020 |“Wenn Frauen Streiken, steht die Welt still!” 5 Mart Grev Çadırı: Nürnberg’de 8 Mart etkinlikleri bütün bir haftaya yayıldı. Bu yıl ilk kez Kadın Grevi çadırı kuruldu. Kadınlar, yağmur, soğuk demeden merkezi bir yer olan Lorenz Kirche’nin önünde kurulan grev çadırında 24 saat nöbet tuttu ve kamuoyunda farkındalık yaratmak için çeşitli etkinlikler düzenledi. Çadırda buluşan kadınlar, kadın dayanışmasını en geniş anlamıyla sergilediler. Tanışmalar, sohbetler, battaniyelerin altında birlikte içilen çaylar, dünyanın dört bir tarafından bir şekilde Nürnberg’de buluşan-çalışan kadınların birbirine anlatacak bir çok hikayeleri vardı. „Kein Gott, Kein Staat, Kein Patriachat“7 Mart’da „Gecelerimizi Geri Alıyoruz“ şiarıyla yine ilk defa gece yürüyüşü gerçekleştirildi. Nürnberg sokakları kadınlar için özgürleştirildi. Bir çok kişi korteje katıldı ve pencerelerden, arabalardan, destek sundular, kadınların yüzünde birden bir gülümseme belirdi bizi görünce. Müzikler, sloganlar, konuşmalar… Frauen Kämpfen International-gegen Faschismus, Krieg und Kapital! dedik ve 8 Mart“a Grev Çadırı’nın önünde Saat 24.00’de şarkılar ve danslarla girdik. 8 Mart’da saat 12.00’de Nürnberg’in Okmeydanı olan Gostenhof’ un bütün sokaklarını dolaşarak kadınları ”sokağa, eyleme, özgürleşmeye” davet ettik. Korteje katılanlarla burdan eylem için toplanma alanına kadar yürüdük. Toplanma yerinde tekrar bir saat oturma eylemi yapıldı. Burada Grup Yorum’ a destek olmak için ortak pankart açtık. Achter März ist alle Tage- das ist eine Kampfansage! diyerek yürüyüşe başladık. Yürüyüşe bin beşyüzün üstünde bir katılım oldu. Bu yıl ilk defa DGB’li kadınlar ve DİDİF de 8 März Bündnis’in düzenlediği etkinliğe katıldılar. 15 Mart’daki yerel seçimlerin etkisiyle bir çok partinin kadın kolları da yürüyüşe katıldı. Meksikalı kadınların katılımı oldukça iyiydi. Yeni Kadın’ın bildirisi okunurken en çok alkışlayan gruptu. Oldukça kapsayıcı ve enternasyonal bir bildiri olmuştu. Son dönemde tırmandırılan faşizme ve göçmenlere yönelik saldırılara karşı atılan sloganlar ve yapılan konuşmalar, Nürnbergli kadın örgütlerinin safını net bir şekilde ortaya koydu. Nürnberg’de her yıl 21 Mart „Faşizme karşı Gün“ olarak kutlanmasına rağmen, faşist gruplar aynı gün eylem başvurusunda bulunmuşlardı ancak belediye izin vermedi. Nürnberg’de faşizmin önündeki en büyük engel kadın örgütleri! Yaşasın tüm dünyada yükselen kadın hareketleri!!! Yaşasın 2021 yılında Tunus‘da yapılacak kadın konferansı! Dokuma işçisi kadınların direnişi boşuna değildi. Klara, Rosa ve Kolontay‘ların harladığı ateş, kadınların olduğu heryere yayılıyor! Nürnberg Yeni Kadın

Diusburg’da 8 Mart eylemi

DUİSBURG| 09.03.2020 |Bizler Duisburg lu Y.Kadın aktivistleri olarak, bu seneki 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüzü 7 Mart Cumartesi günü, tüm Kadın arkadaşlarla Kadın Platformu olarak saat 13 de başlattık. Her kurum kendi bildirilerini okuduktan sonra şiir ler şarkılar söylendi. Bir genç kadın arkadaşımızın balet dansı ayrı bir renk kattı eylemimize. Bu seneki katılımımız diğer geçmiş senelere nazaran daha düşüktü, daha iyi organize edinilebilinirdi. Bu gerçekliğimiz sadece bizimle de sınırlı olmayıp diğer kurumlar da aynı durumdaydı. Her yıl olduğu gibi bu yılda kendimizi gözden geçirmemiz bu konuda daha iyi olmamız gerektiğini bir kez daha anlamış olduk. Sokak etkinliğimizin ertesi günü 8 Mart ta derneğimizde, kadının geçmişten günümüze kısa bir tarihçesini ele alan belgeselini izledik. Bu nu şu anki durumumuzla, kadının toplumdaki duruşuyla birlikte tartışmaya sunduk. Tartışmalar oldukça canlıydı. Bu tartışmalarda gördük ki, genel olarak bu konuda daha çok araştırmaya, okumaya öğrenmeye ihtiyacımız var…

Koblenz’de 8 Mart eylemi

KOBLENZ|09.03.2020|Koblenz’de Enternasyonal Kültür Merkezinin düzenlediği 8 Mart etkinliği gerçekleşti. Etkinlik, başta 1857’de New-York’ta yaşamını yitiren dokuma işçileri şahsında 8 Mart şehitleri anısına, dünya’da özgürlük mücadelesinde yitirilen, tüm Kadınlar için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından. Enternasyonal Kültür Merkezi Kadın komisyonu adına bir açılış konuşması yapıldı. Konuşmanın ardından Enternasyonal Kültür Merkezi Eşbaşkanı bir selamlama yaparak, 8 Mart’ın önemine değindi. Yine Enternasyonal Kültür Merkezi Eşbaşkanı ve Yeni Kadın üyesi arkadaşımız, Yeni Kadın’nın 8 Mart mesajını sunduktan sonra, 8 Mart‘ anlam ve önemine vurgu yaptı. Son konuşmacı olarak, Koblenz entergrasyon meclis üyesi Nasrin Daudi, bir konuşma yaparak, emekçi kadınların mücadele gününü kutladı. Konuşmacıların ardından Koblenz Yeni Kadın’ın hazırladığı Sinevizyon sunuldu. Sinevizyon katılımcılar tarafından beğeniyle izlendi. Sinevizyonun ardından, söz katılımcılara verildi. Etkinliğe katılan kitleler söz alarak, 8 Mart’a yönelik görüşlerini dile getirdiler. Ardından bir ara verildi. Aradan sonra, Grup Umuda Haykırış bir müzik dinletisi sunarak, kitleyle’le birlikte marşlar ve ezgiler söylediler. Etkinlik, çekilen halaylarla coşkulu bir şekilde son buldu.

Villingen’de 8 Mart eylemi

VİLLİNGEN | 09.03.2020 |Villingen 8 Mart Bündnis’in çağrısını yaptığı eyleme biz de Yeni Kadın olarak katıldık. Günün önemine ve bugün Almanya’da kadınların durumunua ilişkin yapılan konuşmaların ardından, kadın cinselliğini kullanan reklamlarla vitrinlerini süsleyen Müller mağzasının camlarına, seksizmi teşhir eden afişler yapıştırıldı. Ardından H&M mağzasının mallarının üretildiği Bangladeş, Myanmar vb. ucuz işçi cenneti olan ülkelerde, işçilerin çok ucuz işgücü olarak, hiçbir iş güvencesi olmaksızın nasıl sömürüldüklerini vurgulayan afişler de H&M mağzasının vitrinlerine yapıştırıldı. Alanda çekilen coşkulu halayların ardından, sloganlarla çarşı merkezine doğru yürüyüşe geçildi. Çarşı merkezine gelindiğinde eylem yine sloganlar ve alkışlar eşliğinde sona erdirildi.

Augsburg’da 8 Mart eylemi

AUGSBURG |09.03.2020| Eğer kadınlar greve giderse dünya durur! Bu yıl Augsburg’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Pazar Günü yapıldı. Saat:14:00 de başlayan miting ve yürüyüşe ilgi yoğundu. Augsburg Kadın Grevi Komitesinin ‚‘Mutfak yerine Alanlara Yürüyüşe’’ motosuyla gerçekleştirilen miting ve yürüyüş coşkulu geçti. Katılımın yoğun olduğu etkinlikte, patriyarkanın ve kapitalist sistemin kendini yeniden üretim sürecinde var ettiğinden dolayı, kadınların görünmeyen emeğinin görünür kılınması açısından kadın grevinin önemli olduğuna değinildi. Krize savaşa, şiddete, sömürüye Hayır dendi. Augsburg Dom Kilisesi önünde kiliselerin her fırsatta kürtajın yasak edilmesini talep etmelerini genç kadınlar kendine has eylemle protesto ettiler. 8 Mart kadın yürüyüşüne, Yeni Kadın aktivistleri de “Jin Jiyan Azadi”, “Kadın Yaşam Özgürlük”, “Es lebe 8 März” sloganları eşliğinde flamaları ve plakatlarıyla ayrı bir renk kattılar.

KOBLENZ |23.10.2016| Almanya’da tutsak bulunan Kürt politikacılar ile devrimci tutsaklara ilişkin bir bilgilendirme toplantısı yapıldı. Önceki gün Enternasyonal Kültür Merkezin’de (IKZ) yapılan bilgilendirme toplantısının konukları Avukat Frank Jasenski ve AZADİ temsilcisi Monika Morres katıldı.

Almanya’da süren Kürt politikacıların, Münih’te devam eden TKP/ML davası ve 129 a/b yasası üzerine bir konuşma yapan Avukat Jasenski, Alman mahkemelerinin görgüğü bu davaların tümünün politik olduğuna dikkat çekti. Alman Hükümetinin izniyle yapılan bu türden davalarda yargılanan insanların etkinlik düzenlemekle, konser organizeleri vs ile uğraşmaları dahi bu dava kapsamına alındıklarını belirtti ve bu türden davalara karşı politik mücadelenin önemli olduğunu dile getirdi. Münih TKP/ML davasının bir pilot dava olarak kabul edildiğini belirten Jasenski, yargılanan devrimcilerin Avrupa’da herhangi suçlarının olmadığını ve TKP/ML’nin yasak olmadığını dile getirdi. Delil diye ortaya konanların TC devletinin anlatımlarından öteye geçmediğini dile getiren Jasenski, dava kapsamında sadece Stadelheim hapishanesinde yeni bir mahkeme salonu kurmak için 17 milyon harcandığını dile getirdi. Devletin devrimcileri yargılamak ve sindirmek için maddi kaynağı bulduğunu dile getiren Jasenski bir yandan da tasarruftan bahsedildiğini vurguladı.

AZADİ temsilcisi Monika Morres ise PKK yasağının kronolıjisine kısa bir vurgu yaparak, Türkiye’de Kürtlere dayatılan katliam ve inkar politikalarına karşı geldikleri için insanların bu mücadeleyi seçtiklerini ve Alman devlet makamlarının bunu çok iyi bildiğine dikkat çekti. Rojava direnişi ve IŞİD’e karşı mücadelede önemli birer kurum olan PKK’nin yasağının kaldırılması için tüm demokrasi güçlerinin duyarlı olması gerektiğini belirtti.

Bir sorun üzerine Morres, Almanya’da özellikle Frankfurt ve Mainz’de Kürt bayraklarının miting ve yürüyüşlerde yasaklanmasının gündemde olduğuna dikkat çeken AZADİ temsilcisi, buna karşı geniş platformlar yaratarak bu yasağı kabul etmediklerini dile getirmelerini istedi. Monika Morres son olarak tutsaklara yazılması gerektiğini, onlarla irtibatın onlara moral vereeceğini ve dayanışmanın önemlii olduğunu dile getirdi.

28 Ekim’de Münih’e…

Bilgilendirme toplantısının ikinci bölümünde söz alan dernek Eşbaşkanı, toplantıyı önemli gördüklerini, tutsaklara dayanışmanın önemli olduğunu dile getirdi. Münih’te devam eden TKP/ML davasına ilişkin dayanışmanın önemine vurgu yapan Eşbaşkan 28 Ekim günü Münih’e gidileceğini, Otbüsün Frankfurt’tan hareket edeceğini vurguladı.

AZADİ Hukuk Bürosu Başkanı Monika Morres ve ATİK dava avukatlarından Franz Jarzenski’nin katılım sağlayacağı etkiliğe dair 4 dilde çağrı metni çıkarıldı. 22 Ekim’de yaplacak olan toplantı saat 16:00 da dernek lokalinde yapılacak. Bu etkinlik aynı zamanda 28 Ekim’de Münih’te yapılacak miting için bir bilgilendirme etkinliği olacak.

Değerli dostlar,
Almanyada anti terör yasası kapsamında işletilen 129 a/b maddelerinin içeriği hakkında ve bu kapsamda Almayada tutuklanan devrimci tutsakların süren davaları hakkında bilgilendirme  amaçlı derneğimizde bir Panel gerçekleştireceğiz. Panlimize, AZADÎ Hukuk Bürosu Başkanı MONIKA MORRES ve ATİK davasının avukatlarından FRANK JASENSKI katılım sağlayacaktır.
Etkinliğimize tüm dostlarımızı davet  ediyoruz.
Tarih : 22.10.2016
Saat:16:00
Yer: Internationales Kulturzentrum e.V
Hauptstraße. 41, 56220 St. Sebastian

Vortrag und Diskussion mit Monika Morres und Frank Jasenski Monika Morres vom Rechtshilfefonds für Kurdinnen und Kurden – AZADÎ – wird über die politische Funktion des § 129b StGB und seine praktischen Auswirkungen auf politische Bewegungen in der BRD berichten, sowie von ihren Erfahrungen aus zahlreichen Prozessbeobachtungen in 129b-Verfahren wegen Mitgliedschaft in der PKK.
Frank Jasenski ist Rechtsanwalt und ein Verteidiger in einem der größten 129b Verfahren der letzten Jahrzehnte. Vor dem Oberlandesgericht München wird momentan gegen 10 Aktive der marxistischen Organisation ‘ATIK’ verhandelt, hierzu wird es bei der Veranstaltung auch aktuelle Informationen geben. Seit Einführung des § 129 b Strafgesetzbuch (Mitgliedschaft oder Unterstützung einer ausländischen terroristischen Vereinigung) im Jahr 2002 bestimmen – zwar nicht de jure, aber faktisch – das Bundesministerium der Justiz, die Europäische Union und die US-Regierung gegen wen die Bundesanwaltschaft ermitteln darf. Die vom Bundesjustizministerium herangezogene „Terrorliste“ der EU wird eng abgestimmt mit der entsprechenden Liste der US-Regierung.
Erlassen im Zuge der Antiterror-Pakete nach dem 11.9. gegen islamistische Organisationen wurden seit 2008 nach § 129b StGB auch Verfahren gegen Mitglieder der tamilischen LTTE (Liberation Tigers of Tamil Eelam) und der türkischen DHKP-C (Revolutionäre Volksbefreiungspartei-Front) geführt. Nach einer Entscheidung des Bundesgerichtshof von Oktober 2010 darf – rechtlich abgesichert – § 129b StGB auch auf die PKK (kurdische Arbeiterpartei) angewandt werden. Im Oktober 2011 wurde sodann der erste kurdische Politiker festgenommen, seitdem fanden zahlreiche Verfahren nach § 129b StGB wegen Mitgliedschaft in der PKK statt. Zur Zeit befinden sich 8 kurdische Politiker in Untersuchungshaft. Im Frühling 2015 wurden zudem 9 Mitglieder der ATIK
(Konföderation der Arbeiterinnen und Arbeiter aus der Türkei in Europa) wegen Mitgliedschaft in der TKP/ML (Kommunistische Partei Türkei Marxistisch/Leninistisch) inhaftiert. Strafprozesse wegen § 129b finden größtenteils in eigens errichteten Außenstellen der Oberlandesgerichte unter extremen Bedingungen statt.

Samstag 22.10.2016 // 16:00 Uhr // Internationales Kulturzentrum, St. Sebastian
Hauptstraße 41 in 56220 St. Sebastian

الأصدقاء الأعزاء
يسرنا دعوتكم إلى اﻷمسية التي نستضيف فيها كﻻ من السيدة مونيكا موريس رئيسة لجنة الدفاع عن الحقوق والحريات (AZADI) والمحامي السيد فرانك يزنسكي ،المحامي عن القضية المرفوعة ضد المعتقلين (ATIK) للاستماع إلى شرح عن مضمون وحيثيات الفقرتين (أ )و (ب)  من المادة 129 من القانون اﻷلماني لمحكافخة اﻹرهاب ، الذي تم بموجبها اعتقال عدد من النشطاء السياسيين،وإحالتهم إلى القضاء والحكم على العديد منهم بالسجن، وكذلك لﻻطﻻع على الوضع الحالي ﻷولائك النشطاء الذين مايزالون رهن اﻻعتقال.
تقام اﻷمسية في الساعة الرابعة من بعد ظهر يوم السبت بتاريخ 22/10/2016  في مقر جمعية  ( IKZ).
مع أطيب تحيات اللجنة اﻹدارية (IKZ).
العنوان :
Hauptstr. 41
56220 St. Sebastian

Dost û hevalên hêja
Di roja 22. 10. 2016 di Saet 16:00 û li mala IKZ em semînarekê pêktînin, bi beşdariya Xanim Monika Morres, Seroka Komela (AZADI) û Parêzer Birêz Frank Jasenski, parêzerê girtiyên doza (ATIK).
Ji bo şîrovekirina babeta (a) û (b) ji Benda 129 an ji Zagona Almanî li dijî têrorê, ya ku li gor wê gelek çalakvan û siyasetmedar hatin binçavkirin û dadgehkirin, û bi tewanbarî hatin girtin û heta van rojan girtî ne. Herweha rewşa girtiyan a niha wê bê naskirin û doza wan çaw diçe wê bê ravakirin.
Em hemû dost û hevalên xwe vexwendine vê semînarê dikin û li benda amadebûna we ne.

Silav û rêz

Rêveberiya Internationales Kulturzentrume.V

Navnîşan:
Hauptstr. 41
56220 St. Sebastian

Almanya’da geçen yıl 17 Aralık tarihinde MİT adına casusluk yaptıkları suçlamasıyla tutuklanan, Erdoğan’ın eski danışmanı Muhammed Talha Gergerlioğlu’nun da aralarında bulunduğu üç kişi hakkında Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin tahliye kararı verildi.

KEFALET İLE TAKİPSİZLİK KARARI

Güvenilir kaynaklardan alınan bilgiye göre, Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin, sanık avukatları ile yapılan pazarlık sonucu anlaşmaya vardıkları ve tutuklu sanık Muhammed Talha Gergerlioğlu’nun 70 bin avro kefaletle serbest kalacağı aktarıldı.

17 Aralık 2014 tarihinde Frankfurt havalimanında gözaltına alınan ve Koblenz ‚de 9 Eylül tarihinde başlayan casusluk davasındaki 3 kişiyle ilgili mahkeme dışı anlşma kararının 1 Kasım seçimleri sonrasına denk düşmesi dikkat çekti.

SOL DERNEKLER ALEYHİNE BİLGİ TOPLADILAR

İddianemede Erdoğan’ın eski danışmanı Muhammed Taha Gergerlioğlu’nun da aralarında bulunduğu üç MİT casusunun „Özellikle Almanya’da muhalif gruplar, sol gruplar, Aleviler, Ezidiler ve Gülen cemaati hakkında bilgi toplamaktalar. Erdoğan’ın eski danışmanı Muhammed Taha Gergerlioğlu MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından bizzat görevlendirildi. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne bağlı Köln Ehrenfeld camisi MİT tarafından merkezi üs olarak kullanılmaktadır“denildi.

FEDERAL SAVCILIK VE SANIK AVUKATLARI UZLAŞMAYA VARDI

Koblenz Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin verdiği bilgiye göre anlaşma şöyle: Mahkeme Başkanı davanın ilkbahara kadar sürebileceğini, bu tarihten önce davayı bitirmek için imkanlar önerilmesini talep etti. Bunun üzerine Federal Savcılık ve sanık avukatları görüşerek bir uzlaşmaya vardı.

Alman Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 153 A maddesine göre, eğer Muhammed Taha Gergerlioğlu 70 bin Euro kefalet öderse, dava sonlandırılıp dosya kapatılacak ve tutukluluk kararı kaldırılarak tahliye edilecek. Sanık herhangi bir hüküm giymeyecek.

Tutuksuz yargılanan sanık Ahmet Duran Yüksel 5 bin Euro kefalet ödeyecek. Sanık Göksel Güler ise bir sosyal kurumda çalışacak. Onların dosyaları da kapatılacak ve herhangi bir hüküm giymeyecekler.

5 YILA KADAR CEZA İSTENİYORDU

Davanın tek tutuklu sanığı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski danışmanı Muhammed Taha Gergerlioğlu ( Urfa doğumlu, 1956) ile tutuksuz yargılanan Göksel Güler (1981, Bad Dürkheim’de ikamet etmekte) ve Ahmet Duran Yüksel (1956, Türkiye doğumlu, Wuppertal’de ikamet etmekte) hakkında 5 yıla kadar ceza istenmekteydi.

MİT MÜŞTEŞARI HAKAN FİDAN GÖREVLENDİRDİ

Federal Başsavcılığın üç Türkü dinleme ve takip sonucu elde ettiği bilgilere dayanarak hazırladığı iddianameye göre Muhammed Taha Gergerlioğlu ve ekibini Almanya’da MİT müsteşarı Hakan Fidan görevlendirdi ve bunun için 25 bin Euro bütçe verdi. İddianameye göre Göksel Güler bu doğrultuda Bad Dürkheim kentinde Türk Alman şirketleri için sözde danışmanlık şirketi açtı.

Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde yargılanan sanıklarla ilgili Kefalet ödendiği takdirde tahliye kararı verilecek. Kararın gelecek hafta çıkma ihtimali çok yüksek.(Avrupa Postası)