Warning: Cannot redeclare class Normalizer (previously declared in /home/sites/atik-online.net/public_html/wp-content/plugins/cloudflare/vendor/symfony/polyfill-intl-normalizer/Resources/stubs/Normalizer.php:5) in /home/sites/atik-online.net/public_html/wp-content/plugins/cloudflare/vendor/symfony/polyfill-intl-normalizer/Resources/stubs/Normalizer.php on line 20
Europa – ATİK Online https://www.atik-online.net Birlik Mücadele Zafer! Wed, 24 Mar 2021 20:43:09 +0000 de hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.9 https://www.atik-online.net/wp-content/uploads/2015/09/cropped-atiknew2-32x32.jpg Europa – ATİK Online https://www.atik-online.net 32 32 AKP-MHP’li faşistler Almanya’da 24 kişiyi ölümle tehdit etti https://www.atik-online.net/blog/akp-mhpli-fasistler-almanyada-24-kisiyi-olumle-tehdit-etti Wed, 24 Mar 2021 20:43:09 +0000 https://www.atik-online.net/?p=77014

Haber Merkezi|24.03.2021|Federal Alman Hükümeti, son 5 yıl içinde aralarında Alman siyasetçilerin de bulunduğu 24 kişinin Türk milliyetçileri tarafından ölümle tehdit edildiğini açıkladı.

Alman Sol Parti(Die Linke), AKP-MHP’li Türk faşistlerinin son dönemlerde sanal medya hesapları üzerinden Erdoğan rejimi muhaliflerine yönelik ölüm tehditlerini artırmasını Federal Meclis’e taşıdı. Konuya ilişkin Sol Parti İçişleri Sözcüsü Ulla Jelpke tarafından hazırlanan soru önerisine hükümet adına Federal İçişleri Bakanlığı yanıt verdi.

Soruların çoğuna “hükümetin elinde bu konuyla ilgili bir yok” denilerek yanıtsız bırakan bakanlık, 1 Haziran 2016- 1 Mart 2021 tarihleri arasında Türk milliyetçilerinin posta yolu, telefon ve e-posta gibi elektronik iletişim araçlarını kullanarak toplam 24 kişiyi ölümle tehdit edildiğini duyurdu. Bakanlığın verdiği bilgilere göre Kürt, Sol Parti ve HDP’li politikacıların yanı sıra yerel siyasetçiler de tehditlerden nasibini aldı.

GAZETECİLER, BİLİM İNSANLARI ÇOK SAYIDA KİŞİ TEHDİT EDİLDİ

Tehditlerin ulus ve uluslararası alanda yaşanan gelişmelere göre değiştiği ifade edilirken, tehdit edilenlerin arasında gazeteciler, yazarlar, blog yazarları, bilim insanları, sporcular ve sanatçıların bulunduğu öğrenildi. AKP-MHP yanlısı faşist grupların hedefinde olan bazı kişilerin birden fazla kez ölüm tehdit edildiğini belirten İçişleri Bakanlığı’na göre tehdit mesajları gönderen kişilerin bir kısmının kimlik bilgileri Almanya dışında yaşadıkları için tespit edilemedi.

Almanya’da yaşayıp kimlikleri tespit edilenlerin çoğunun Türk kökenli göçmenler ve erkek olduğu açıklandı. Mesajların içeriğinin aşırı milliyetçi ifadelerden oluştuğunu aktaran bakanlık, tehdit edilenlerin genel bir koruma altına alınmadığını, sadece herhangi bir etkinliğe katıldıklarında can güvenliklerinden endişe etmeleri halinde yerel polise başvurmalarını istedi.

‘SOMUT TEHLİKE YOK’ İDDİASI

Ancak tehdit edilenlerin kişilerin sayıca fazla olmasına rağmen İçişleri Bakanlığı “Almanya’da yaşayan kişilerin Türk hükümetinin politikalarını eleştirdikleri için hali hazırda somut bir tehlikeyle karşı karşıya değiller” iddiasında bulundu. Angela Merkel’in başbakanlığındaki hükümete göre tehdit edilmeler söz konusu kişileri korkutma amacıyla yapılıyor.

Garê’ye yönelik işgal girişimi  sonrası Genelkurmay eski İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin son dönemde katıldığı bir televizyon programında Avrupa’da yaşayan Kürtleri “Avrupa’da bunların unsurları var. Avrupa’daki unsurlarına bir şey yapmamız gerekiyor. Yani daha evvelden Paris’te yapıldı ama, evet…” sözleriyle açık biçimde hedef göstermişti.

ALMANYA AKP-MHP’NİN EN ÖNEMLİ ÇALIŞMASI SAHASI

AKP-MHP’li Türk faşistleri başta DİTİB olmak üzere, konsolosluklar, lobi kuruluşları, dernekler, bankalar ve hatta seyahat acenteleri üzerinden örgütleniyorlar. Hem propaganda hem de istihbarat amacıyla yürütülen bu çalışmalar Türk Büyükelçiliği’ne bağlı birimler tarafından organize ediliyor. MİT için ise Almanya Türkiye dışındaki en önemli çalışma ayağını oluşturuyor. Alman hükümeti kaynaklarına göre ülkede MİT’e çalışan 8 bin kişi bulunuyor. (ANF)

]]>
Erdoğan’ın Avrupa’daki kolu, Bozkurtlar https://www.atik-online.net/blog/erdoganin-avrupadaki-kolu-bozkurtlar Tue, 25 Aug 2020 11:48:46 +0000 https://www.atik-online.net/?p=73518

Haber Merkezi | 25.08.2020 |Uluslararası Fransız Siyasi Araştırmalar ve Analiz Merkezi (CFRP), Türk devletinin Avrupa’daki tehlikeli bir nüfuz ve denetim aygıtı olan Bozkurt örgütlenmesine dikkat çekti. Irkçı oluşum özellikle Almanca dilli ülkelerde örgütleniyor.

CFRP, Türk devletinin hem Müslüman Kardeşler, Milli Görüş ve Bozkurtlar gibi tehlikeli bir karışımla ittifak halinde olduğunu belirtti.

ALMANCA DİLLİ ÜLKELERDE ETKİNLİKLERİNİ ARTTIRIYORLAR

Avrupa’daki Türk ırkçı örgütlenmesine ilişkin analizde bulunan CFRP şu tespitlerde bulundu:

“Türkiye ve Katar, Avrupa’da Müslüman Kardeşler’in finansmanını yönetmenin yanısıra çeşitli Avrupa ülkelerinde yüzlerce dernek ve proje yönetiyor. Nüfuz ve denetim aygıtları arasında Bozkurt örgütlenmesi var. Türkiye özel olarak, başta Almanca dilli ülkeler olan Almanya, İsviçre ve Avusturya olmak üzere Avrupa’daki vekilleri üzerinden etkisini arttırma arayışında. Kuşkusuz buna Türk rejiminin muhaliflerini gözetim altına almak ve takip etmesini de eklemek gerekecek.

Türkiye böylece başka hedeflere ulaşıyor; başka ülkelerin vatandaşlarını kendi siyasi iradesine tabi tutuyor ve böylece bu ülkeler kendi egemenliklerinin bir kısmını kaybediyor. Türk olmayan topluluklar üzerindeki denetim aynı zamanda Türk fikirleri ve ajandasının kendi ülkelerine Türk siyasi projelerine hizmet etmek amacıyla taşınmasını sağlıyor.

ERDOĞAN’IN ŞİDDET, KAOS VE AŞIRILIKÇILIĞI YAYMA KOLU

Bozkurtlar, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) bünyesinde aşırı bir Türk milliyetçisi örgüt olarak ortaya çıktı ve Erdoğan’ın Avrupa’da şiddeti, kaos ve aşırılıkçılığı yayması için uzun kolu oldu.

Örgütün Avusturya’da aktif 2 bin yöneticisi ve onlarca cami ile kültürel kurumu var. Örgütü ideolojik üssü, Afganistan ve Çin’den güney doğu Balkanlar’a kadar tüm Türklerin ırksal, tarihsel ve ahlaki üstünlüğünü savunan ilk Türk milliyetçilerin fikirlerine dayanıyor.

Milliyetçi Bozkurt örgütünün Avusturya’daki rolü sadece aşırı milliyetçiliğin yayılması ile sınırlı değil, aynı zamanda Türkiye’nin nüfuzunu arttırma ve Türk kökenli Avusturyalılar için paralel bir toplum oluşturmaya ve entegrasyonlarını engellemeye çalışıyor, ki bu da toplumsal uyumu sabote ediyor.”

CFRP, Türk ırkçı oluşumu Bozkurtların bundan birkaç hafta önce, Viyana’da 27 ve 28 Haziran’da Kürtler ve sol gruplara yönelik saldırıları ile yeniden gündeme geldiğini hatırlattı.

ALMANYA’DA 18 BİN ÜYELERİ VAR

Almanya’daki ırkçı Türk örgütlenmesine ilişkin şu belirlemeler yer aldı:

“Örgütün Alman topraklarında onlarca dernek ve 18 bin dolayında üyesi ile güçlü bir varlığı bulunuyor. Almanya’da siyasi oluşumlar için federal merkez araştırmasına göre, Bozkurt örgütü onlarca yıldır Alman topraklarında varlık gösteriyor ve Türk Federasyonu ile ITEP gibi kendisine bağlı onlarca küçük ve orta örgüt bulunuyor. Aşırılıkçı örgüt Almanya’da yaşayan solcu Türkler, Kürtler ve Ermenilere karşı propaganda kampanyaları başlatıyor. Alman Parlamentosu’nun Ekim 2018 tarihli bir belgesine göre, ülke için oluşturduğu tehditten dolayı Alman iç istihbaratı tarafından denetim altında tutuluyor.

TEHLİKELİ AŞIRILIKÇI BİR İTTİFAK

Alman Parlamentosu’nun 9 Kasım 2018 tarihli bir belgesi, Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler ve Milli Görüş hareketi ile Bozkurtlar ve MHP’nin temsil ettiği aşırılıkçıları içeren garip ve tehlikeli aşırılıkçı bir ittifakı, Türk iç politikasını kontrol etmek ve Almanya’daki 5 milyon dolayındaki vatandaşı üzerindeki etkisi ve kontrolünü icra etmek için yönettiği belirtiliyor. Belgede “Erdoğan ile Bozkurtlar arasındaki işbirliği ve ittifak, 2016’daki başarısız darbe teşebbüsü ardından Almanya’da bir realite haline geldi. Erdoğan hükümeti Kürtlere ve vaiz Fethullah Gülen partizanlarına karşı baskı politikasını yoğunlaştırdı, bu da Türk Cumhurbaşkanı ile örgüt arasında hedefleri ve olanaklarını birliği nedeniyle ittifakı derinleştirdi. Grup, mevcut durumda AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önemli bir stratejik ittifakıdır.”

CFRP, “Alman araştırmasına göre, Neonaziler ile Bozkurtlar arasında da mevcut durumda ideolojik bir iç-içelik ve karşılıklı anlayış da var. Hatta bu koordinasyon düzeyine ulaştı” diye ekledi.

AVUSTURYA İLK ADIMI ATTI

Avusturya’nın Bozkurtlara karşı 2019 baharında bayrak ve sloganları yasaklayarak ilk adımı attığını belirten CFRP, Kürt ve solculara karşı saldırılardan sonra da hükümetin siyasal İslam’ın faaliyetlerini takip etmek ve belgelemek için özel bir araştırma merkezinin kurulmasına karar verdiğini kaydetti.

CFRP, Avrupa’da siyasi söylemin siyasal İslam ve aynı vizyonu paylaşan Bozkurtlar gibi Türk yörüngesinde dönen hareketleri görmezden geldiğini ve cihatçılık ve selefilik gibi aşırı örgütler üzerine yoğunlaştığını kaydetti.

Böylece sözkonusu grupların daha fazla avantaj sağladığı, yapılar ve kurumlarını yayarak fayda elde ettiğini belirten CFRP, “Kısa bir süre bunun önlenmesi gereken bir realite olduğunun farkına varıldı” dedi. (ANF)

]]>
AB uyuşturucu raporu: Türkiye’de ölümler artıyor https://www.atik-online.net/blog/ab-uyusturucu-raporu-turkiyede-olumler-artiyor Tue, 11 Jun 2019 21:53:37 +0000 http://www.atik-online.net/?p=67941

HABER MERKEZİ|11.06.2019|AB Uyuşturucu Ajansı 2019 yılı raporunu açıkladı. Raporda uyuşturucu kaçakçıları için önemli bir transit ülke olan Türkiye’de doz aşımı kaynaklı ölümlerin arttığına dikkat çekildi.

2019 Avrupa Uyuşturucu Raporu bugün Brüksel’de açıklandı. Raporda uyuşturucu kaçakçılığında önemli bir transit ülke olmaya devam eden Türkiye’deki operasyonlarda ele geçirilen uyuşturucu oranlarının çok yüksek olduğuna dikkat çekildi.

Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi tarafından (EMCDDA) hazırlanan raporda, Türkiye’ye ilişkin kapsamlı analizler ve çarpıcı veriler yer aldı.

Merkezin raporunda, uyuşturucu ile mücadele alanında çok sert yasalara sahip olmasına karşın Türkiye’nin uyuşturucu kaçakçıları tarafından kullanılan önemli bir transit ülke konumunda olduğuna işaret edildi.

Raporda yer verilen istatistiklere göre Türkiye’de bir yıl içerisinde ele geçirilen eroin miktarı tüm Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ele geçirilen miktarın çok üzerinde bulunuyor. Türkiye yürüttüğü operasyonlarda 2017 yılında 8 milyon 600 bin adet MDMA gibi sentetik uyarıcı ve 6,6 ton amfetamin ele geçirdi. AB raporuna göre, bu miktarlar tüm AB ülkelerinde düzenlenen operasyonlarda ele geçirilen toplam miktarın çok üzerinde bulunuyor.

Dikkat çekici veriler

AB uyuşturucu raporunda Türkiye’de 15-64 arası yaş grubunda en çok esrar kullanıldığı, bunu MDMA gibi sentetik uyarıcılar ile kokainin izlediği belirtildi.

Raporda paylaşılan verilere göre yaşadışı uyuşturucu madde kullanımı erkekler arasında daha yüksek ve Türkiye’de en çok 15-34 yaş arası erkekler uyuşturucu kullanıyor.

Türkiye’de, uyuşturucu tedavisi görenlerin çoğunluğunu yine erkeklerin oluşturduğu, kullanılan yüksek riskli uyuşturucunun da vücutta morfin gibi etki gösteren opioid olduğu belirtiliyor.

AB raporunda, yataklı tedavi oranlarının son beş yılda arttığı, tedavi olan kişilerin 5’te birinin uyuşturucuyu şırınga ile enjekte edilen şekliyle kullandığı, eroinin şırınga yoluyla kullanımının ise son yıllarda gerilediği aktarılıyor.

Aşırı doz ölümleri artıyor

Raporda Türkiye’deki aşırı doz ölüm oranlarının son on yılda ciddi arttığına dikkat çekildi. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2011 yılında 105 kişi uyuşturucudan hayatını kaybederken 2016 yılında bu sayı 920’ye yükseldi. Son resmi istatistiklere göre Türkiye’de 2017 yılında uyuşturucudan ölenlerin sayısı 941 oldu. Ölenlerin büyük çoğunluğu erkek, yaş ortalaması ise 32.

2017 yılında Türkiye’deki uyuşturucu madde suçlarında bir önceki yıla kıyasla yüzde 45 oranında artış olduğu ifade edilen raporda, bunların büyük bir bölümünün uyuşturucu kullanımı ve  bulundurma kaynaklı suçlar olduğu belirtiliyor.

Uyuşturucu pazarı

AB’nin uyuşturucu raporunda Türkiye’deki uyuşturucu pazarı hakkında da kapsamlı bilgiler yer alıyor.

Avrupa ve Ortadoğu arasında önemli bir uyuşturucu transit ülkesi olan Türkiye’nin Balkan rotasında yer aldığı, Afganistan’dan Avrupa’ya yapılan eroin kaçakçılığının güzergahının kilit ülkesi olduğuna dikkat çekiliyor.

Türkiye’de ele geçirilen esrarın büyük bir bölümünün Batı Balkan ülkeleri ya da Fas’tan geldiği, kokainin ise Güney Amerika kaynaklı olduğu aktarılıyor.

Raporda, Güneydoğu Avrupa’da üretilen, Captagon ya da Captagon logolu amfetamin tabletlerin kaçak yollarla Türkiye üzerinden Ortadoğu’ya gönderildiği, küçük bir bölümünün ise Türkiye’de iç tüketime yönlendirildiği aktarılıyor. Uzakdoğu’da üretilen metamfetaminin ise ya İran üzerinden ya da uçak yoluyla Türkiye sokulduğu kaydediliyor. Türkiye’de ele geçirilen MDMA gibi sentetik uyarıcıların büyük bir bölümünün Hollanda ve Belçika’dan gönderildiği, 2010 yılı itibariyle Türkiye’deki uyuşturucu pazarına giren sentetik kannabinoidler ise Çin, Avrupa ve ABD kaynaklı olduğuna dikkat çekiliyor.

Dijital pazar endişesi

Bu arada raporda sosyal medya ve internetin yasadışı karanlık ağı Darknet üzerinden yapılan uyuşturucu kaçakçılığında artış olduğuna, hatta kullanıcılara uyuşturucunun hızlı ulaştırılmasını sağlayan “Kokain çağrı merkezleri” olduğuna da dikkat çekildi.

Raporu açıklayan EMCDDA Direktörü Alexis Goosdeel, “uyuşturucu alanında karşı karşıya kaldığımız zorluklar büyüyor” dedi. AB’nin İçişleri ve Vatandaşlıktan Sorumlu Komiseri Dimitris Avramopoulos, “Uyuşturucu pazarındaki dijitalleşmeye odaklanmak zorundayız, kaybedecek vaktimiz yok” açıklamasını yaptı. (DW)

 

]]>