Warning: Cannot redeclare class Normalizer (previously declared in /home/sites/atik-online.net/public_html/wp-content/plugins/cloudflare/vendor/symfony/polyfill-intl-normalizer/Resources/stubs/Normalizer.php:5) in /home/sites/atik-online.net/public_html/wp-content/plugins/cloudflare/vendor/symfony/polyfill-intl-normalizer/Resources/stubs/Normalizer.php on line 20
muhabir – ATİK Online https://www.atik-online.net Birlik Mücadele Zafer! Wed, 16 Feb 2022 13:00:11 +0000 de hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.9 https://www.atik-online.net/wp-content/uploads/2015/09/cropped-atiknew2-32x32.jpg muhabir – ATİK Online https://www.atik-online.net 32 32 ATİK: “Emperyalist Saldırganlığa Karşı Münih’te Sokaklara” https://www.atik-online.net/blog/atik-emperyalist-saldirganliga-karsi-muenihte-sokaklara Wed, 16 Feb 2022 13:00:11 +0000 https://www.atik-online.net/?p=80971 HABER MERKEZİ |16.02.2022| ATİK, 19 Şubat günü Münih’te, Güvenlik konferansını protesto etmeye çağırdı. Her yıl olduğu gibi bu yılda Münih’te 18 -20 Şubat arası gerçekleşecek olan Münih Güvenlik Konferansı 19 Şubat günü protesto edilecek.

Almanca bir çağrı yayımlayan ATİK bu konferansta Emperyalistler, Kapitalistler ve Silah lobisi güvenlik maskesi altında yeni sömürü ve paylaşım savaşları tartıştıklarını dile getirdi. Bir yandan korona pandemisinin de etkisiyle derinleşen ekonomik kriz ve işçi sınıfına dönük saldırılara vurgu yapılırken, emperyalistlerin savaş politikaları teşhir edildi.

ATİK 19 Şubat’da Münih Stachus meydanında başlayacak olan protesto yürüyüşüne tüm halka çağrı yaptı. Açıklamanın tamamını alttaki linkten okuyabilirsiniz.

ATİK : ” Gegen die imperialistischen Aggressionen – auf nach München!”

]]>
Almanya Yeni Kadın 10. Kurultayı Başarıyla Gerçekleşti https://www.atik-online.net/blog/almanya-yeni-kadin-10-kurultayi-basariyla-gerceklesti Wed, 16 Feb 2022 11:18:52 +0000 https://www.atik-online.net/?p=80966 MANNHEİM |16.02.22| 13 Şubat 2022 tarihinde  Mannheim‘ da gerçekleşen Almanya Yeni Kadın 10. kurultayı başarıyla sonuçlandı.

“Emperyalizme ve her türden saldırılara karşı, kadın özgürlük mücadelemiz büyüyor!” şiarı ile, bu zorlu süreçte kurultayın örgütlenmesi ve delegelerin çoğunlukla katılım sağlaması, katılımcılar tarafından bir başarı olarak görülmüştür.

Mücadele alanları içinde hem hala var olan sığ, yer yer feodal ve cinsiyetçi bakış açısından, hem de örgütlenmesi zor alanlardan birinin kadın mücadelesi, kadın örgütlenmesi olduğu bilinmektedir. Buna bir de dünyayı esir alan pandemi eklenince, mücadelesini vermeleri gereken sorunlar çoğalırken, kadınların faaliyet ve hareket  alanını daha da zorlamıştır. Korona kısıtlamaları nedeniyle olağan kurultay yapılamamış, üyelerin onayını alarak kurultay bir yıl ertelenmişti.

Üç yıllık bir sürecin değerlendirildiği kurultayda görülen o ki,  her alanda olduğu gibi faaliyetlerde kısmen de olsa da bir gerileme yaşanmıştır. „Ancak tüm komiteler ve temsilciliklerin bulunduğu alanlarda zorluklarla karşılaşmış olsalar da, az bir katılım da olsa, sokak eylemlikleri ısrarla sürdürülmüştür. Yer yer kampanyalarla, platformlarda, online eğitimler /sohbetler ve söyleşiler gibi kaçınılmaz yenilikler de bir imkan olarak kullanılmıştır. “ ifadelerinin kullanıldığı çalışma raporunun yanı sıra, Yeni Kadın Merkezi Yönetim Kurulu ’nun hazırladığı perspektif yazısının tartışması da yapıldı. Gelen öneri ve eleştirilerin rapor halinde merkezi kongreye sunulacağı belirtildi.

Faaliyet raporu tartışılması sonrası, önümüzdeki dönemin daha yoğun bir süreç olacağını, kadınları daha fazla görev ve sorumlulukların beklediğini, bu doğrultuda gelen değerli ve önemli önerileri hayata geçirmek için, yeni yönetime önemli sorumluluklar yüklediğini de belirtilerek, „inanç, güven, dayanışma, paylaşım en fazla ihtiyaç duyulan, daha da  geliştirilmesi gereken yanlar olmalıdır“ ana fikrinin çıktığı kurultay, Almanya özgülünde iki yıllık çalışma sürecini sevk ve idare edecek Ülke Kadın Komitesini de seçerek, 5 – 6 Mart ‚ta Frankfurt’ta yapılacak merkezi kongrede buluşmak üzere  sonlandırıldı.

]]>
ATİK 32. GENÇLİK VE TATİL KAMPI İÇİN KATALONYA’DA BULUŞUYORUZ! https://www.atik-online.net/blog/atik-32-genclik-ve-tatil-kampi-icin-katalonyada-bulusuyoruz Thu, 08 Jul 2021 12:24:20 +0000 https://www.atik-online.net/?p=78338 ATİK 32. Gençlik ve Tatil Kampımız, 17 Temmuz – 07 Ağustos 2021 tarihleri arasında, İspanya’nın Costa Brava sahilinin, doğal sit alanı olan Aiguamolls de l’Empordà Tabiat Parkı’nın kalbinde yer alan Camping Nautic Almata’da gerçekleşecek.

Sistemin zaten her şekilde sınırladığı hayatlarımız, birbuçuk yıldır tüm dünyanın yaşadığı korona pandemisinin gölgesinde sınırlar daha da keskinleşerek nefes alınmaz hale getirdi. Uzunca süredir kitlesel etkinliklerimizi yapamaz durumda olsak ta, gelinen süreçte, virüsün yaz aylarında gerilemesinin yanı sıra, AB ülkelerindeki halkın önemli bir kesiminin aşılanmış olmasının da etkisiyle kampımızı daha rahat koşullarda gerçekleştireceğimizi umuyoruz. Bu kadar zor, stresli ve yorucu bir süreçten sonra güzel bir tatili hepimizin hak ettiği bir gerçeklik.

1985’ten beridir gerçekleştirdiğimiz kamplarımızdan da bilindiği gibi; bu etkinliğimiz, olanak ve imkânlarımız ölçüsünde, kolektif yaşam anlayışı çerçevesinde örgütlenmektedir. Kamplarımız; örgütlenmesinden, pratiğe uygulanmasına, kültürel üretimden beslenmeye, eğlencelerden toplu gezilere, politik çalışmalardan sürecin pratik yönetimine, eğitimlerine kadar baştan sona kolektifizm esas alınarak tasarlanmakta-uygulanmaktadır.

Yaz kamplarımız, 1985 yılından itibaren sistemin tüketime ve bireyci yaşam tarzına yönelik tatil anlayışına alternatif, kolektif ve üretken bir yaşam tarzını esas almış, sürekli yenilenerek ve gelişerek bugüne gelmiştir. Dolayısıyla kamplarımız kolektif yaşam tarzının pratikte uygulanır, yaşanabilir olmasını ve kolletifizmin dostlukları, insanca yaşamı, insana dair tüm güzellikleri nasıl geliştirdiğini göstermesi bakımından da çok değerli bir gelenek yaratmıştır.

Demokrasi, eşitlik ve adalet kavgamız dünyanın her yerinde ve en zorlu koşullarda sürgit devam ederken, bu zorlu mücadeleler içinde hepimiz az veya çok bedeller ödüyoruz. Dolayısıyla kamplarımız, soluklanma, dinlenme, tekrar yaşam ve sınıf mücadelesine devam edebilmek için enerji toplama alanları da olmaktadır.

Sosyal, siyasal, kültürel açılardan da kamplarımızdaki kolektif ortamlar, kendimizi yeniden ürettiğimiz, çocuklarımızın bireyci yaşam tarzı yerine kolektif yaşamı, dostluğu, arkadaşlığı, paylaşımı içselleştirdikleri, yeteneklerini keşfettikleri, sosyal yaşamı tanıdıkları alanlar olmaktadır. 32 yıldır olumlu bir faaliyet olarak; geleneksel bir karakter kazandığı için de, üretken, talep yaratan başarılı bir faaliyet olarak sürgit devam etmektedir.

Tatil yaparken de alternatif bir dinlenme politikası olarak, kolektif yaşam koşullarında, hep birlikte üretmek ve eleştirel bir bakışla, daha bilinçli bir şekilde tüketebilmek amaçlı kamplar organize etmek, konfederasyonumuzun ayrıcalıklı ve kendine özgün önemli bir faaliyetidir.

Gençlik ve tatil kamplarımız, esas itibarıyla bu özgün yanları ve alternatif örgütlenme biçimiyle, aynı zamanda birer mücadele mevzisidir. Bireysel olarak kendimiz, sosyal olarak kolektifimiz ve kurumsal çalışmalarımız için yeniden ve yeniden mücadele enerjisi üretmek adına tasarlanmaktadır bütün kamplarımız. Kamplardaki kolektif yaşam ortamında kendimizi özellikle pratikte, teoride ve sorumluluk esnasında kapsamlı sınama, geliştirme koşullarına sahip oluyoruz.

Kamplarımızda kültürel eğlenceler, atölye çalışmaları, sportif etkinlikler, geziler yanında, kadınlara, gençlere ve çocuklara özgün programlar da sunulmaktadır.

Sömürü sistemin yarattığı; yoksulluğun, işsizliğin, ezilmişliğin, bireyciliğin, kendine, emeğine, sınıfına ve topluma yabancılaşmanın, ırkçılığın, sömürünün, savaşların ve her türlü emperyalist saldırıların altında, birlikte dinlenmek ve kendimizi çok yönlü yeniden üretmek için alternatif tatil kamplarımız önemli bir yerde durmaktadır. Özellikle de birbuçuk yıldır yaşadığımız pandemi stresinden sonra bu önem daha da artmış bulunmakta.

Toplumsal barışı, özgürlüğü, demokrasiyi en azından kendi aramızda yaşatmak ve uygulamak için buluşuyoruz. Her birimiz yoğun yaşamsal koşuşturmalar içinde, ve hayatın birçok alanında demokratik-politik mücadele sürdürerek ve alın teri dökerek, üstelik bedeller ödeyerek yaşıyoruz. Yaşam koşullarımızı bir nebze yaşanabilir kılabilmek adına, bütün her şeyin en iyisini hak eden siz kadın ve erkek emekçileri, değerli gençlerimizi, çocuklarımızı organize edeceğimiz geleneksel 32. Gençlik Ve Tatil Kampımıza katılmaya davet ediyoruz.

Costa Brava sahil şeridinde yer alan Camping Nautic Almata ve çevresi için bilgiler:

„Stern Shore“ (Cesur Kıyı) ya da bilindik adıyla Costa Brava sahil şeridinde yer alan kamp alanımız, Blanes şehrine 162 km, Barselona’ya 110 km uzaklıkta olup, Akdeniz Katalonya’nın kuzeydoğu kesiminde Girona eyaletinde yer almaktadır. Muhteşem bir tablo güzelliğindeki koyları, altın kumsallı sahilleri, Akdeniz’in büyüleyici maviliği, doğa manzaraları ile İspanya’nın en iyi turistik bölgelerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Kamp yerine yakın mesafedeki eyaletin başkenti Girona başta olmak üzere Figueres, Port City gibi şehir ve kasabalar harika doğa güzelliklerinin yanı sıra orta çağ mimari yapılarla, müzeleriyle geçmiş tarihi de hala yaşatan alanlardır.

Kamp yerimiz olan Camping Nautic Almata 5 yıldızlıdır. Tesis içinde restoran, ATM, bar, süpermarket, doktor, masaj salonu olup site içinde ekmek servisi de yapılmaktadır.

Yetişkinler için büyük açık havuz, su masajı olan dinlenme havuzu ve çocuk havuzu olmak üzere üç havuz ve çocuk oyun parkı mevcuttur.

Masa tenisi, golf, valeybol, futbol, ok atışları, gibi sportif aktiviteleri yapma olanakları, yürüyüş, at binme, tekne ve bisiklet turları için de elverişli çok güzel bir doğa alanına sahiptir. Ayrıca denize sıfır oluşu, plajın ince kumu kamp yerinin ayrı güzellikleridir. Kamp içinde toplu bulaşık ve çamaşır yıkama tesisleri, bisiklet ve tekne kiralama imkânı mevcuttur.

Tüm bu olanakların yanı sıra su sporu meraklıları için tesiste yelken ve dalış kursları, Rüzgâr sörfü okulu da mevcuttur.

700 m mesafede, muhteşem gün batımı manzarasıyla Playa Sant Pere Pescador plajı, 650 m mesafede ise Platja de Can Comes plajı bulunmaktadır.

Kamp yakınındaki gidilebilecek yerler

  • Aiguamolls de l’Empordà Doğa Parkı; 4,9 km
  • Castelló d’Empúries Müzesi; 6,3 km
  • Ciutadella de (Güller Kalesi) Roses; 8,6 km
  • Golf de Ibiza S. A.; 12 km
  • Auditorium Jardins del Castell (Akustik kale bahçeleri); 13,6 km
  • Sant Pere de Rodes Manastırı; 14 km

Tanınan turistik noktalar

  • Figueres Vilafant Tren İstasyonu; 14,7 km
  • Ünlü ressam Salvador Dali’nin Tiyatro ve Müzesi; 13,7 km
  • J. Martínez Lozano Vakfı Sulu Boya Müzesi; 17,9 km
  • Medes Adaları Deniz Koruma Alanı; 18,7 km

Doğa güzelliği ile ünlü alanlar

  • Dağ manzaralı Aquapark; 15 km
  • Göl Ruines d’Empuries (Göl harabeleri); 15 km
  • Nehir Golf Perelada; 15 km
  • Göl Monasterio Sant Pere de Rodes (Rodoslu Aziz Petrus Göl Manastırı); 20 km
  • Deniz/okyanus Aeropuerto Girona (Deniz/okyanus Girona Havalimanı; 45 km

Kamp Yerine Ulaşım

En yakın hava limanı olan Girona-Costa Brava Hava limanı, Camping Nautic Almata’ya 44 km mesafededir. Barselona hava limanı ise 132 km dir.

Kampa uçak ile yolculuk yapacak olanlar, Girona-Costa Brava Havaa limanından kamp yerine 11 km uzaklıkta olan Figueres’e veya 5 km uzaklıktaki Roses’e kadar tren veya otobüle ulaşım sağlayabilirler. Uygun fiyatlarda tren ve otobüs bağlantıları vardır.

Kamp Genel Programı:

-Açılış Şöleni ve Bilgilendirme

-Güncel siyasal söyleşi ve eğitimler

-Tarih, doğa ve piknik gezi turları

-Müzik, şiir dinletileri ve sinema akşamları

-Kültür akşamları ve bilgi yarışması

-Sportif aktiviteler ve atölye çalışmaları

-Gençlik, Kadınlar ve Çocuk programları

-Kapanış Şöleni

 

Atölye çalışmaları:

Kamp TV, Kamp Gazetesi, El sanatları, Tiyatro-Skeç, Kültür-Sanat, Teknik Eğitimler v.s.

Kamp ücretleri:

Çadır, kişi başına:           1 Günlük       1 Haftalık       2 Haftalık       3 Haftalık   

03-11 Yaş arası çocuklar:        25 €              175 €                300 €           400 €

12-18 yaş arası gençler:           35 €              250 €              400 €            550 €

18 yaş üstü büyükler:              45 €              300 €              550 €            700 €

0-3 Yaş arası çocuklar çadırda ücretsizdir!

Kampa getirilecek malzemeler:

-Her türlü spor eşyaları ve giyecekler

-Oyun malzemeleri

-Banyo-duş malzemeleri, mayo, havlu, yüzme malzemeleri,

-Güneş kremi veya yağı (çok önemli, çocuklar için en yükseğini alın!)

-Yüzme havuzu ve deniz için lastik ayakkabı

-Alerji karşıtı hap veya ilaçlar ve normal ilaçlarınız

-Araba ruhsat belgeleri ve seyahat sigorta belgesi

-Pasaport, ehliyet ve kimlikleriniz

-Hastalık sigorta belgesi, özel eşyalarınız

-Battaniye, ince yorgan, ince döşek, yastık vs

-Atölye çalışmaları için gerekli kurs eşyaları

-Müzik aletleri ve müzik yüklü CD’ler, USB’ler

-Varsa özel piknik masa veya sandalyeleriniz

-Ayrıca özel eşyalarınız.

 

Kamp Komitesi ve rezervasyon-irtibat telefonu: 0049 157 585 782 72

 

 Kamp Adresi:

 Camping Nautic Almata

Costa Brava, Carretera GIV-6216, km 2,3 – Aiguamolls de, 17486, Girona, İspanya

Resepsiyonun Tel.Nr.: +34 972 45 44 77

E – mail : info@almata.com

Web sitesi: https://www.almata.com

 

Kampa katılacakların dikkatine:

Kampımız korona pandemisinin etkisinin halen sürdüğü bir dönemde gerçekleştirmekteyiz. Bunun için kampa katılacaklar kendimizin ve kamp sakinlerinin sağlığı için mutlaka yola çıktıkları gün kaldıkları şehirde testlerini yapmalıdırlar. Hava ve kara yollarıyla gelen tüm kamp sakinlerinde sınırlarda test sonuçları veya aşı olduklarına dair belge gerekli olacaktır, bundan dolayı da mutlaka test olunmalıdır. Ayrıca yola çıkmadan önce mutlaka (www.catalunya.com/informationen/covid yada www.reopen.europa.eu/de) internet üzerinden Katalonya’da pandemi durumuna ilişkin bilgi alınmalıdır. Bu sitelerde alınması gereken önlemlerde yer almaktadır. Mutlaka bunlara dikkat edilmelidir. Aksi taktirde gümrüklerde sorun yaşanabilir.

Ayrıca kampta aşı olmayanlara haftada iki defa korona testi yapılacaktır. Katılımcılar imkanları varsa test kitleri beraber getirmeleri (kamp komitesi de test kitleri hazır bulundurulacaktır) kampımızın sağlıklı geçmesi için iyi olacaktır. Aşı olanlarda mutlaka aşı belgelerini birlikte getirmelidirler.

Kolektif, sağlıklı ve başarılı bir kamp sürecinde buluşmak dileğiyle…

]]>
Alman güvenlik güçlerinde ırkçılığa kayış uyarısı https://www.atik-online.net/blog/68071 Wed, 26 Jun 2019 13:04:47 +0000 http://www.atik-online.net/?p=68071 ALMANYA|26.06.2019| Almanya’da aşırı sağ ideolojinin emniyet teşkilatları ve ordudaki personel içinde yaygınlaştığı ile ilgili iddialar ülkede yoğun bir biçimde tartışılıyor. Siyasi partilerin önde gelen temsilcileri durumdan endişeli.

Almanya’da iktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik partisinin (CDU) önde gelen isimlerinden Friedrich Merz’ın başlattığı, polis ve asker arasında aşırı sağ ideolojinin giderek yaygınlaştığına dair tartışmanın yankıları sürüyor. Geçen haftasonunda Bild am Sonntag gazetesine verdiği röportajda, askerler ve polisler arasında sağ popülist AfD (Almanya için Alternatif) partisine kayışın arttığını dile getiren Merz, “Ordunun bir bölümünü AfD’ye kaybediyoruz. Federal sınır polisinin bazı bölümlerini AfD’ye kaybediyoruz” uyarısında bulunmuştu.

Polis sendikalarından Merz’e destek

Merz’ın bu açıklamalarına Almanya’nın önde gelen polis sendikalarından da destek geldi. Alman Polis Sendikası (GdP) Başkan Yardımcısı Jörg Radek, “Birçok memurda bazı şeylerin yolunda gitmediği, sağ milliyetçi partilere duydukları sempatiden anlaşılıyor” dedi. Radek, 2015 senesinde yaşanan yoğun sığınmacı göçü sırasında, hükümetin talimatıyla sınır kapılarının açılması ile ilgili olarak, “Hükümet, sınırlarda verilen onca zorlu mücadelenin ardından federal polislerin kendilerine yasal olarak verilen izinsiz geçişleri engelleme görevinden neden vazgeçmeleri gerektiğini onlara anlatamadı” diyerek bu durumun federal sınır polislerinin AfD’ye sempati duymasını sağladığını kaydetti.

Polisler farklı “alternatiflere” yöneliyor

Fridrich Merz’ın söz konusu röportajda ifade ettiği, güvenlik güçlerinin aşırı sağa kaymalarını önlemek için partisi CDU’nun kayıtsız şartsız emniyet birimlerinin arkasında durması gerektiğine dair sözlerine ise destek, bir başka polis sendikası olan Federal Polis Sendikası’ndan (DPolG) geldi. Sendika Başkanı Ernst G. Walter, “Friedrich Merz’ın söylemlerini kesinlikle tasdik ediyorum. Sayıları giderek artan arkadaşlarımızın, kendilerini geleneksel partiler tarafından temsil edilmiyor hissetmelerini ve farklı ‘alternatifleri‘ düşünmelerini görmek, beni de endişelendiriyor” ifadesini kullandı.

Muhalefetin görüşleri

Tartışmalara katılan meclisteki muhalefet partilerinden Hür Demokrat Parti’nin meclis grubu iç politika sözcüsü Konstantin Kuhle, Merz’ın dile getirdiği sorunun sorumluluğunun Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer’de olduğunu savundu. Polislerle anayasal düzen arasındaki makasın açıldığını kaydeden Kuhle, bunun nedeninin de gereksiz İslam tartışmaları başlatan ya da placebo etkisinden başka bir şeye yaramayan sınır dışı kararlarına imza atan Seehofer gibi insanlar olduğunu dile getirdi. Bir başka muhalefet partisi olan Yeşiller’in Eş Başkanı Robert Habeck ise, emniyet ve ordu teşkilatında aşırı sağ ideoloji ile ilgili yapısal bir sorun olup olmadığı hakkında bir değerlendirme yapamayacağını ancak memurların, anayasal düzene ettikleri yemine bağlı kalacaklarına ve bunu tüm siyasi eğilimlerin üstünde tutacaklarına inanmak istediğini belirtti.

Alman siyasetinin önemli isimlerinden Merz

Geçtiğimiz yıl Aralık ayında, Başbakan Angela Merkel’in CDU genel başkanlığı görevinden istifa etmesinin ardından düzenlenen kurultayda bu göreve aday olan, ancak rakibi Anngret Kramp-Karrenbauer’e çok az bir farkla yenilen Merz buna rağmen hala Almanya’nın potansiyel başbakan adaylarından biri olarak gösteriliyor. Partisi CDU’ya bağlı ekonomi konseyinin başkan yardımcılığı görevini yürüten Friedrich Merz aynı zamanda çok sayıda finans ve emlak şirketinin denetleme kurullarında görev yapıyor. (Kaynak: dw)

]]>
Avrupa Tecride Karşı Yaşam Platformu: ‚Birlikte direndik, birlikte kazandık!‘ https://www.atik-online.net/blog/avrupa-tecride-karsi-yasam-platformu-birlikte-direndik-birlikte-kazandik Tue, 11 Jun 2019 20:59:53 +0000 http://www.atik-online.net/?p=67935 AVRUPA | Avrupa Tecritte Karşı Yaşam Platformu olarak, 8 Haziran’da gerçekleştirdiğimiz 4. toplantımızda 200. gününde sonuçlanan Süresiz Açlık Grevi ve Ölüm Oruçları sürecine dair yürüttüğümüz çalışmayı değerlendirdik ve ulaştığımız sonuçları kamuoyu ile paylaşıyoruz:

  1. Sayın Öcalan üzerinde 8 yıldır avukatlarıyla görüş yasağı ve son dört yıla yakın bir süre de ailesi dahil hiç kimse ile görüştürülmeme şeklide uygulanan ağırlaştırılmış tecride karşı Leyla Güven’in 8 Kasım’da başlattığı, hapishanelerde binlerce tutsağın ve dünyanın farklı ülkelerinde onlarca yurtsever ve devrimcinin dahil olduğu Süresiz Açlık Grevi ve Ölüm Orucunun tecridin belli oranda kırılarak, direnişin başarıyla sonuçlandırılmasını platformumuz sevinçle karşılamaktadır.
  2. Bu direnişin asıl öznesi olan ve büyük bir kararlılıkla bedenlerini faşist zulme siper edenlerin direngenliğini selamlıyoruz. Direnişin ortaya koyduğu irade ve faşizmde açtığı gediğin, kazanmanın ancak direnişle olabileceğini ve faşizmin yenilebileceğini herkese göstermiştir.
  3. Direniş sürecinde zulme isyan ederek, direnişin bir an önce sonuç alması için feda eyleminde bulunan 8 canımızın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.
  4. Direnişin başından beri dışarda sesi olan, meydanlarda, alanlarda direnişin sesini haykıran, dönemsel açlık grevlerinden özgün eylemlere kadar birçok araca başvurarak duyarlılık yaratan tüm kurumların ve kişilerin çabasını selamlıyoruz. Kürdistan’da ve Türkiye’de faşizmin zulmüne ve günlük saldırılarına rağmen sokaklarda yaşamı savunan ve direnişin dışardaki sembolleri haline gelen annelerin mücadelesi önünde saygıyla eğiliyoruz.
  5. Direnişin kazanımla sonuçlanması, içerde ve dışarda direniş içinde yer alanların ve dışarda direnişi sahiplenenlerin ortak başarısıdır.
  6. Tecride karşı yaşamı savunan platformumuz, direnişin bir aşamasından sonra gecikerek kurulmuş olsa da, direnişin Avrupa ayağında sürdürülen mücadeleyi yükseltme çabası olumludur. Avrupa’da sokak mücadelesinden diplomasi çalışmasına kadar farklı araç ve biçimler devreye sokulmuş, kazanma perspektifi ile ciddi adımlar atılmıştır. Bu mücadelede kimi eksikliklerimizin, yetersizliklerimizin de olduğunu belirten platformumuz, yürüttüğü çalışma ile direnişçilere güç ve moral taşımıştır.
  7. Platformumuz, mutlak tecridin kırılmasında bir gedik açmıştır, ancak tecride ve faşizme karşı mücadelenin sürekliliğinin, kazanımları korumanın ve büyütmenin mücadeleyi yükseltmekten geçtiğinin altını çizmektedir.
  8. Özgün bir dönemin ve belli bir gündemin ihtiyacı olarak kurulan Tecride Karşı Yaşam Platformu’muz, gelinen aşamada misyonunu tamamlamıştır.
  9. Platform bileşenleri olarak, faşizme ve tecride karşı mücadelenin daha geniş bir kulvarda, birleşik mücadeleyi geliştirecek araçlarla yürütülmesi ihtiyacının altını çiziyor ve tüm demokratik kurumların, kişilerin Avrupa’da mücadelenin hangi araçlarla birlikte büyütüleceği konusunda tartışmaya ve adım atmaya çağırıyoruz.
  10. Tecride Karşı Yaşam Platformu içinde yer alan, mücadelesine katkı sunan herkes teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz.

Avrupa Tecride Karşı Yaşam Platformu

10 Haziran 2019

]]>
UPOTUDAK: ‚Abdullah Gürlek, Vedat Yeler Ve Bütün Politik Tutsaklara Özgürlük!‘ https://www.atik-online.net/blog/upotudak-abdullah-gurlek-vedat-yeler-ve-butun-politik-tutsaklara-ozgurluk Mon, 03 Jun 2019 22:15:35 +0000 http://www.atik-online.net/?p=67749 UPOTUDAK | Son yıllarda Avrupa demokrasisi masalı altında her türden ilerici ve devrimci düşünceye yönelik saldırıların arttığı bir gerçektir. Avrupalı emperyalistler, dünya halklarına yönelik saldırganlıklarını sürdürürken, kendi ülkelerinde de mültecilere, muhaliflere, devrimci ve komünistlere yönelik saldırılarını da artırmış, yeni polis yasalarıyla, faşist baskılarla içinde bulundukları kriz halini yönetmeye çalışmaktadırlar.

Demokrasi bayrağını kimseye bırakmayan Avrupa emperyalistlerinin uygulamaya koyduğu bu politikalar, ırkçı, faşist, kadın ve göçmen karşıtı parti ve grupların güçlenmesini sağlamıştır. Nitekim uygulamaya konulan bu politikalar sonucunda, son Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ırkçı faşist partiler oylarını artırmış durumdadır. AB emperyalistlerinin bu politik yöneliminin nedeni, kendi iktidarlarına karşı olası halk hareketlerine karşı önlem alma, işçi sınıfını ve halkı bölüp parçalayarak, ırkçılığı, faşizmi ve göçmen karşıtlığını bir barikat olarak kullanma amacıdır.

Avrupa çapında yaşanan bu saldırılar Yunanistan devleti de dahildir. Özellikle son aylarda Türkiye’den Yunanistan’a geçen mültecilere yönelik işkence gündemdedir ve birçok kişinin şiddet uygulanarak geriye yollandığı bilinmektedir. Ve yine faşist baskılar nedeniyle Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan politik insanlar Yunan polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra kendi yasalarına da uymayarak yasa dışı bir şekilde sınır dışı edilmiş ve faşist TC devletine teslim edilmiştir. Yunanistan ve tüm Avrupa kamuoyu Türkiye’de faşist AKP ve Erdoğan iktidarının devrimcilere, yurtseverlere ve bir bütün muhaliflere yönelik tutumunu yakından bilmektedir. Nitekim Yunanistan tarafından TC devletine teslim edilen bu politik göçmenler tutuklanmış ve hapishanelere konulmuştur.

Buna karşın Yunanistan’da son yıllarda Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimcilere yönelik saldırı ve baskılar da artmış durumdadır. Nitekim geçtiğimiz yıl Turgut Kaya TC devletine iade edilmek istenmiş, geliştirilen uluslararası dayanışmayla bu saldırı püskürtülmüştür. Yunan hapishanelerinde 9 Türkiyeli devrimci tutsak uzun süre hapsedilmiş ve yine dayanışma ve mücadele sonrasında kısa bir süre önce tahliye edilmişlerdir.

Yunanistan, devrimcilere yönelik tutuklama saldırısını sürdürmektedir. Londra Tohum Kültür Derneği eski başkanı ve ATİK faaliyetçisi Abdullah Gürlek ve Özgür Gelecek gazetesi çalışanı ve Yunanistan ATİK faaliyetçisi Vedat Yeler, 13 Şubat 2019 tarihinde gözaltına alındılar. 2 gün gözaltında tutulduktan sonra tutuklanıp Komotini Hapishanesi’ne konuldular. Gürlek ve Yeler halen tutsak durumdadırlar.

Her iki devrimcinin politik kimlikleri ve faaliyetleri açıktır. Buna rağmen tutuklanmaları kabul edilemezdir. Bütün ilerici devrimci kamuoyunu Abdullah Gürlek ve Vedat Yeler’le dayanışmaya çağırıyoruz.

Abdullah Gürlek ve Vedat Yeler Serbest Bırakılsın!

Bütün Politik Tutsaklara Özgürlük!

Yaşasın Devrimci Dayanışma!

Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi

3 Haziran 2019

Bildiri indir

]]>
İşçi Kıyımı Politikalarında Gelinen Nokta: İşçi İntiharı https://www.atik-online.net/blog/isci-kiyimi-politikalarinda-gelinen-nokta-isci-intihari Sun, 02 Jun 2019 22:51:23 +0000 http://www.atik-online.net/?p=67745 Frankfurt |03.05.2019| Dünya çapında süren ekonomik krizlerin yansımaları tüm dünyada sürerken Almanya’da fatura işçilere kesilmeye devam ediyor. Alman hava yollarının en köklü şirketlerinden ve adeta Almanya’nın sembollerinden birisi haline gelmiş olan Lufthansa Hava Yolları’nın yan kuruluşu LSG Sky Chefs’de bir işçi 8 Nisan günü intihar etti. İspanyol kökenli bir işçi olan Juan Ballestero, LSG’nin işçi kıyımı politikaları çerçevesinde uzun bir mobbing uygulamasına kalmış, buna karşı sürdürdüğü mücadelesini hukuk alanında kaybetmişti.

Beş çocuk babası olan Ballestero’nun kanser tedavisi gören ve aynı zamandan 27 yıllık LGS işçisi olan eşi önceki gün Bir-Kar’ın düzenlediği etkinlikte, işçi temsilcisi ile birlikte kısa bir konuşma yaptı. Gösterilen dayanışmaya teşekkür eden eşi Ballestero, Juan’ın hayatını kaybetmesinden sonra daha zor dönemi yaşadıklarını belirtti, maddi ve manevi desteğe ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.

İşçi temsilcisi ise yaptığı konuşmada, Juan’ın intihara giden süreci yakından takip ettiklerini, işvereni defalarca uyardıklarını, durumu defalarca sendikaya bildirdiklerini dile getirdi ve uygulanan işçi kıyımlarının cana mal olduğunu vurguladı. Bir-Kar temsilcisi ile süreci yakından takip ettiklerini, yeni davaların açıldığını, Juan Ballestero’nun sürecini takip eden bir komite kurulduğunu dile getirdi ve dayanışma çağrısında bulundu. Nazım Hikmet, Ahmed Arif ve Orhan Kemal’in anıldığı etkinlikte bağış toplandı ve ailesine teslim edildi.

LSG Sky Chefs’in işçi Kıyımı ve Juan Ballestero

Mobbing uygulamasına daha fazla dayanamayan Juan Ballestero 29 yıllık LGS işçisiydi. 2020 yılına kadar işten atılmama garantisi olduğundan kaynaklı işten atılamıyordu. İşveren Juan’ı bıktırma yoluna giderek iş alanını ve statüsünü değiştirdi ve bu durum aylık kazancının büyük oranda düşmesine neden oldu. Esnek çalışma uygulamasına ve vardiyalarında kısıtlamalara maruz kalan Juan bu uygulamalara karşı mücadele yürüttü. Bild gazetesi başta olmak üzere durum basına yansıdıktan sonra baskıların giderek artması ile Juan, depresyon yaşamaya başladı. Bu süreci kaldıramayan Juan Ballestero 52 yaşında intihar ettiğinde arkasında 5 çocuk ve kanser hastası eşini bıraktı.

İş arkadaşları ve işçi temsilciği bu durumda LSG firmasını sorumlu tutuyor. Tazminat ödememek için, zamanında önce işten ayrılmasını sağlamak için her türlü mobbingin bilinçli ve sistematik bir şekilde uygulandığı kanısı hakim. Daha fazla örgütlülüğün ve dayanışmanın zorunluğu olduğunu dile getiriyorlar. İşveren ise Juan’ı suçlamaya devam ediyor. “Yeni kontratı imzalasaydı bu gelişme olmayacaktı” diyor.

Hava yolları yolcu yemek servis şirketi olan ve Lufthansa’nın yan kuruluşu olan LSG Sky Chefs ise işçi kıyımına devam edeceğini duyurdu. İhale almada zorlandığını belirten şirket, Almanya’daki merkezlerini Çekya’ya taşıma kararı aldı.

]]>
Yoksulluğun Cinsiyeti Kadın; Yoksullaştıranlar Cinsiyetsiz… https://www.atik-online.net/blog/yoksullugun-cinsiyeti-kadin-yoksullastiranlar-cinsiyetsiz Sun, 02 Jun 2019 07:31:02 +0000 http://www.atik-online.net/?p=67733

(KEYSTONE/Str)

Yoksulluk en çok kadınları etkiliyor. Bu nedenle “yoksulluğun cinsiyeti kadın” diyoruz. Çünkü ekonomik olanaklar ne kadar kısıtlı olursa olsun, akşama sofraya bütün ailenin karnını doyuracak yemeği pişirip koymak onun görevidir. Bütün ailenin her türlü ihtiyacını sağlamak onun omuzlarındadır. Bu ihtiyaçları sağlayamadığı zamanlarda en çok onun omuzları düşer, en çok o üzülür, o mutsuz olur. Evdeki hastanın bakımı, hijyeni onun sorumluluğunda dır.  Bu nedenle yoksulluğun en ağır yükünü kadınlar taşır…  Avrupa İstatistik Dairesi’nin verilerine göre 2017’de Almanya’da 7,1 milyon (yüzde 17,1) kadın yoksulluk içinde yaşıyordu. Tek başına çocuk yetiştirmek zorunda kalanların yüzde 40’ı sosyal yardım alırken, bunların onda dokuzunu kadınlar oluşturuyor.

Almanya’da sosyal yardımla yaşayan göçmen – mülteci – emekli 1,5 milyon insan (ki; ezici çoğunluğu göçmen ve mülteci kadınlar), zorunlu ihtiyaçları olan beslenme ihtiyacını giderebilmek için, ucuz gıda maddesi satan “Tafel” adı verilen kurumlardan alış – veriş yapıyorlar. Tafel’de satılan gıda maddeleri, belli bir sınırda olduğundan, herkes oradaki sorumlu sosyal çalışanların belirledikleri sınırlama ölçüsüyle alış veriş yapabilirler… Kaldı ki buralarda satılan gıda maddeleri, genelde kullanım süresi az kalmış ürünler olduğundan, en kısa sürede de tüketilmesi gerekmektedir.

Bu gerçekliğe rağmen; Mart ayının ilk günlerinde Essen şehrindeki Tafel yöneticileri, mülteci ve göçmenlerin “çok ve saldırgan” oldukları gerekçesiyle sadece Alman kimliği olanlara yardım yapılacağını açıkladılar. Irkçıların sürekli gündeme getirdiği “Önce Almanlar!“ sloganı bir kez daha hayata geçirilirken, ırkçılığın geldiği aşamayı da gözler önüne sermekte.

Sözde “refah” ve “demokrasi beşiği” ülkeleri olarak bilinen Almanya, Fransa başta olmak üzere Avrupa coğrafyalarında da, kadınlar halen erkeklerden daha düşük ücret alıyorlar. Düşük ücretli işlerde çalışanların büyük bir bölümü kadınlar, özellikle de göçmen kadınlardan oluşmaktadır. Yanı sıra eş değerde işe eşit ücret yasalarda yer alsa da, pratikte hiçbir coğrafyada hayat bulmamakta… Resmi verilere göre Almanya’da kadınlar erkeklerden ortalama yüzde 22 daha az ücret alıyor. Oran bazı işkollarında yüzde 25’e kadar çıkıyor. Diğer Avrupa coğrafyalarında da durum farklı değil…

Federal Kriminal Dairesi tarafından verilen bilgilere göre Almanya’da her gün bir erkek eşini öldürmeye çalışıyor. 2017’de toplam 140 bin kadına yönelik şiddet olayı kayıtlara geçti. Ki; bu rakamın buz dağının görünen yüzü olduğuna hiç şüphe yok.

İşçi, emekçi halkı yoksullaştıranların cinsiyeti yok;

Verdiğimiz bu veriler, ekonomik olarak AB ülkeleri içinde en güçlü olan ve yönetici kadroları azımsanmayacak oranda kadınlardan oluşan bir ülke olan Almanya’dan…  14 yıldır başbakanlık koltuğunda “dünyanın en güçlü kadını” unvanına sahip Angela Merkel oturuyor. Annegret Kramp-Karrenbauer ve Andrea Nahles; ülkenin hükümet ortağı olan iki büyük parti CDU ve SPD’nin genel başkanları. “Erkekler ordusunu” yöneten Savunma Bakanı da yedi çocuk annesi olan Ursula von der Leyen…  Günümüzde Avrupa genelinde birçok radikal sağ partinin yöneticileri kadın…

Anlaşılacağı üzere, devlet yönetiminde kadınlar da olsa, esas belirleyici olan bu kadınların hangi sınıfı temsil ettikleri olmakta… Çünkü işçi, emekçilere yönelik saldırıları gerçekleştirenler, her daim kendi sınıflarının çıkarları için çaba harcarlar, açıkçası buna zorunludurlar da… Aksi taktirde orada kalabilmeleri mümkün değildir. Bu nedenle de kadın cinsine ait olsalar da bizim anladığımız, savunduğumuz cins bilincinden yoksundurlar ve her daim ait oldukları sınıfın çıkarları önde yer alır. Kısacası işçi, emekçi halkı yoksullaştıranların cinsiyeti yoktur…

]]>
Mannheim ProMigra Küba Gezisi gerçekleştirdi https://www.atik-online.net/blog/mannheim-promigra-kuba-gezisi-gerceklestirdi Fri, 31 May 2019 22:42:24 +0000 http://www.atik-online.net/?p=67721 Mannheim |29.05.2019| ATİF e bağlı Mannheim Pro Migra Derneği 12 günlük Küba gezisi gerçekleştirdi. Gezi 11 kişinin katılımı ile 16 Mayis 2019 başlayarak 27 Mayıs 2019’da son buldu. Pro Migra Yönetimi 2011 yılından itibaren, Paris gezisi ile başlayarak Prag, Venedig, Londra, Holanda, Belçika gibi ülkelerin ardından gezilerine Küba’yı da kattı.
Farklı  ülkelerin kültürel yapılarını, halkların yaşam tarzını, geçmiş tarihsel yapılarını görme ve öğrenme olanağını yakalayarak, Mannheim ve çevresinde yaşayan kitleyi gezilerine katarak beğenisini aldı. Gidilen ülkelerin seciminde her sene yapıldığı gibi dernek kitlesi ile ortak alınan kararlar doğrultusunda bu senende Küba gezisi kararlaştırıldı.
Tüm imkanları zorlayarak ve yaklaşık 1 senelik bir çalışma sonucunda en uygun ama kalitenin iyi olacağı  bir geziyi 11 kişilik bir katılım ile Kübaya gerçekleştirdi. Havana, Pinar del Rio, Vinales, Cienfuegos, Topes de Collantes, Trinidad, Cayo Santa Maria ve Santa Clara şehirlerinde rehber eşliğinde tur düzenlenerek ardından 5 günlük Varadero da deniz tatili yapıldı.
Rehber eşliğinde yapılan turda tarihi, kültür, yemek, müzeler ve eski yapılar görme ve tanıma imkanı yakalanan gezide, özelikle Küba’nın geçmişi ve devrimin önemli sembolleri ve isimleri hakkında bilgi alma ve öğrenme imkanı yakalandı. Gezinin öne çıkan ve katılımcılar için büyük bir önem arz eden nokta ise Komünist Önder Ibrahim Kaypakkaya`nın Havanna  „Devrim Meydanında“ düzenlenen 18 Mayıs anmasına katılmak ve Santa Clara şehrindeki Ernesto Che Guevara’nın anıtını ziyaret etmek oldu.
]]>
Avrupa Dersim Festivali Gerçekleştirildi https://www.atik-online.net/blog/avrupa-dersim-festivali-gerceklestirildi Sun, 26 May 2019 20:47:28 +0000 http://www.atik-online.net/?p=67662

Frankfurt |26.05.2019| Her yıl geleneksel olarak yapılan Avrupa Dersim Festivali bu yılda Almanya’nın Frankfurt kentinde gerçekleştirildi. Yüzlerce kişinin katıldığı ve iki gün süren festivalin ilk gününde “Modernite kıskacında Dersim” konusu işlendi. Panelde Erdal Emre, Cafer Tar ve Şahin Polat söz alarak düşüncelerini belirttiler. Panelin moderatörlüğünü ise Ayfer Şimşir üstlendi.

Festivalin ikinci günü ise kültürel program ve konuşmalarla geçti. Birçok sanatçının yanı sıra Almanya Sol Parti Milletvekili Gökay Akbulut, Turgut Öker, Frankfurt Anakent Belediye temsilcisi, FEDA ve ADEF temsilcileri ile HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül düşüncelerini belirttiler. Ali Haydar Ben ise vize alamadığı için festivale katılamadı, yazılı mesajı ile neden vize alamadığını dile getiren Ben, TC’nin baskı politikasını kınadığını belirtti.

Festivalde sahne alan Grup Umuda Haykırış, Ferhat Tunç, Alamor, Diyar, Özlem Bağlayan, Kadir Demir, Grup Kızıl Anka, Hıdır Kutan, Kivram Erdal, Domane Dersim Çocuk Korosu ve Dans Akademisi Köln klam, marş, oyun ve eserleri ile festivale renk kattılar. Son olarak sahne alan Grup Umuda Haykırı ile birlikte coşku doruk noktasına çıktı ve festival alan halaylar çekildi. Festivalde ayrıca Dersim geleneklerine göre sembolik Gelin karşılama töreni yapıldı.

 

]]>